Aralık ayında küresel imalat sektörü büyümeye devam etti

IHS Markit verilerine göre Aralık ayında artan yeni siparişlerin etkisiyle Türkiye dahil küresel imalat sektörleri büyüme kaydederken fiyatlar üzerindeki baskılar artmaya devam ediyor. Sebepleri, son gelen verilerin ışığında ortaya koymaya çalışalım.

2020 yılı Aralık ayında Türkiye’nin ihracat ve ithalatı önceki aya göre arttı…

Ticaret Bakanlığı Genel Ticaret Sistemine göre 2020 yılının Aralık ayında ihracat önceki aya göre %11’lik artışla 17,8 milyar dolar, ithalat ise %6’lık artışla 22,4 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2020 yılı genelinde toplam ihracat 169,5 milyar dolar, ithalat 194,2 milyar dolar oldu; ihracat 2019 yılı geneline göre %6,3 gerilerken, ithalat %4,3 artış kaydetti.

Türkiye’nin dış ticaretindeki artış imalat sektörünü beslerken maliyetler artıyor…

IHS Markit ve İstanbul Ticaret Odası iş birliğiyle hazırlanan Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) Aralık ayında 50,8 değerini aldı. Endeksin 50 üzerindeki değerler sektörün önceki aya göre büyüdüğünü, 50 altındaki değerler ise küçüldüğünü gösteriyor. Endeksin, Kasım ayında 51,4 değerini almışken Aralık ayında 50,8 değerine gerilemesi ise sektörün önceki aya göre yavaşlayarak büyümeye devam ettiği anlamına geliyor. Nitekim yayınlanan raporda “… koronavirüs (COVID-19) salgınında yaşanan ikinci dalga ve salgının yayılımını önlemek amacıyla devreye sokulan” kısıtlamaların Aralık ayında imalat sektörünün üretim ve yeni siparişlerde hatta yeni ihracat siparişlerinde yavaşlamalara yol açtığı ifade ediliyor. Öte yandan raporda yer aldığı üzere, imalat sektöründe yaşanan yavaşlamaya rağmen imalat sektöründe istihdam üst üste yedinci ay olan Aralık ayında da arttı, paralelinde satın alımlarda yükseliş kaydedildi. Peki Aralık ayında istihdam, satın alımlar ve üretimdeki artışların imalatçıya maliyeti ne oldu? Koronavirüs kaynaklı kapatmaların etkisiyle yaşanan hammadde kısıntıları Aralık ayında hammadde fiyatlarını yukarı çekerken, imalatçıların girdi maliyetlerinin yükselmesine sebep oldu.

TÜİK’in yayınladığı verilere göre yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) Aralık 2020’de aylık %2,36, yıllık %25,15 artış kaydetti. Tüketici fiyat endeksinde (TÜFE) ise aylık artış %1,25, yıllık artış %14,60 oldu. Pandemi kaynaklı ilk kapatmaların başladığı Nisan 2020’den yılsonuna kadarki dönemde üretici fiyatları %21,2, tüketici fiyatları %12,0, yarı yarıya ABD doları ve Euro’dan oluşan döviz sepeti ise %28,1 artış kaydetti. İmalat üretiminde ağırlıklı olarak ithal girdi kullanılması sebebiyle kur artışları üretim maliyetlerini doğrudan etkileyen ana faktördür.

Türkiye imalat sektörünü dış ticaret ortaklarının imalat sektörlerindeki büyüme destekledi…

J.P.Morgan Küresel İmalat Sektörü PMI Endeksi Aralık ayında 53,8 değeri ile önceki ayın seviyesini korusa da üretim, yeni siparişler ve yeni ihracat siparişleri artmaya devam etti. İmalat sektörleri Aralık ayında sırasıyla en yüksek hızla büyüyen ilk iki ülke Brezilya ve Tayvan oldu. Bu ülkeleri sırasıyla Almanya, Hollanda, Kanada, İngiltere, İrlanda ve ABD izledi. Türkiye’nin sırasıyla en büyük ihracat pazarları olan Almanya’nın ilk sırada yer aldığı AB ülkeleri, İngiltere, ABD, Çin, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirliği ve Hindistan imalat sektörlerinde Aralık ayında kaydedilen büyüme Türkiye’nin imalat sektörünün de büyümeye devam etmesine katkı sağladı. İngiltere’nin AB’den ayrılma sürecinde (Brexit) stokları artırma gayreti hem İngiltere’nin hem de AB ülkelerinin imalat sektöründe, dolayısıyla da yeni ihracat siparişlerinde artışı beraberinde getirdi. Türkiye’nin en büyük dış ticaret pazarı olan Almanya’nın Aralık ayı PMI raporunda imalat sektörünün büyüme kaydetmesini destekleyen etkenler olarak yurt içi talep ile AB’den ve Çin’den gelen ihracat siparişlerine vurgu yapıldı.

Pandemi gölgesinde küresel imalat sektörlerindeki iyileşme, enflasyonu yukarı çekiyor…

JP Morgan Küresel İmalat Sektörü PMI raporunda yazıldığı üzere küresel ara mal üreticileri Aralık ayında istihdamı artırırken tüketim ve yatırım malları üreticileri aynı ay istihdama destek veremediler. Pandemi kaynaklı arz kısıntıları ve artan ulaşım maliyetleri hem üretim maliyetleri hem de satış fiyatlarındaki artışın hızlanmasına sebep oldu. Diğer bir ifadeyle, küresel imalat sektörünün ayakları üzerinde durabilme çabaları enflasyonist baskının artmasına sebep oluyor. Artan enflasyon baskısı, pandemi etkisiyle küresel çapta artan işsiz nüfusun geçim sıkıntısını daha da zora sokuyor. Artan maliyetler ve gelir kaybı, bireylerin ve şirketlerin kredi borçları dolayısıyla da bankacılık sistemi üzerinde kara bulutların toplanmasına sebep oluyor. 2008-2009’da patlayan küresel finansal kriz, Mart 2018’de ABD’de Trump yönetiminin başlattığı ticaret savaşı ve son olarak 2019 yılının sonunda ortaya çıkan pandemi; finansal riski giderek sarmala dönüştürüyor. Bu sebeple dikkatler, aşının Covid-19 ve türevlerine etki edip etmeyeceğine yoğunlaşmış durumda. İyi senaryoda ekonomik aktivitenin iyileşmeye başlayacağını, kötü senaryoda ise gelir dağılımındaki makasın giderek açılacağını tahmin etmek zor değil. Makas ifadesi düşük gelir grubuyla yüksek gelir grubu arasındaki uçurumu ifade ediyor. Krizler ve bulaşıcı hastalıklarla daima yüzleşmek zorunda kalan ve kalacak olan küresel yönetimler mevcut ortamda finansman ihtiyacını sağlamaya çalışıyorlar. Öte yandan da cesaret kırıcı işsizlik verileri ve artan fiyatlar gelir dağılımının bozulmaya devam etmesine sebep oluyor. Anlaşılıyor ki aşı ile ilgili olumlu sinyaller alana kadar gelir dağılımı üzerindeki riskler de artmaya devam edecek. Aşı elbette bir çözüm ancak kalıcı çözüm için küresel yönetimlerin dış politika ve dış ticarette yapıcı bir tutum sergilediği, küresel gelir dağılımının adil bir resim ortaya koyduğu ütopik bir dünyanın hayalini kuruyorum.

Dr. Fulya Gürbüz

Ekim ayında enflasyon, dış ticaret ve sanayi üretiminde artış işaretleri

Kaynak: TCMB

Merkez Bankası her ay imalat sanayinde faaliyet gösteren işyerlerinin üst düzey yöneticilerinin katılımlarıyla gerçekleştirdiği Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) verilerini yayınlıyor. RKGE Ekim ayında bir önceki aya göre 2,8 puan artarak 108,1 seviyesine yükseldi.

Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi de bir önceki aya göre 4,0 puan artarak 109,7 seviyesinde gerçekleşti.

Endeksin 100 seviyesi üzerindeki değerler sektör temsilcilerinin ekonomik faaliyetlere ilişkin güveninin arttığını gösteriyor.

Anket sonuçlarına göre, Ekim ayında imalat sektöründeki gelişmeleri sıralarsak:

. Üretim hacmi, iç piyasa siparişleri, ihracat siparişleri önceki aya göre yükseldi.

. Gelecek üç ay için beklentiler üretim hacminde önceki aya göre iyileşirken iç piyasa ve ihracat siparişlerinde geriledi. İstihdam beklentilerinde de önceki aya göre iyimserlik arttı.

. Fiyatlar tarafından ise ortalama birim maliyet ve satış fiyatları önceki aya göre artışını sürdürürken gelecek üç ayda da söz konusu eğilimin süreceği bekleniyor.

Geçen hafta Avrupa’dan gelen Ekim ayı imalat sektörü PMI verileri özellikle Almanya ve İngiltere’de sektörün büyüdüğüne ve ihracat siparişlerinde artışa işaret etmişti. RKGE sonuçlarıyla birlikte değerlendirdiğimizde Ekim ayında en büyük dış ticaret ortaklarımızdaki söz konusu iyileşmenin Türkiye imalat sektörüne de olumlu yansıdığını anlıyoruz.

Aynı paralelde TCMB verilerine göre imalat sanayi kapasite kullanım oranı (KKO), Ekim ayında bir önceki aya göre 0,8 puan artarak %75,4 seviyesine yükseldi. Mevsimsel etkilerden arındırılmış KKO da aylık 0,6 puan artışla %74,9 değerini aldı.

Kaynak: TCMB

Söz konusu gelişmeler Ekim ayında enflasyonda, sanayi üretiminde ve dış ticaret verilerinde Eylül ayına göre artış işareti veriyor.

İmalat sektöründeki iyileşmenin izdüşümünü TÜİK’in yayınladığı Ekim ayı sektörel güven endeksleri sonuçlarında gördük. Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Ekim ayında bir önceki aya göre; hizmet sektöründe %6,4 artışla 79,7, perakende ticaret sektöründe %1,7 artışla 95,0 ve inşaat sektöründe %0,6 artışla 83,8 değerlerini aldı. Endeksin 100’den küçük olması sektörde kötümserliği gösterse de önceki aya göre yükselişler kötümserlikte zayıflama olduğuna işaret ediyor. Aşağıdaki grafikte, pandeminin en fazla hizmet sektörünü olumsuz etkilediğini görebilirsiniz.

Kaynak: TÜİK

Koronavirüs vakalarının artmaya başladığı mevcut durumda yeniden kısıtlamaların devreye girmesi ekonomik aktivitede yavaşlama getirecektir. Şiddeti ise alınacak tedbirlerin ne kadar sert olacağına bağlı.

Dr. Fulya Gürbüz

Fed “ekonominin seyri virüse bağlı” diyerek faizi sabit tuttu

Bugün olağan para politikası toplantısını tamamlayan ABD Merkez Bankası Fed, koronavirüsün ABD ve dünya genelinde büyük çapta insani ve ekonomik zorluklara sebep olduğunu, son birkaç aydır ekonomi faaliyetlerindeki iyileşme başlamış olsa da yılbaşındaki seviyelerinin çok gerisinde olduğunu belirtti.

Toplantı sonrası yayınlanan duyuruda; talepteki zayıflık ve hayli düşük seviyedeki petrol fiyatlarının tüketici fiyat enflasyonunu aşağıda tuttuğunu, alınan önlemlerin kısmen ekonomiyi desteklediğini ve ABD hanehalkı ve işletmelerine kredi imkanının sağlandığını, ancak ekonominin seyrinin tamamen virüsün seyrine bağlı olduğunu söylüyor Fed.

Bu sebeplerle politika faizi olan %0,00-0,25 seviyesindeki hedef faiz aralığını sabit tuttuğunu ifade eden Fed, maksimum istihdam ve %2 enflasyon hedefine ulaşana kadar yurtiçi ve yurtdışı gelişmeleri dikkate alarak tüm araçlarını kullanmaya devam edeceğini vurguluyor.

Ek olarak, hanehalkı ve işletmelere kredi akışını sürdürmek amacıyla Hazine tahvilleri ile özel sektör konut ve ticari ipoteğe dayalı menkul kıymetleri almaya, açık piyasa işlemleriyle de gecelik ve vadeli repo faaliyetleri mekanizmasıyla finansal piyasaları fonlamaya devam edeceğini duyurdu.

Toplantı sonrasında yayınladığı bir başka duyuruda ise Fed, ABD doları cinsi swap faaliyetlerini genişlettiğini ve yabancı ve uluslararası para otoriteleri için geçici repo olanağını 31 Mart 2021 tarihine kadar uzattığını ilan etti.

Dr. Fulya Gürbüz

Merkez Bankasının iyimserliğini riskler bozacak

Merkez Bankası 2020 yılı III. çeyrek Enflasyon Raporu’nu yayınladı. Rapor önemli çünkü Merkez Bankasının hem makro ekonomik görünüme dair görüşlerini hem de varsayımları dahilinde enflasyona yönelik öngörülerini okuyabiliyoruz.

2020 yılı III. Çeyrek Enflasyon Raporu’nda Merkez Bankası enflasyon tahminlerini II. çeyrek Enflasyon Raporu tahminlerine göre yukarı revize etti:

. 2020 yıl sonu enflasyon tahmini 1,5 puanlık artışla %7,4’ten %8,9’a yükseldi. Tahmini yukarı çeken faktörlerin 0,5 puanı tüketici enflasyonundan, 0,2 puanı gıda enflasyonundan, 0,3 puanı çıktı açığından, 0,2 puanı birim maliyetlerinden, 0,3 puanı yılın ikinci çeyreğindeki tahmin sapması ve enflasyonun ana eğilimindeki yükselişten kaynaklandı.

. 2021 yılı enflasyon tahmini ise 0,8 puanlık artışla %5,4’ten %6,2’ye yükseldi. 0,8 puanlık artışın 0,1 puanı petrol fiyatlarına bağlı olarak Türk lirası cinsi ithalat fiyatları varsayımında yapılan artıştan, 0,2 puanı gıda enflasyonu varsayımının %7’den %8’e çıkarılmasından, 0,2 puanı toplam talep koşullarında öngörülen toparlanmanın güçlenmesiyle çıktı açığının yukarı yönlü güncellenmesinden, 0,3 puanı ise yakın dönemdeki gerçekleşmelerin etkisiyle enflasyonun ana eğilimindeki artıştan kaynaklandı.

Merkez Bankasının beklentilerinin altında yatan varsayımlarını ve yorumlarımı sıralayayım:

. “Salgında hareketliliği yeniden kısıtlamayı gerektirecek ikinci bir dalga olmayacak” (Ekonomiler ikinci bir dalgayı kaldırabilecek güçte değil).

. “Küresel ekonomi yılın ikinci yarısında toparlanmaya devam edecek” (Toparlanma olsa bile ekonomik aktivite pandemi öncesi seviyelerine ulaşamayacak).

. “Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin atmakta olduğu genişletici parasal ve mali adımlara karşın, bu politikaların etkinliğine ve toparlanmaya ilişkin belirsizliklerin sürmesi nedeniyle ülke risk primindeki iyileşme kademeli olarak gerçekleşecek” (TL’deki gelişmeler risk primindeki iyileşmenin kademeleri üzerinde baskı oluşturacak).

. “Salgının seyrine ve ekonomik etkilerine ilişkin belirsizlikler, varsayımlara ve tahminlere dair belirsizliği de belirgin şekilde artırıyor”

. “Ekonomideki toparlanmanın yılın ikinci yarısında devam edeceği tahmin edilmekle birlikte, toparlanma hızı, normalleşmenin süreci yurt içindeki ve yurt dışındaki seyrine bağlı olacak” (Euro Bölgesinde olası bozulma sinyalleri, ABD seçimleri ve Türkiye’de olası bir erken seçim kararı yatırım harcamalarını durduracak, ekonomik aktiviteyi zayıflatacak, bütçe açığındaki deliği daha da büyütecek, TL üzerindeki baskıyı artıracaktır).

. “Salgına bağlı tedbirlerle kısa vadede etkili olan arz yönlü unsurlar, normalleşme sürecinin devamıyla kademeli olarak ortadan kalkacak” (İyimser senaryoda bile arz yönlü unsurlar kısa vadede ortadan kalkmayacak).

. “Enflasyon, Temmuz ayından başlayarak düşüş eğilimine girecek.” (İyimser senaryoda yıllık bazda düşme ihtimali var ancak olası her risk aylık bazda fiyat artışlarını getirecek).

Merkez Bankası, enflasyon tahminleri üzerindeki temel riskleri ise şöyle sıralıyor:

. Salgınının seyrine ve normalleşme adımlarına dair belirsizlikler;

. Küresel büyüme görünümüne ilişkin riskler;

. Talep kompozisyonu, büyüme ve işgücü piyasası görünümüne ilişkin belirsizlikler;

. Kredi arzı ve kompozisyonuna yönelik riskler;

. Gıda fiyatlarının seyrine dair riskler;

. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarına ilişkin riskler;

. Gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarına dair belirsizlikler ve ülke risk primindeki oynaklıklar;

. Ham petrol ve ithalat fiyatlarındaki oynaklıklar;

. Para ve maliye politikası eşgüdümüne (mali duruş, yönetilen/yönlendirilen fiyat, ücret ve vergi ayarlamaları) dair riskler.

Dolayısıyla varsayımlar olası olumlu senaryoyu ortaya koyarken olası riskler Merkez Bankasının enflasyon tahminlerini yukarı revize etmekte etkili olacak, bu da politika faizi üzerinde baskı yaratacak.

Dr. Fulya Gürbüz

Haziran ayında sanayi sektörü ihracattaki artışın etkisiyle ivmelendi, tüketici ve üretici fiyatlarında ise artış sinyali var

Pandemi kaynaklı kapatmaların etkisiyle Nisan ayında dip seviyeyi gören sanayi üretiminde Mayıs ayında kısmi, Haziran ayında ise hızlı bir artış eğilimi var. Neden mi? Çünkü Haziran ayı satın alma müdürleri endeksleri (SAMEKS, İSO PMI) ve TİM’in yayınladığı ihracat verileri sanayi sektöründeki hızlanmayı ortaya koydu:

. Arındırılmamış verilerle Sanayi Sektörü SAMEKS Endeksi Nisan ayında 25,4 seviyesi ile dibe vururken, Mayıs ayında 49,7, Haziran ayında 56,7 seviyelerine yükseldi. Endeksin 50 seviyesinin altındaki değerler sektörde önceki aya göre daralmaya işaret ediyor. Takvim ve mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre ise endeks sırasıyla 29,7, 44,6 ve 51,6 değerlerini aldı. Yeni siparişler önceki aya göre 9,8 puan birden artarak 52,8 seviyesine, girdi alımları önceki aya göre 9,0 puan artarak 57,5 seviyesine, üretim alt endeksi önceki aya göre 8,5 puan artarak 49,2 seviyesine, istihdam alt endeksi önceki aya göre 13,5 puan artarak 58,1 seviyesine yükseldi.

. Sanayi sektöründeki eğilimi ölçen bir diğer endeks ise İSO ve IHS Markit tarafından hazırlanan Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) de Nisan’da 33,4 seviyesine geriledikten sonra Mayıs’ta 40,9, Haziran’da 53,9 seviyelerine ulaştı. SAMEKS endeksine benzer olarak İSO PMI endeksinin de 50 seviyesinin üzerindeki değer, sektörde önceki aya göre büyümeye işaret ediyor. Haziran ayında yeni siparişlerde önceki aya göre hızlanma yaşansa da ihracat siparişlerindeki artış toplam yeni siparişlere göre düşük oranda gerçekleşti. İstihdam ve satın alma faaliyetleri artış kaydetti. Üretimdeki artışta mevcut stokların kullanılması sebebiyle ise girdi stokları azaldı.

. SAMEKS ve ISO PMI endekslerini aşağı çeken faktör ise teslimat süreleri alt endeksleri oldu. Bu da tedarik zincirindeki aksamaların devam ettiğini gösterdi. Öte yandan Haziran ayında Türk lirasında yaşanan değer kaybı imalatçıların girdi maliyetleri ve satış fiyatlarında yükselişi getirdi. İSO PMI raporunda da özetlendiği gibi “nihai ürün fiyatları belirgin şekilde yükseldi ve artış son 3 ayın en yüksek oranında gerçekleşti”.

. Gelelim Haziran ayı ihracat verilerine. TİM verilerine göre Genel Ticaret Sistemi ihracat hacmi Nisan ayında 8 milyar 993 milyon dolara geriledikten sonra Mayıs’ta 9 milyar 964 milyon dolar, Haziran’da ise 13 milyar 469 milyon dolar seviyelerine yükseldi. Sanayi Sektörü SAMEKS Endeksi ve TİM ihracat verilerinin son 3,5 yıllık seyrini aşağıdaki grafikte görebilirsiniz.

Aşağıdaki grafikte de görüleceği gibi, Türkiye’nin ihracat pazarının en büyük kalemini 2000-2006 döneminde Hazırgiyim ve Konfeksiyon sektörü oluştururken 2006 yılından itibaren bayrağı Taşıt Araçları ve Yan Sanayi sektörü almış durumda. Nisan ayında 596 milyon dolara gerileyen otomotiv sektörü ihracatı Mayıs ayında 1,2 milyar dolara, Haziran ayında ise 2 milyar dolar seviyesine yükseldi. Ancak gösterilen performans Mart ayındaki seviyesinin aşağısında.

Aşağıdaki grafik ise 2000-2019 döneminde başlıca ihracat sektörlerinin yıllık ortalama ihracat hacimlerini gösteriyor.

Aşağıdaki grafikte de görüleceği gibi Haziran ayında ihracat sektörleri ivme kazanmış olmasına rağmen yukarıdaki grafiği dikkate aldığımızda 2019 yılı ortalamalarının gerisinde bir performans ortaya koymuş durumda.  Özellikle Taşıt Araçları ve Yan Sanayi sektörü ihracatının Haziran ayında 2013-2015 dönemi performansını yakaladığını görüyoruz.

Hizmet Sektörü SAMEKS Endeksi ise aylık 0,5 puan artışla geldiği 42,4 değeri ile sektörde daralmanın Haziran ayında zayıflayarak da olsa sürdüğüne işaret etti. Raporda endeksteki artışta girdi alımları alt endeksinin önceki aya göre 3,4 puan artışla 50,1 seviyesine yükselmesinin etkili olduğu kaydediliyor. İSO PMI verisine göre Haziran ayında yurtdışı talep artışı toplam talep artışının gerisinde kaldı. Dolayısıyla iç talepteki artış daha hızlı oldu. Hizmet Sektörü SAMEKS Endeksi verilerine göre hizmet sektöründe girdi alımlarının dolayısıyla da nihai mal stokunun artması yurt içi talepteki daha yüksek hızlanmanın bir sebebi olabilir. İç talepteki artışın diğer faktörlerini Ağustos ayında açıklanacak olan Haziran ayına ait perakende satış verilerinde göreceğiz. Öte yandan bankacılık sisteminde 2020 yılı başından itibaren kredilerdeki hızlanmanın ekonomik büyümeyi destekleyeceği açık ancak büyümenin lokomotifi olan hizmet sektöründe hızlanmanın gecikmesi ve fiyatlar genel seviyesinde artış satın alma gücünün zayıflamasına sebep olacak.

Dikkatinize sunayım; bankacılık sisteminde takipteki alacakların toplam kredilere oranı Mayıs ayında %4,8 iken beklenen zarar karşılıklarının toplam kredilere oranı %5,3 seviyesinde bulunuyor. Her ne kadar takipteki alacakların toplam kredilere oranı Aralık 2019’da %5,7’ye ve beklenen zarar karşılıklarının toplam kredilere oranı Ocak 2020’de %5,5 seviyesine yükselmiş ve Mayıs ayında bu seviyelerinden aşağı gelmiş olsa da gelir dağılımındaki makasın açılmaya devam etmesi halinde takipteki alacakların seyri bankacılık kesimi için iyimser bir durum ortaya koymayacaktır.

Dr. Fulya Gürbüz

Makro-ekonomi verileri bu hafta moral bozacak

10 Haziran 2020, Çarşamba

Mart dönemi işgücü verileri açıklanacak. 2020 yılı Şubat döneminde 28 milyon 440 bin istihdam kaydedilirken işsiz sayısı 4 milyon 566 bin kişi olmuş, böylece işsizlik oranı önceki aya göre 0,14 puan, bir önceki yılın aynı dönemine göre 1,05 puanlık azalış ile %13,65 seviyesinde gerçekleşmişti. Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı ise bir önceki döneme göre değişim göstermeyerek %12,7 oldu. Şubat-Mart-Nisan dönemini kapsayan Mart döneminde koronavirüs pandemisi kaynaklı izolasyonun etkisiyle işgücü verilerinde önceki döneme göre sert bir bozulma görme ihtimali yüksek.

Nisan ayı dış ticaret endeksleri açıklanacak. İhracat ve ithalat birim değer endeksleri Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre sırasıyla %2,5 ve %6,4 azaldı; ihracat miktar endeksi %16,0 azaldı, ithalat miktar endeksi %8,8 arttı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat ve ithalat miktar endeksleri Mart ayında önceki aya göre sırasıyla %14,4 ve %7,0 azaldı.

Nisan ayı inşaat maliyet endeksi açıklanacak. Mart ayında inşaat maliyet endeksi önceki aya göre yıllık %6,92 arttı, aylık bazda ise değişmeyerek 202,3 değerini korudu. Bir önceki aya göre malzeme endeksi %0,08 arttı, işçilik endeksi %0,17 azaldı.

ABD merkez bankası Fed, politika faiz kararını açıklayacak. Fed Mart ayında politika faiz aralığını %0-0,25 aralığına düşürmüştü. Faizde değişiklik beklenmese de ekonomik görünüme ilişkin beklentilerine yoğunlaşacağız. Nisan ayında pandemi etkisiyle %14,7’ye yükselen işsizlik oranı Mayıs ayında %13,3’e geriledi. İmalat ve hizmet sektörleri PMI verilerine göre sektörlerde daralma Mayıs ayında da sürdü. Dış ticaret verileri Nisan ayında 2010’dan bu yana en sert düşüşlerini kaydetti. Kişisel harcamalar ise Nisan ayında önceki aya göre 13,6 azalarak tarihi en sert düşüşünü kaydetti.

12 Haziran 2020, Cuma

Nisan ayı ödemeler dengesi verileri açıklanacak. Mart ayında cari işlemler açığı, dış ticaret açığındaki sert artışın etkisiyle 4,9 milyar dolar seviyesine yükselmişti. Nisan ayında da dış ticaret açığı 4,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Nisan ayında turizmin durması ile cari açıktaki artış Nisan ayında da sürecek.

Nisan ayı doğrudan yabancı yatırım verileri açıklanacak. Mart ayında 418 milyon dolarlık doğrudan yabancı yatırım edinilmişti. 2019 yılında toplam 5,6 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım edinildi.

Nisan ayı sanayi üretimi verileri açıklanacak. Mart ayında takvim ve mevsimsellikten arındırılmış sanayi üretimi önceki aya göre %7,1 daralma kaydetmişti. PMI verilerini baz aldığımızda Nisan ayında çok daha sert bir azalış göreceğiz, Mayıs ayında ise sektördeki daralma zayıflayacak.

Nisan ayı perakende endeksleri verileri açıklanacak. Perakende satış hacmi Mart ayında önceki aya göre %8,1 azalmıştı. Nisan ayında perakende satışlardaki bozulma sürecek.

Nisan ayı ciro endeksleri açıklanacak. Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi Mart ayında aylık %9,0 azalmıştı: Sanayi sektörü ciro endeksi %5,7, inşaat ciro endeksi %16,2, ticaret ciro endeksi %7,5, hizmet ciro endeksi %17,1 azaldı. Nisan ayında önceki aya göre daha sert düşüş görme ihtimali yüksek. Mayıs ayında bozulma kısmen zayıflayacak.

Dr. Fulya Gürbüz

JP Morgan Küresel PMI Bileşik Üretim Endeksi’ndeki sert daralma Mayıs ayında hız kesti

Küresel GSYH üretiminin %98’ini oluşturan 40’tan fazla ülke ve yaklaşık 27 bin şirketi kapsayan J.P. Morgan Küresel PMI Bileşik Üretim Endeksi Mayıs ayında önceki aya göre 10,1 puan artışla 36,3 seviyesine yükseldi. Endeksin 50 seviyesinin altındaki değerler sektörün önceki aya göre daraldığını ifade ediyor.

Bileşik Üretim Endeksi’ni oluşturan İmalat Sektörü Üretim Endeksi Mayıs ayında önceki aya göre 6,7 puan artarken Hizmet Sektörü İş Aktivitesi Endeksi’ndeki aylık artış 11,5 puan oldu. Covid-19’un pandemiye dönüşmesinin izolasyon sürecini tetiklemesiyle Küresel PMI Bileşik Üretim Endeksi, Nisan ayında kaydettiği 26,2 puanlık değeri ile endeks tarihindeki en düşük değerini kaydetmişti.

Sektör bazında bakıldığında, JP Morgan Bileşik Endeksine göre, en sert daralma tüketici hizmetler sektöründe yaşanırken, imalat sektöründe en düşük daralma tüketim malları üretiminde gerçekleşti.

Satınalma müdürleri endekslerindeki (PMI) gelişmeler neden önemli?

Mal ve hizmet üretimi (GSYH) verileri üç aylık ve gecikmeli olarak açıklanmaktadır. GSYH’deki değişimlere ait ipuçlarını ise öncü göstergelerden ediniyoruz. Sanayi üretimi, tüketim ve dış ticaret verileri gibi veriler GSYH’yi tahmin etmekte kullanılan önemli öncü göstergelerdir. Ancak söz konusu verilerin de gecikmeli gelmesi GSYH tahmininde daha hızlı öncü göstergelerin gerekliliğini ortaya koyuyor. Yukarıdaki grafik IHS Markit tarafından yayınlanan rapordan alındı. Görüldüğü üzere, küresel PMI endeksindeki değişim ile küresel GSYH’deki değişim birbirine benzer hareket ediyor. Verilerin birbirine paralel hareket etmesi şu anlama geliyor: Hizmet ve imalat sektörlerinde Nisan ve Mayıs ayında yaşanan sert daralma, ikinci çeyrekte küresel GSYH’de sert daralmanın ön habercisi.

Küresel bazda, izolasyon sürecinde en sert daralmayı hizmet sektörü kaydetti

Aşağıdaki grafik izolasyon sürecinde hizmet sektörünün imalat sektörüne göre daha olumsuz etkilendiğini gösteriyor.

İmalat sektörü üretiminde sadece Çin büyüme kaydetti

Endeksin dikkate aldığı 40’tan fazla ülkeden sadece Çin’de tüm imalat sektörü üretiminde son 9 yılın en hızlı artışı yaşandı. Diğer ülkelerde ise sektördeki daralma hızında yavaşlama kaydedildi: En hızlı üretim kaybı Hindistan’da, en yavaşı ise İngiltere’de gerçekleşti.

Yeni gelen işler ise Mayıs ayıyla birlikte arka arkaya dört ay boyunca düşüşünü sürdürdü, ancak düşüş hızı Nisan’da kaydedilenden daha zayıf kaldı.

Uluslararası ticaret ise son 21 aydır düşüşünü koruyor.

Önümüzdeki 12 aya ilişkin beklentiler Mayıs ayında olumsuz seyrini sürdürürken son iki aydır düşüş beklentisi ortaya konan üretim beklentileri Mayıs ayında artış kaydetti.

İstihdam endeksi Nisan ayı kadar sert olmasa da son dört aylık düşüşünü sürdürdü. Endekse dahil olan tüm ülkeler istihdam endeksinde düşüş rapor etti.

Girdi maliyetleri ve çıktı fiyatlarındaki düşüş hızı Mayıs ayında yavaşlama kaydetti. Ortalama girdi maliyetleri Brezilya, Rusya ve Kazakistan’da yükselirken, sadece Kazakistan’da çıktı fiyatları artış kaydetti.

Tüketici, ticari ve finansal hizmetler sektörlerindeki sert daralma Mayıs ayında yavaşladı

JP Morgan Hizmet Sektörü İş Aktivitesi Endeksi Mayıs ayında önceki aya göre 11,5 puan artışla 35,2 seviyesine yükselerek son dört aydır sektörde daralmanın sürdüğüne işaret etti. Raporda, yeni işler, yeni ihracat siparişleri, mevcut işler ve istihdamda Nisan ayında yaşanan sert daralmanın Mayıs ayında hafiflediği ifade ediliyor. Beklentilerdeki bozulmada ılımlı bir iyileşme olsa da son üç aydır düşüşünü sürdürüyor. Aşağıdaki grafikte İş Aktivitesi (Hizmetler) Endeksi’nin alt endekslerindeki eğilim gösteriliyor. Tüketici servis sağlayıcıları alt endeksinde Mayıs ayında en sert düşüş yaşanırken, en yavaş düşüş finansal hizmetler sektöründe kaydedildi.

Dr. Fulya Gürbüz

Pandemi kaynaklı izolasyonun dış ticarete etkisi: dış talep (ihracat) ve iç talep (ithalat) sert düştü

Geçen hafta cuma günü TÜİK, Nisan ayı dış ticaret verilerini açıklamıştı. TİM verileri Nisan ayındaki düşüşü TÜİK’ten daha evvel ortaya koymuştu, ancak daha geç açıklanan ithalattaki gelişme için “Nisan ayında düşer” diye tahmin ediliyordu ki TÜİK verisi bu beklentiyi teyit etti. Elbette ekonomist olmaya gerek yok kime sorsanız aynı beklentiyi söyleyecektir, ancak verilerle de bu beklentilerin teyit edilmesi de gerekiyor. İhracat Nisan ayında önceki aya göre 4 milyar 383 milyon dolar azalarak 8 milyar 990 milyon olarak gerçekleşti. İthalat ise 5 milyar 259 milyon dolar azalarak 13 milyar 553 milyon dolar olarak gerçekleşti. Böylece dış ticaret açığı Mart ayında görülen 5 milyar 439 milyon dolar seviyesinden Nisan ayında 4 milyar 564 milyar dolar seviyesine geriledi. Yukarıdaki grafikte Nisan ayında, ihracat ve ithalat arasındaki farkı gösteren dış ticaret açığında önceki aya göre kısmen azalma olduğunu görüyoruz.

Aşağıdaki grafik ise sanayi ürünleri ihracat ve ithalatı verilerini gösteriyor. Mart ayında sanayi ürünleri dış ticaret açığı 2 milyar 383 milyar dolar iken Nisan ayında 2 milyar 609 milyon dolar seviyesine yükseldi. Nisan ayında söz konusu ihracat önceki aya göre 4 milyar 378 milyon dolar azalırken, ithalattaki azalma 4 milyar 152 milyon dolar oldu. Yani sanayi ürünleri ihracatındaki azalış ithalattaki azalıştan daha fazla oldu. Peki, Mayıs ayında ihracatla ilgili bir ipucu var mı?

Mayıs ayı satınalma müdürleri endeksleri (PMI) üretimde kötüleşmenin Nisan ayında yavaşlamaya işaret ettiğini göstermişti. En büyük ticaret ortağımız olan Avrupa Birliği’ne olan ihracatımız 2019 yılında ortalama %50 iken bu oran kademe kademe azalarak Nisan 2020’de %42 seviyesine geriledi. Avrupa Birliği’ne ihracatımızın %23’ünü ise Nisan ayında Almanya oluşturmuştu ki bu oran 2019 yılı genelinde %18 idi. Mayıs ayı PMI verileri Almanya dahil Avrupa Birliğinde imalat sektöründe üretimin kötüleşmeye devam ettiğini gösterdi ancak söz konusu kötüleşmede kısmen yavaşlama işaretleri var. Dolayısıyla PMI verilerinde Türkiye’nin ihracat verilerindeki bozulmanın Mayıs ayında yavaşladığı olasılığını görüyorum.

Dr.Fulya Gürbüz

Bütçe açığındaki artışı sadece koronavirüse mi bağlayalım?

Merkezi yönetim bütçesi Mart ayında 44 milyar TL açık vermesinin ardından Nisan ayında da 43 milyar TL açık verdi. 15 Mayıs’ta açıklanan Nisan ayı Hazine nakit dengesi bu veriyi bize önceden duyurmuştu.

2014 yılından itibaren, bütçe giderleri ile gelirleri arasındaki makasın açılması koronavirüsün etkili olmaya başladığı Mart ve Nisan aylarında artarak sürdü. Demem o ki koronavirüs, bütçe açığını tetiklemedi, bütçe açığı son 5 yıldır özellikle de 2016-2019 döneminde hızlanarak artıyor:

Bütçe açığında devam eden artış, merkezi yönetim borç stokunda da artış getiriyor:

Başta Fed ve Avrupa Merkez Bankası’nın düşük faiz politikası ve enflasyondaki düşüş eğilimi, TCMB’yi Temmuz 2019’dan itibaren faiz indirimlerine yönlendirerek yurtiçi borçlanma maliyetinin de düşmesine sebep oldu:

Ancak, iç borçlanma maliyetleri düşse de Türkiye’nin risk primini gösteren CDS’lerde yükseliş sürdü. Bunun başlıca sebebi Merkez Bankasının azalan döviz rezervleri:

Türkiye yeni döviz kaynağı sağlayamazsa ne olur?

Geçmiş veriler Türkiye’nin risk priminde artışın eninde sonunda faiz artırımlarıyla sonuçlandığını gösteriyor:

Nitekim Paraanaliz.com’da yer aldığı üzere uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch de aynı uyarıya vurgu yaptı

Yine Paraanaliz.com’da Reuters’a konuşan bir hükümet yetkilisinin, swap anlaşmasına dair “Görüşmeler özellikle Katar, Çin ve İngiltere ile daha iyi durumda. Belli bir miktarda kaynağın sağlanacağı konusunda iyimserim… anlaşmaya varılması çok uzun sürmeyebilir” söylemine yer veriliyor.

Piyasaları tatmin edecek olası bir anlaşma Türk lirasında baskıyı azaltacak, Türk lirasına artan güvenle CDS primlerinde, yurt dışı borçlanma imkanında ve tahvil faizlerinde iyileşmenin habercisi olacak. Bu da yüksek getiri peşinde koşan yurtdışı yatırımcıların tekrar Türkiye’ye girişini destekleyecektir. Umarız iyi senaryo gerçekleşir. Zira, Türkiye doğrudan yatırımları çekebilecek potansiyele sahip bir ülke, yeter ki sürdürülebilir bir büyüme resmi ortaya koyabilelim.

Dr. Fulya Gürbüz

Haftanın makro-ekonomi gündemi: İşsizlik, dış ticaret endeksleri, sanayi üretimi, perakende satışlar, merkezi yönetim bütçesi, TCMB Beklenti Anketi, konut satışları

11 Mayıs 2020, Pazartesi

Şubat dönemi (Ocak-Şubat-Mart) işsizlik oranı açıklanacak. Ocak döneminde (Aralık-Ocak-Şubat) işsizlik oranı, bir önceki aya göre yüzde 0,8 puanlık artışla %13,79 olmuştu. Şubat dönemine ilişkin imalat sektörü istihdamında nasıl bir eğilim olduğunu anlamak için İSO işbirliğiyle hazırlanan imalat sektörü PMI endeksini dikkate alıyorum. Raporda takip edilen 10 sektörün 7’sinde Mart ayında istihdam artışının sürdüğü bilgisini almıştık. Bu veriyi baz aldığımızda, önceki aya göre işsizlik oranında ciddi bir düşüş olmayacağı tahmininde bulunabiliriz. Tradingeconomics.com işsizlik oranının Ocak-Şubat-Mart döneminde %14,9 seviyesine yükselmesini öngörüyor. Elbette koronavirüsün sebep olduğu izolasyon sürecine başladığımız Mart ayı ve sonrasında işsizlik oranında sert yükselişler göreceğiz.

13 Mayıs 2020, Çarşamba

Mart ayı ödemeler dengesi verileri açıklanacak. Ödemeler dengesi yurtiçindeki yerleşiklerin yurtdışındaki yerleşiklerle belli bir dönem içinde yapmış oldukları ekonomik işlemleri gösteren bir rapor. Raporda yer alan cari işlemler dengesi Şubat ayında 1,23 milyar dolar açık vermişti. Mart ayı verilerinden ipuçları yakalayıp cari işlemler dengesinin Mart ayında nasıl sonuçlanabileceğini tahmin etmeye çalışalım. Mart ayında ihracat önceki aya göre 1,21 milyar dolar azalmış, ithalat ise 1,18 milyar dolar artış kaydetmiş; böylece dış ticaret Mart ayında cari işlemler açığını nette 2,39 milyar dolar artırıcı rol oynayacak. Net turizm gelirleri aynı dönemde 0,55 milyar dolar azalmış olması da cari açıkta ek bir artış yaratacak. Dış ticaret ve turizmdeki aylık gelişmeler cari işlemler açığının Mart ayında yaklaşık 3 milyar dolara yükseleceğine işaret ediyor. Ancak taşımacılık tarafında negatif bir sürpriz, cari açığı artırıcı yönde etki yapacaktır. (Öte yandan yabancı yatırımcılar Mart ayında hisse senedi ve borçlanma senetlerinde toplam 3 milyar dolarlık satış yaptılar. Yurtdışı yerleşiklerin yabancı para mevduatı ve doğrudan yatırım büyüklüğüne dair Mart ayı verisi olmaması nedeniyle buradan da cari açık üzerinde bir sürprize açık olmak gerekir.)

Mart ayı doğrudan yabancı yatırım verisi açıklanacak. Şubat ayında 1,2 milyar dolarlık doğrudan yatırım elde edilmişti.

Mart ayı dış ticaret endeksleri açıklanacak. Mart ayında ihracatın önceki aya göre azalması ve ithalatın artması, ihracat endeksinde azalış, ithalat endeksinde ise artış görme ihtimalini artırıyor.

14 Mayıs 2020, Perşembe

Mart ayı sanayi üretimi verisi açıklanacak. Şubat ayında önceki aya göre %1,2’lik artış yaşanmıştı. Mart ayında ise önceki aya göre %3-4 aralığında bir daralma bekliyoruz.

Mart ayı perakende ticaret endeksi açıklanacak. Şubat ayında endeks bir önceki aya göre %1,4 artış kaydetmişti. Mart ayında aylık %3 ve üzerinde bir düşüş görebiliriz.

15 Mayıs 2020, Cuma

Nisan ayı merkezi yönetim bütçe verileri açıklanacak. Nakit bütçe verileri Nisan ayında 46,2 trilyon TL açık verildiğini göstermişti. Merkezi yönetim bütçesinde de benzer bir açık göreceğiz.

Merkez Bankası Mayıs ayı Beklenti Anketi sonuçlarını yayınlayacak. Nisan ayı anketinde 2020 yılında GSYH’nin %0,6 daralacağı tahmin edilmişti.

Nisan ayı konut satışları verileri açıklanacak. Mart ayında 108 bin 670 konut satışı gerçekleşmişti.

Dr. Fulya Gürbüz