Ekonomi Gündemi: Politika faizi, bütçe, borç, otomotiv, konut, tüketici güveni

17 – 21 Ocak haftasında Merkez Bankasının faiz kararına odaklanacağız, zira yüksek enflasyon ortamında olası bir faiz indirimi döviz kurunda sert dalgalanmalara sebep olacak. Döviz kurundaki sert artış sebebiyle Kasım ayı merkezi yönetim borç stokunda, Aralık ayı konut fiyatlarında sert yükselişler göreceğiz. Yüksek enflasyon baskılarına bağlı olarak Ocak ayı tüketici güveninde kötümserlik korunacak.

17 OCAK 2022, PAZARTESİ

2021 YILI ARALIK AYI OTOMOTİV SEKTÖRÜ VERİLERİ – OSD

2021 yılı Aralık ayı otomotiv sektörü verileri açıklanacak. Kasım ayında 115.078 adet üretim (aylık %6,48 artış) olurken, 75.892 adet ihracat (aylık %12,79 düşüş), 35.777 adet ithalat (aylık %13,71 artış), yurt içi satışlar 64.036 adet (aylık %6,61 artış) olmuştu.

Kaynak: Turkey Data Monitor

2021 YILI ARALIK AYI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ – HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

Aralık ayı merkezi yönetim bütçesi. Bütçe Kasım ayında 32,0 milyar TL fazla vermiş, Ocak-Kasım döneminde bütçe 46,5 milyar TL açık vermişti.

Kaynak: Turkey Data Monitor

2021 YILI KASIM AYI KISA VADELİ DIŞ BORÇ STOKU – TCMB

Türkiye’nin toplam kısa vadeli dış borç stoku 2021 yılı Ekim ayında aylık 0,5 milyar dolar azalışla 125,5 milyar dolara gerilemişti.

Kaynak: Turkey Data Monitor

18 OCAK 2022, SALI

2021 YILI KASIM AYI KONUT FİYAT ENDEKSİ – TCMB

2021 yılı Ekim ayında konut fiyat endeksi bir önceki aya göre %5,5, bir önceki yılın aynı ayına göre nominal olarak %40,0, reel olarak %16,8 artmıştı. 2021 yılında kur artışındaki hızlanma inşaat maliyetleri ve konut fiyatlarındaki artışı hızlandırdı. Kasım ve Aralık aylarında kur artışında sert yükselişe bağlı olarak konut fiyatları da yükselecek.

Kaynak: Turkey Data Monitor

20 OCAK 2022, PERŞEMBE

TCMB POLİTİKA FAİZ KARARI – TCMB

Aralık ayı para politikası toplantısında TCMB politika faizini %15’ten %14’e düşürmüştü. Toplantı notlarını faiz indirimlerinin etkilerinin 2022 yılı ilk çeyreğinde gözleneceğini ve beklemede kalınacağını yorumlamıştık. Politika faizi indirilmesine rağmen kredi faiz oranları %30 seviyesini aştı, tahvil faizleri yükseldi, enflasyonist baskılar artmaya devam etti, döviz kuruna yönelik riskler korundu. Güven kaybına rağmen faiz indiriminin ihtimal dahilinde olması kurda çok daha sert dalgalanmalar görmemize sebep olabilir.

Kaynak: Turkey Data Monitor

OCAK AYI TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ – TÜİK

Mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, Aralık ayında aylık %3,1 azalışla tarihi düşük seviye olan 68,9 seviyesine gerilemişti. Endeksin 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durum olduğunu gösteriyor. Ocak ayında gelen zamlar, fiyat artışları ve enflasyonda artış beklentileri tüketici güveninde olumsuz seyrin devam edeceğine işaret ediyor.

Kaynak: Turkey Data Monitor

2021 YILI ARALIK AYI MERKEZİ YÖNETİM BORÇ STOKU – HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

2021 yılı Kasım ayında döviz kurundaki sert yükseliş merkezi yönetimin borç stokunun %19,4 artış kaydederek 2,7 trilyon TL’ye yükselmişti. Borç stokunun %66’sını oluşturan döviz cinsi borç stoku (mavi çizgi) Kasım ayında önceki aya göre %31,2 artmış, TL cinsi borç stokundaki (sarı çizgi) aylık artış %1,5 düzeyinde sınırlı kalmıştı. Döviz kurunun %30 arttığı Aralık ayında da merkezi yönetim borç stokundaki artış sürecek.

Kaynak: Turkey Data Monitor

14 OCAK TARİHLİ HAFTALIK PARA VE BANKA VERİLERİ – BDDK, TCMB

Kur korumalı mevduatın devrede olduğu 7 Ocak ile biten haftada önceki haftaya göre vadesiz TL cinsi mevduatlar 30 milyar TL azalırken, TL cinsi vadeli mevduatlar 34 milyar TL arttı. Piyasadaki likiditeyi gösteren parasal göstergeler (M1, M2, M3) önceki haftaya göre yükseldi. Kur Korumalı Mevduatların etkisiyle TL cinsi mevduatlar önceki haftaya göre %1,6 yükseldi, TL cinsi krediler hafif geriledi. TL cinsi mevduat faizleri %16-20 aralığına daraldı, TL cinsi kredi faizleri %18-32 aralığına yükseldi. Gerçek kişilerin döviz mevduatları (DTH) 117,1 milyar dolar ile önceki haftaya göre 1,1 milyar dolar düştü; tüzel kişilerin 1,2 milyar dolar azalışla 86,6 milyar dolara geriledi, yurt dışı mevduatlar 0,1 milyar dolar düşüşle 24,5 milyar dolara geriledi, böylece toplam DTH büyüklüğü 7 Ocak haftasında 2,6 milyar dolar azalışla 229,6 milyar dolar oldu. Bankacılık sistemi yabancı para net genel pozisyonu önceki haftaya göre 0,1 milyar dolar düşüşle 4,4 milyar dolar seviyesine geriledi. Merkez Bankasında tutulan uluslararası rezervler 109,4 milyar dolar ile önceki haftaya göre 1,6 milyar dolar düştü. Altın rezervleri 7 Ocak’ta 38,5 milyar dolar ile önceki haftaya göre değişiklik göstermedi, brüt döviz rezervleri 71,0 milyar dolar ile önceki haftaya göre 1,6 milyar dolar düştü. Merkez Bankasının net rezerv açığı önceki haftaya göre 2,6 milyar dolar artışla 39,4 milyar dolar seviyesine yükseldi. Yurtdışında yerleşik kişilerin mülkiyetindeki hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedi (DİBS) stokları toplamı 23,3 milyar dolar ile bir önceki haftaya göre 0,2 milyar dolar yükseldi. Yurt dışı yerleşikler 7 Ocak ile biten haftada hisse senetlerinde 143 milyon dolarlık net satış, DİBS’te 49 milyon dolarlık net satış gerçekleştirdi.

Kaynak: Turkey Data Monitor

Dr. Fulya Gürbüz

Küresel PMI: Öncü ekonomiler Kasım’da büyümeye devam etti

IHS Markit ilk tahminlerine göre ABD, Euro Bölgesi, İngiltere ve Japonya’da ekonomik aktivite Kasım ayında büyümesini sürdürdü, enflasyonist baskılar artarken maliyet baskıları hızlandı.

ABD’de enflasyonist baskı artarken üretim artış eğilimini korudu…

ABD imalat sektörü Kasım ayında artan yeni siparişlerin etkisiyle önceki aya göre daha hızlı büyüme kaydetti. Tedarikteki zorluklar, istihdam ve malzeme kısıtları büyüme performansını aşağı çeken faktörler oldu. Üretim öncesi girdi stoklarındaki sert düşüş nihai ürün stoklarının azalmasına sebep olurken, üretim öncesi girdi satın alımları hızlandı. Yüksek nakliye ücretleri üretim maliyetlerini yukarı çekti, maliyet artışı satış fiyatlarına yukarı yönlü yansıtıldı. Hizmet sektörü ise seyahat kısıtlamalarıın gevşetilmesinin desteğiyle Kasım ayında yavaşlayan hızla da olsa büyümesini sürdürdü. Yeni ihracat siparişlerinde yükselişe rağmen istihdam kısıtları işe alımları baskıladı, girdi maliyetleri ve çıktı fiyatları hızlandı. Aşağıdaki grafik imalat ve hizmet sektörlerini kapsayan kompozit PMI endeksinin (yeşil çizgi) 50 eşik değerinin üzerinde kalarak büyüme eğilimini koruduğunu gösteriyor. Grafikte yer alan gri çubuklar ise üçüncü çeyrekte GSYH büyümesinin önceki çeyreğe göre yavaşladığını ortaya koyarken son çeyrekte kompozit PMI’daki ılımlı seyir GSYH’nin mevcut performansını koruyacağına işaret ediyor.    

Euro Bölgesinde ekonomik aktivite Kasım ayında büyümesini sürdürdü, enflasyonist baskı arttı…

Euro Bölgesinde imalat ve hizmet sektörü toplamında büyüme Kasım ayında devam ederken, işe alımlar hızlandı ancak yenilenen Kovid-19 endişeleri olumlu beklentilerde bozulmaya sebep oldu. Söz konusu endişeler hizmet sektöründe turizm ve dinlenme sektöründe zayıf büyümeyi beraberinde getirdi. İmalat sektöründe otomotiv sektörü üretimi son üç aydır gerilerken; teknik ekipman, gıda ve içecek ile tüketim malları üretimindeki büyüme hızlandı. Yükselen enerji fiyatları enflasyonist baskıyı artırdı. Özellikle Almanya’da ihracat performansının hızlanması Türkiye’nin ihracat potansiyeli açısından dikkate değer. Aşağıdaki grafikte Euro Bölgesinde ekonomik aktivitenin (yeşil çizgi) son çeyrekte büyüme eğilimini koruması, GSYH’nin (gri çubuklar) de önceki çeyreğe göre büyüme performansını sürdüreceğine işaret ediyor.

İngiltere’de mal üretimi hizmet üretiminin gerisinde kalırken fiyat baskısı yükseliyor…  

İngiltere’de imalat sektörü Kasım ayında önceki aya göre büyümesini hızlandırırken, hizmet sektöründeki hızlanma kısmen yavaşladı. Küresel arz kısıtlarının etkisiyle imalat sektörünün büyüme hızı, hizmet sektöründen daha yavaş seyrediyor. Hizmetlere olan iç ve dış talep artarken, mal talebi düştü. Yüksek maaşlar ile petrol, enerji ve ham madde fiyatlarındaki sıçramalar enflasyon baskısını artırdı. Aşağıdaki grafikte İngiltere ekonomisinin (gri çubuklar) yavaşlayarak da olsa büyüdüğünü, bunda hizmet ve imalat sektörü üretimindeki yavaşlamanın (yeşil çizgi) etkisi olduğu görülüyor.

Japonya ekonomisi Kasım ayında hızlandı, girdi maliyetlerindeki baskı arttı…

Aşılamadaki hızlanma ve kısıtlamaların gevşetilmesine bağlı olarak Japonya’da imalat ve hizmet sektörleri Kasım ayında büyüme hızlarını artırdı. Her iki sektörde iç talep ve ihracat siparişleri arttı, istihdamda zayıflık sürdü. İstihdam ve malzeme arz kısıtlarının etkisiyle ham madde, taşıma ve ücret maliyet artışları hızlandı. Aşağıdaki grafikte görüleceği üzere ekonomik aktivitedeki hızlanma (turuncu çizgi) GSYH büyümesinde (gri çubuklar) önemli rol oynuyor.

Dr. Fulya Gürbüz

Ekim PMI: Küresel arz kısıtları enflasyon baskısını artırıyor

Ekim ayı öncü PMI verileri ABD, Euro Bölgesi ve İngiltere hizmet sektörlerinde hızlanmaya, Almanya’da ihracatın imalat sektörünü desteklediğine, Japonya’da hem hizmet hem de imalat sektörlerinde hızlanmaya işaret etti. Söz konusu ülke/bölgelerde istihdam artışı sürdü, girdi maliyetlerindeki artışın hızlanması çıktı fiyatlarını yukarı çekti. Almanya’da ihracat artışının Ekim ayında artmaya devam etmesi Türkiye’nin ihracatı açısından olumlu bir sinyal olabilir.

ABD’de hizmet sektörü hızlandı, imalat sektörü üretimi yavaşladı, istihdam artışı sürdü, fiyat artışları hızlandı…

Ekim ayında hammadde kısıtları ve tedarik zincirindeki gecikmeler ABD’de imalat sektörü üretimini yavaşlatmaya devam etti. Kovid-19 endişelerindeki azalmaya bağlı olarak hizmet sektöründe siparişler hızlı artış gösterdi, işe alımlar arttı; yüksek taşıma maliyetleri, çalışan ücretleri, tedarikçi ücretleri ve malzeme fiyatlarına bağlı olarak enflasyon üzerindeki baskı arttı. İmalat tarafında ise tedarik zinciri kısıtları ve noksanlıkları ile tedarik sürelerinin uzamasına bağlı olarak üretim ve siparişlerde hafif zayıflama kaydedildi. İmalatçılar hem stoklarını artırmak hem de tedarik sorunuyla baş edebilmek amacıyla satın alımlarını hızlandırdı. Malzeme kıtlığı, lojistiğe bağlı sorunlar ve yüksek emtia fiyatları girdi maliyetlerini dolayısıyla da fabrika satış fiyatlarını hızla yukarı çekmeye devam etti. Eylül ayında ABD’de TÜFE (grafikte mavi çizgi, sol eksen) yıllık %5,4 (aylık %0,4), ÜFE (grafikte siyah noktalı çizgi, sağ eksen) ise yıllık %8,6 (aylık %0,5) artış kaydetmişti.

Almanya’da ihracat imalat sektörünü destekledi, istihdam artışı sürdü, girdi ve çıktı fiyat artışları hızlandı…

Ekim ayında Almanya’da hizmet ve imalat sektörleri yavaş hızla da olsa büyümesini sürdürdü. İmalat sektöründe yavaşlamanın sebepleri girdi kısıtları ve otomotiv sektöründe yaşanan talep daralması oldu. Arz zincirinde devam eden sıkıntılar hizmet sektörünü olumsuz etkilemeye devam etti. Otomotiv sektörünü çıkmaza sokan çip darlığı fabrikaların yeni sipariş artışlarında yavaşlamaya sebep olurken, ihracat siparişleri güçlü seyrini korudu. Hizmet sektöründe ihracat siparişleri hızlanma kaydetse de yurt içi siparişler son altı ayın en yavaş artışını kaydetti. Fiyat tarafında ise girdi maliyetleri ve çıktı fiyatları sert yükseldi. İmalat sektöründe başta metaller ve plastik olmak üzere hammadde fiyatlarındaki yükseliş ve artan enerji fiyatlarına dikkat çekilirken, hizmet sektöründe faaliyet giderlerindeki tarihi rekor artışa vurgu yapıldı.  İstihdamda ise güçlü alımlar sürdü. Eylül ayında Almanya’da TÜFE (grafikte mavi çizgi, sol eksen) aylık bazda değişiklik göstermezken yıllık artış %4,1 olmuş, ÜFE (grafikte siyah noktalı çizgi, sağ eksen) ise yıllık %14,2 (aylık %2,3) artış kaydetmişti.

Euro Bölgesi’nde otomotiv sektörü üretimi en sert düşüşünü kaydetti, hizmet sektörü büyüdü, istihdam arttı, fiyat artışları hızlandı…

Ekim ayında Euro Bölgesi genelinde hizmet ve mal üretimindeki artış yavaşlayarak sürdü. Hizmet sektörlerinde siparişler hızlı artarken, imalat sektöründe siparişler son dokuz ayın en düşük artışını kaydetti. Otomobil ve yedek parça sektöründe üretim en hızlı düşüşünü kaydetti. Artan Kovid-19 endişelerine paralel olarak seyahat, turizm, eğlence ve dinlenme faaliyetlerinde gerileme görülürken; sağlık, medya, bankacılık ve banka dışı finansal sektörde aktivite hızlandı. Bölge genelinde istihdam artışı sürdü. Girdi ve çıktı fiyatlarında artışlar hızlandı. Euro Bölgesi’nde TÜFE (grafikte mavi çizgi, sol eksen) yıllık %3,4 (aylık %0,5), ÜFE (grafikte siyah noktalı çizgi, sağ eksen) ise yıllık %13,4 (aylık %1,1) artış kaydetmişti.

İngiltere’de hizmet sektörü hızlandı, kapasite kısıtları imalat sektörünü aşağı çekti, istihdam artışı hızlandı, rekor hızda fiyatlar arttı…

Pandemi kısıtlarının kaldırıldığı İngiltere’de Ekim ayında ihracat siparişlerinin de desteğiyle hizmet sektöründe aktivite hızlandı, imalat sektörü üretimi yavaşladı. İstihdam ve malzeme kısıtları ile azalan ihracat siparişleri imalat sektörü üretimini aşağı çeken ana faktörler oldu. Güçlü ücret artışları ve kötüleşmeye devam eden küresel tedarik zinciri girdi maliyetlerinin paralelinde de çıktı fiyatlarının rekor hızda yükselmelerine sebep oldu. Girdi maliyetlerinin tetikleyicileri yakıt, taşıma ve enerji fiyatları, başta çip ve diğer elektronik aksamlar olmak üzere hammadde darlığı oldu.  Eylül ayında İngiltere’de TÜFE (grafikte mavi çizgi, sol eksen) yıllık %3,1 (aylık %0,3), ÜFE (grafikte siyah noktalı çizgi, sağ eksen) ise yıllık %6,7 (aylık %0,5) artış kaydetmişti.

Japonya’da imalat sektörü Ekim ayında büyümeyi sürdürdü, hizmet sektörü üretimi Ocak 2020’den bu yana ilk kez arttı…

Kovid-19 vakalarında gerileme ve pandemi kaynaklı kısıtlamaların gevşetilmesine bağlı olarak Japonya’da hizmet sektörü Ocak 2020’den bu yana ilk kez Ekim 2021’de önceki aya göre büyüme kaydetti, imalat sektörü son dokuz ayda sekizinci kez büyümesini sürdürdü. İmalat sektöründe yerel ve ihracat siparişleri artarken, hizmet sektöründe siparişler düşüşünü sürdürdü. İmalat sektöründe işe alımlar hızlandı. Tedarik zincirinde süregelen sıkıntılar ve malzeme kıtlığı girdi maliyetlerinin son 13 yılın en hızlı artışı kaydetmesine sebep olurken, çıktı fiyatları da sert şekilde yükseldi. Eylül ayında Japonya’da TÜFE (grafikte mavi çizgi, sol eksen) yıllık %0,2 (aylık %0,4), ÜFE (grafikte siyah noktalı çizgi, sağ eksen) ise yıllık %6,3 artış kaydetmişti.

Dr. Fulya Gürbüz

Sanayi üretimini Mayıs ayında stok artışları destekledi

Covid-19 kaynaklı kapatmaların hakim olduğu Mayıs ayında sanayi üretimi aylık %1,3, yıllık %40,7 artış kaydetti.

Kaynak: Turkey Data Monitor

Sanayi üretimi endeksinin ağırlıklı kısmını oluşturan imalat sanayi endeksi ise Mayıs ayında aylık %1,1 arttı. Alt detaylarda ara malı imalatı aylık olarak %3,9, dayanıksız tüketim malı üretimi %0,7, enerji malı üretimi %0,2 arttı; dayanıklı tüketim malı imalatı aylık %1,0, sermaye malı imalatı %2,1 düştü.

Kaynak: TÜİK

Sermaye malı imalatı alt endeksinde aylık %2,1’lik düşüşe rağmen alt detaylara odaklandığımızda makina ve teçhizat imalatında aylık olarak %1,0, metalik olmayan diğer mineral madde imalatında ise %3,6’lık yükselişler kaydedildi. Buradan anladığımız, imalat sektörünün Mayıs ayında özellikle inşaat yatırımlarına yöneldiğini gösteriyor. Nitekim Mayıs ayı işgücü verileri de inşaat sektöründe istihdamın önceki aya göre artış gösterdiğine işaret etmişti.

Mayıs ayında otomotiv sektörü üretimi ve ihracatındaki azalış, sanayi üretimi endeksini aşağı çeken önemli bir faktör oldu.

Kaynak: Turkey Data Monitor

Ara malı imalatındaki aylık %3,9’luk hızlanmanın sebeplerini ise Mayıs ayı dış ticaret miktar endeksleri verilerinde buluyoruz. Mayıs ayında ara malı imalatındaki artış kısmen ara malı ihracatından kaynaklanırken, ağırlıklı olarak stok artırım amaçlı olduğunu tahmin ediyoruz.

Kaynak: Turkey Data Monitor

Haziran ayına ilişkin imalat sektörü PMI endeksi verileri, üretim ve yeni siparişlerin Mayıs ayındaki kapanmanın ardından kısıtlamaların gevşetildiği Haziran ayı ile birlikte büyüme kaydettiğini göstermişti. Nitekim Haziran ayı ihracat verileri de Mayıs ayına göre %20’lik hızlı bir artışa işaret etmişti. Elbette söz konusu gelişmeler Haziran ayında sanayi üretiminde aylık bazda hızlanma göstereceğimize işaret ediyor. Öte yandan, tedarik zincirindeki sorunların Haziran ayında da devam etmesi, imalat sektörünün ara malı üretimine ve stok artırım hamlelerine ne kadar ağırlık verdiğini gösterecek.

Dr. Fulya Gürbüz

Ekonomide büyümenin anahtarı aşıda

Ekonomide büyümenin kilidini bilginin küreselleştiği mevcut pandemi sürecinde aşıların etkinliği, virüsün yapısındaki değişikliklere uyumları ve aşılama süreci açacak.

Çember daralıyor derken Covid-19 hanemize girdi. 14-18 Aralık haftasının başında kızım ve hemen ardından oğlum Covid-19 virüsüne yakalandılar. Evde izolasyon, hijyen tedbirleri ve maske kullanımı sayesinde virüse maruz kalmadım. Kadıköy İlçe Sağlık Müdürlüğünün sürekli takibinde olmamız, süreci atlatmakta önemli bir faktör oldu. Tüm İlçe Sağlık çalışanlarına sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum.

Gelelim makro-ekonomik verilerden uzak kaldığım son 11 gündeki gelişmeleri anlamaya. Öncelikle sanayi üretimi.

14 Aralık’ta TÜİK Ekim ayı sanayi üretimi endeksini, 22 Aralık’ta da Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Kasım ayı otomotiv sektörü verilerini açıkladı.

Sanayi üretimi Ekim ayında bir önceki aya göre %1,1 artış kaydetse de artış hızı Eylül ayındaki %1,7’lik artışın gerisinde kaldı. Sanayi üretimi, Mayıs ayında bir önceki aya göre %18,2’lik sert yükselişin ardından son 4 aydır artışını yavaşlayarak da olsa sürdürüyor.

Aşağıdaki grafikte gri çubuklar sol eksendeki sanayii üretimi endeksini, mavi çizgi sağ eksendeki otomotiv sektörü toplam üretimini, kırmızı çizgi ise yine sağ eksendeki otomotiv sektörü ihracat verilerini gösteriyor.

Grafikte Ağustos aylarında dikkat çeken düşüşlerin sebebi, Ağustos ayının otomotiv sektörünün tatil yaptığı döneme denk geliyor olması.

Yukarıdaki grafiği incelediğimizde; otomotiv ihracatının otomotiv üretimini, otomotiv üretiminin ise sanayi üretimini doğrudan etkilediğini görebiliyoruz.

Türkiye’nin toplam ihracatının en büyük payını otomotiv sektörü ihracatı oluşturuyor. Türkiye, ihracatının en büyük kısmını ise Almanya’ya yapıyor. Dolayısıyla Türkiye’de sanayi üretiminin Almanya’daki talep şartlarından doğrudan etkilendiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Aşağıdaki grafiği tradingeconomics.com’dan aldım. Mavi çizgi sol eksendeki Almanya’nın otomotiv üretimini, siyah kesikli çizgi ise sağ eksendeki Türkiye’nin otomotiv üretimini gösteriyor. Tarihsel olarak bakıldığında, her iki ülkenin otomotiv üretimindeki artış ve azalışlar paralel seyrediyor.

Ancak grafikte bariz bir şekilde dikkatimizi çeken, Kasım ayında Almanya’nın otomotiv üretimi artarken, Türkiye’nin otomotiv üretiminde gerileme yaşanmış olması. Söz konusu gerilemenin sebeplerini araştırdığımızda;

. Kasım ayı TİM ihracat verilerine göre Almanya’ya yapılan ihracatın Ekim ayına göre gerilediğini,

. Kasım ayı İSO imalat sanayi PMI endeksine göre Türkiye’de yeni ihracat siparişlerinin Ekim ayına göre ivme kaybettiğini,

. IHS Markit Almanya imalat sektörü PMI verilerine göre Almanya’nın ihracat siparişlerindeki artışın Kasım ayında ivme kaybı yaşadığını görüyoruz.

Özellikle en büyük ticaret ortaklarımız olan Euro Bölgesi ve İngiltere’de Covid-19 kaynaklı kapatmaların sıkılaştırılmaya başlandığı Kasım ayında Türkiye’nin ihracatının bir önceki aya göre azalması, sanayi üretiminde de Kasım ayında güç kaybı yaşanacağı ihtimalini artırıyor.

Peki, Aralık ayı ile birlikte sanayi üretiminde nasıl bir tablo bizi bekliyor?

Avrupa’da kapatmaların Aralık ve Ocak aylarında sürecek olması Türkiye’nin üretim performansı üzerinde olumsuz etki yaratacak. Nitekim Avrupa Merkez Bankası (AMB), 10 Aralık tarihli toplantı kararında pandemi ve aşılamaya yönelik artan belirsizliklere vurgu yapılırken negatif faiz politikasını sürdürecekleri belirtilmişti. İngiltere Merkez Bankası da 17 Aralık tarihli toplantısında pandemi kaynaklı kapatmaların 2021 yılı ilk çeyreğine yönelik büyüme beklentilerini aşağı çekeceği vurgulandı. Ek olarak, Almanya ve Çin arasındaki ticaretin Uzak Doğu’da pandemi kaynaklı kapatmalardan doğrudan etkilenecek olması dikkatleri aşı konusundaki gelişmelere çekiyor.

Öte yandan, 16 Aralık tarihli toplantısında Amerikan merkez bankası Fed ekonomik aktivite, işsizlik ve enflasyon üzerinde ağır sonuçları olan pandeminin yarattığı sağlık sorunlarının orta vadede ekonomik görünüm üzerinde dikkate değer bir risk oluşturduğu ve ekonominin seyrinin tamamen virüsün seyrine bağlı olduğu belirtildi.

Bununla birlikte, 20 Ocak’ta resmen başkanlık koltuğuna oturacak olan Biden’in ticari ve siyasi ilişkileri diyalog yoluyla sürdüreceği vaadi, Trump yönetimine göre daha ılımlı bir tablo ihtimalini ortaya koyuyor. Bu, elbette risk algısı üzerinde olumlu bir etki yaratacaktır ancak küresel ekonomide büyümenin kilidini bilginin küreselleştiği mevcut pandemi sürecinde aşıların etkinliği, virüsün yapısındaki değişikliklere uyumları ve aşılama süreci açacak.

Yüksek enflasyonu yüksek faizle dizginlemeye çalışan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına ise hükümetin reformlar yoluyla destek vermesi bekleniyor. İşsizliğin arttığı, gelirlerin azaldığı hem Türkiye ekonomisini hem de küresel ekonomiyi 2021 yılında çok zorlu bir süreç bekliyor. Anahtar ise pandeminin seyri ve aşıda.

Dr. Fulya Gürbüz

Eylül ayında ihracat, sanayi üretimini ve istihdamı destekledi, tüketim arttı

9-13 Kasım haftasında açıklanan üretim, dış ticaret ve tüketime ilişkin takvim ve mevsimsellikten arındırılmış TÜİK verilerine göre;

. Sanayi üretimi Eylül ayında önceki aya göre %1,7 arttı,

. İhracat miktar endeksi Eylül ayında önceki aya göre %11,2 arttı,

. İthalat miktar endeksi Eylül ayında önceki aya göre %2,0 arttı,

. Sanayi sektörü istihdamı Ağustos döneminde (Tem-Ağu-Eyl) önceki döneme göre %2,0 arttı,

. Perakende satış hacmi Eylül ayında önceki aya göre %2,8 arttı.

İhracat, sanayi üretimini desteklemeye devam ediyor…

Bir önceki aya göre değişimleri gösteren aşağıdaki grafikte, Mayıs 2020’den itibaren ihracatın (kırmızı çubuk) ve hammadde ithalatının (mavi çubuk) sanayi üretimini (gri çubuk) desteklediğini görebilirsiniz. Gri renkli 0 noktasını gösteren uzun yatay çizginin üzerindeki değerler önceki aya göre artış olduğunu, çizginin altındaki değerler ise önceki aya göre azalma olduğunu göstermektedir. Ağustos ayında ihracatta kaydedilen düşüşe rağmen hammadde ithalatı ve sanayi üretimindeki artışın imalat sektöründe mal stoklarını (turuncu çubuk) beslediğini anlıyorum. Eylül ayında ise ithalattaki sınırlı artışa rağmen ihracatı mal stoklarının beslediğini tahmin ediyorum. Pandemide ikinci dalganın tedarik zincirinde olası kırılmaları beraberinde getirebileceği endişeler sebebiyle, IHS Markit küresel imalat sanayi PMI endeksleri ülke raporlarında tedbir amaçlı satın alımların hızlandığı sinyalini almıştık.

Sanayi üretimindeki artış sanayi istihdamını destekliyor…

Aşağıdaki grafikte sol eksen, sanayi sektöründe istihdam edilen kişi sayısını (turuncu çubuklar) göstermektedir. Grafiğin sağ ekseninde ise sanayi üretimi (gri çizgi) ve imalat sektörü mevcut siparişlerinde (bordo çizgi) önceki aya göre nasıl bir değişim olduğu gösteriliyor. Yılbaşından itibaren imalat sektöründeki siparişlerde ve paralelinde sanayi üretiminde ardı ardına yaşanan gerilemelerin ardından, pandemi tedbirlerindeki gevşetmelerin etkisiyle sanayi istihdamının Haziran dönemiyle birlikte yükseliş eğilimine girdiğini görüyoruz. Eylül ve Ekim ayına ilişkin göstergeler sanayi istihdamında yükselişin devam edeceğine işaret ediyor.

Türk lirasındaki değer kaybına rağmen yurt içinde perakende satışlar hızlandı…

Aşağıdaki grafik, sol eksende sanayi sektörü (gri çubuk), imalat sektöründe mevcut siparişler (bordo çubuk), perakende satışlar (yeşil çubuk) ve tüketim malları ithalatındaki (mor çubuk) bir önceki aya göre kaydedilen değişimleri gösteriyor. Sağ eksende ise Dolar/TL kurunun (mavi çizgi) aylık ortalama değerleri gösteriliyor. Grafikte neler gördüğümü sıralayayım:

. Ağustos ayında Dolar/TL kurunun önceki aya göre %6,1 yükselmesinin etkisiyle tüketim malı ithalatında önceki aya göre sert düşüş var. Perakende satışlardaki artış ise Temmuz ayına göre hız kesti.

. Eylül ayında Dolar/TL’deki %3,5 yükselişe rağmen hem perakende satışlarda hem de tüketim malları ithalatında yükseliş var. Perakende satışlardaki hızlanmada özellikle Tekstil, Giyim ve Ayakkabı satışlarındaki aylık %13,1’lik artışın etkili olduğunu söyleyeyim. Türk lirasındaki sert değer kaybına rağmen Eylül ayında tüketim malları ithalatındaki %7,5’lik artışın ana tetikleyicisinin ise otomotiv sektörü ithalatında Eylül ayında kaydedilen %30,8’lik artış ve paralelinde otomotiv satışlarının aynı ay %46,9 yükselmesinin etkisi olduğunu düşünüyorum.

Ekim ayı göstergeleri ne söylüyor?

Ticaret Bakanlığı verilerine göre Ekim ayında ihracat ve ithalatta artışın devam etmesi sanayi üretiminde, dolayısıyla da sanayi sektörü istihdamında iyileşme göreceğimize işaret ediyor. Ekim ayında Dolar/TL kurunun %4,8 yükselmesi ve artan kredi faiz oranları sebebiyle perakende satışlarda önemli bir iyileşme olmayacağını tahmin ediyorum.

Dr. Fulya Gürbüz

Sanayi üretimi Ağustos ayında ivme kaybetti, Eylül ayı göstergeleri cesaret kırıcı

Kaynak: TÜİK

Sanayi üretiminde ivme kaybının ana tetikleyicisi ihracattaki düşüş

Ağustos ayı öncü verileri sanayi üretiminde önceki aya göre ivme kaybına işaret ediyordu. TÜİK verilerine göre, takvim ve mevsimsellikten arındırılmış sanayi üretim endeksi Temmuz ayında kaydettiği aylık %8,48 büyümenin ardından Ağustos ayında %3,4 büyüme kaydetti. Bu yavaşlamada en büyük etken, ihracat pazarında önemli bir yere sahip olan Dayanıklı Tüketim Malı İmalatında önceki aya göre %4,63 daralma olması.

Ağustos ayında ihracat hacminde yaşanan %17’lik daralma sanayi üretimindeki ivme kaybını açıklıyor. TİM verilerine göre sanayi ihracatı Ağustos ayında önceki aya göre %18 gerilemişti. Bunda ihracatın en büyük payını oluşturan Taşıt Araçları ve Yan Sanayi ihracatında %30’luk, Demir ve Çelik Ürünleri ihracatında %16’lık gerileme etkili oldu. Yine ihracatın önemli kalemlerinden tekstil ve kimyevi madde ihracatındaki gerilemeler de dayanıksız tüketim malı imalatındaki ivme kaybını açıklıyor.

Perakende satışlar, sanayi üretimini sınırlı da olsa destekledi

TÜİK verilerine göre, takvim ve mevsimsellikten arındırılmış perakende satış hacmi Ağustos ayında bir önceki aya göre %1,4 arttı. Gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) önceki aya göre %4,5 artarken gıda, içecek ve tütün satışları %3,7 daraldı. İndirim sezonunun etkisiyle tekstil, giyim ve ayakkabı satışları %12,7’lik artış kaydetti. Öte yandan elektrikli eşya ve mobilya satışları önceki aya göre %4,8’lik daraldı. Söz konusu daralmada ihtiyaç kredileri faiz oranlarının Temmuz ayındaki %13’lü seviyelerden Ağustos ayında %17’li seviyelere yükselmesi etkili oldu.

Kaynak: TÜİK

Eylül ayında sanayi üretimi daha iyi bir performans gösterebilir

Takvim ve mevsimsellikten arındırılmış SAMEKS Üretim Endeksi Eylül ayında önceki aya göre hafif geriledi. Benzer gerileme İSO İmalat Sanayi Eylül ayı raporunda da görüldü. TİM Eylül ayı verileri ise ihracatta önceki aya göre artışa işaret etti. Beraber değerlendirildiğinde Eylül ayında sanayi üretiminde Ağustos ayına göre daha iyi bir performans görme ihtimali yüksek.

Ağustos ayında istihdamı sanayi sektörü destekleyecek, Eylül ayı görünümü olumsuz

Temmuz dönemi işgücü verileri işgücü ve istihdamda önceki aya göre iyileşmeye işaret etmiş mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı %13,6 seviyesine gerilemişti.

Kaynak: TÜİK

Ağustos ayı perakende satış verileri ve SAMEKS Hizmet Endeksi verileri dikkate alındığında hizmet sektörü istihdamı iyimser bir tablo ortaya koymazken Eylül ayı SAMEKS Hizmet Endeksi istihdamda bozulmanın sürdüğüne işaret etti.

Ağustos ayında, ihracatta artış ve SAMEKS Sanayi Endeksi verisinde işe alımlardaki hızlanma dikkate alındığında Ağustos ayı sanayi istihdamında iyimser bir tablo ortaya çıkıyor. Öte yandan, Eylül ayı SAMEKS Sanayi Endeksi verisine göre sanayi sektörü istihdamında bozulma var.

Dr. Fulya Gürbüz

Merkez Bankası risklere dikkat çekti, politika faizini değiştirmedi

Merkez Bankası 23 Temmuz tarihli olağan para politikası kurulu toplantısında (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını %8,25 seviyesinde sabit tuttu. Toplantı sonrası yayınlanan basın duyurusunda şu gerekçeleri okuyoruz:

. “Koronavirüs salgınına ilişkin gelişmelere bağlı olarak küresel büyümedeki zayıflama yılın ikinci çeyreğinde derinleşmiştir. Ülkelerin attığı normalleşme adımlarıyla üçüncü çeyrekte kısmi toparlanma sinyalleri gözlenmekle beraber toparlanmaya ilişkin belirsizlikler yüksek seyretmektedir.”

Nitekim geçen hafta 15 Temmuz’da Japonya Merkez Bankası (BoJ) ve 16 Temmuz’da Avrupa Merkez Bankası (ECB), olağan PPK toplantılarında %2 olan enflasyon hedeflerine ulaşana kadar politika faizlerini sabit bırakarak genişlemeci politikalarını sürdürmeye devam edeceklerini duyurdular. BoJ ve ECB’nin politika faizlerinden biri olan mevduat faiz oranları sırasıyla eksi %0,1 ve eksi %0,5 seviyelerinde bulunuyor. Mevduat faizinin “eksi” olması demek bankaya para yatırdığınız zaman vadesi geldiğinde paranızdan faiz geliri kazanmak yerine bankaya faiz ödüyorsunuz demektir. Diğer bir anlatımla, BoJ ve ECB diyor ki “Bana para getirme, kredi olarak finansman ihtiyacı olanlara dağıt” (Bankalar ellerinde fazla para kaldığı zaman merkez bankalarında mevduat olarak değerlendirebiliyorlar). Ek olarak, Almanya ve Fransa liderleri AB ekonomisinin toparlanabilmesi amacıyla 21 Temmuz’da diğer AB liderlerini de ikna ederek 390 milyar eurosu hibe olmak üzere 2021-2027 dönemini kapsayan toplam 1,8 trilyon euroluk bütçe ve koronavirüs paketi üzerinde uzlaşmaya vardı. Dolayısıyla buradan ekonomik toparlanma hedefine ulaşabilmek için merkez bankaları politikalarının maliye politikaları ile desteklenmesi gerektiğini okuyabiliriz.   

. “İktisadi faaliyette kademeli normalleşme adımlarıyla birlikte Mayıs ayında başlayan toparlanma güç kazanmaktadır. Salgın hastalığa bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması amacıyla yakın dönemde uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirler, ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve iktisadi faaliyetteki toparlanma sürecine katkı yapmaktadır. Turizm gelirlerinde salgın hastalığa bağlı olarak gözlenen düşüşe rağmen seyahat kısıtlamalarının hafifletilmesiyle kısmi bir iyileşme beklenmektedir. Mal ihracatındaki toparlanma ve emtia fiyatlarının düşük seviyeleri önümüzdeki dönemde cari işlemler dengesini destekleyecektir.”

.. Kısıtlamaların etkisiyle takvim ve mevsimsellikten arındırılmış sanayi üretimi Nisan ayında önceki aya göre %30 daraldı, Mayıs ayında kısıtlamaların hafifletilmesiyle önceki aya göre %17 iyileşme kaydetti.

.. Takvim ve mevsimsellikten arındırılmış perakende satışlar Nisan ayında önceki aya göre %21 daraldıktan sonra Mayıs ayında önceki aya göre %4 iyileşme kaydetti.

.. Konut satışları Nisan ayında önceki aya göre %61 azalmasının ardından kredi ve mevduat faizlerindeki düşüşün etkisiyle Mayıs ayında konut satışları %19, Haziran ayında %273 artışla 190.012’ye yükseldi.

.. Otomotiv sektörü satışları Nisan ayında önceki aya göre %47 azalmasının ardından Mayıs ve Haziran aylarında kredi ve mevduat faizlerindeki düşüşün etkisiyle sırasıyla aylık olarak %22 ve %119 artış kaydetti.

.. İhracat, Nisan ayında önceki aya göre %33 daraldıktan sonra Mayıs ve Haziran aylarında sırasıyla aylık olarak %11 ve %35 artış kaydetti. Ödemeler dengesi verilerine göre, altın hariç ihracat Mayıs ayında önceki aya göre %19 artış kaydetti.

.. İthalat, Nisan ayında önceki aya göre %31 daraldıktan sonra Mayıs ve Haziran aylarında sırasıyla %3 ve %22 artış kaydetti. Ödemeler dengesi verilerine göre, altın hariç ithalat Mayıs ayında önceki aya göre %4 artış kaydetti.

Turizm gelirlerindeki sert düşüşü dikkate aldığımızda, mal ihracatının mal ithalatından daha hızlı artması ve düşük emtia fiyatları elbette cari işlemler dengesini olumlu etkileyecektir. ABD-Çin ticaret geriliminin devam etmesi ve pandeminin tedarik zincirinde yarattığı sıkıntıya bağlı olarak umudumuz Türkiye’nin tedarik zincirinden pay kapabilmesi. Bu olasılığın gerçekleşmesi hem sanayi üretiminde hem de dış ticaretteki artışta sürdürülebilir bir devamlılık getirecektir. Tersi durumda ise talep daralması kaynaklı ithalatta gerileme sebebiyle cari işlemler dengesinde iyileşme göreceğiz.   

. “Toplam talep koşullarının sınırlayıcı etkisine karşın, salgına bağlı birim maliyet artışlarının yansımalarıyla çekirdek enflasyon göstergelerinin eğilimlerinde yükseliş gözlenmektedir. Uluslararası emtia fiyatları tüketici enflasyonunu sınırlamaya devam ederken, gıda enflasyonu dönemsel ve salgına bağlı etkiler nedeniyle artmıştır. Salgına bağlı tedbirlerle kısa vadede etkili olan arz yönlü unsurların, normalleşme sürecinin devamıyla kademeli olarak ortadan kalkacağı öngörülmektedir. Nitekim öncü göstergeler, normalleşme sürecinde kapasite kısıtlarına tâbi olan hizmet gruplarındaki aylık fiyat artışlarının yavaşlamaya başladığına işaret etmektedir. Yılın ikinci yarısında talep yönlü dezenflasyonist etkilerin daha belirgin hale geleceği öngörüsü korunmakla birlikte, yakın dönemdeki gerçekleşmeler nedeniyle yıl sonu enflasyon tahmini üzerindeki risklerin yukarı yönlü olduğu değerlendirilmektedir. Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümünü etkileyen tüm unsurları dikkate alarak, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir.”

Kredi hacmindeki yükselişin devam etmesi, konut ve otomotiv satışlarında Haziran ayında yaşanan hızlanma, ek olarak tedarik zincirindeki aksamalar fiyatlar genel seviyesinin aşağı gelmesini önleyen faktörler. Merkez Bankasının dezenflasyonist beklentisini canlı tutmasına rağmen %7,4 olan yılsonu enflasyon hedefi üzerinde risklerin yukarı yönlü olduğunu vurgulaması yaz döneminin sonuna yaklaşırken kredi büyümesindeki hızlanmanın devamlılığını sorgulatan bir gelişme.

Ekonomik ve finansal aktivite Haziran ve Temmuz aylarında ağırlıklı olarak kredi büyümesi ile beslendi. Bu taraftan gelecek bir bozulma, özellikle bankaların bilanço kalitesi üzerinde sorgulamaların başlamasına sebep olabilir.

Öte yandan, 2019 yılında toplam 124 milyar TL açık veren bütçenin, 2020’nin ilk 6 ayında 109 milyar TL açık vermesi Ekim ayında yüksek iç borç ödemesi yapacak olan Hazine’nin borçlanma maliyeti üzerinde risk oluşturuyor. Bu da faiz harcamalarında artış olması demek.

Yabancı turist bazlı turizm sektöründeki zayıflık, Merkez Bankasının ardından kamu bankalarının negatif net döviz varlıkları, ek olarak sonbaharla birlikte okulların başlaması, giyim ve gıda fiyatları ile enerji maliyetlerindeki artış gibi faktörleri dikkate alırsak, Ekim ayına kadar Merkez Bankasının %8,25 seviyesindeki politika faizini düşürmesini gerektirecek bir sebep şu an için gözükmüyor.

Dr. Fulya Gürbüz