Türkiye’nin borç stoku görece düşükken neden Türk lirası değer kaybediyor, neden risk primi yüksek?

Yukarıdaki grafik IIF raporundan alınma. Dikey eksen 2007 yılından 2019 yılına kadarki dönemde kamu borcunun GSYH’ye oranının yüzdesel değişimini gösteriyor. Yatay eksen ise hane halkı ve finans dışı sektörün borcundaki değişimi gösteriyor.

Türkiye’nin kamu borcunun GSYH’ye oranı 2007’de %38 iken 2019 yılı sonuna kıyasla 7 yüzde puan azalışla %31 seviyesine geriledi. Söz konusu oran 2018 yılının ilk çeyreğinde %28 seviyesine kadar gerilemişti. Hane halkı ve finans dışı sektörün borç stokunu ise kendi hesaplarıma göre 46 yüzde puan arttığını hesaplıyorum.

Grafikte gelişmekte olan ülkelerin ortalamasını gösteren noktaya kıyasla Türkiye’nin kamu borcu, ortalamanın aksine düşüş kaydetmişken hane halkı ve finans dışı sektörün borç stokundaki artış da ortalamanın sınırlı aşağısında kalmış.

Türkiye ekonomisi 2020 yılında %2 daralma kaydederse COVID-19 sebebiyle devreye alınan 15 milyar dolarlık mali paketle birlikte kamu borcunun GSYH’ye oranı 2020 yılı sonunda en az %34 seviyesine çıkmasına sebep olacak. Elbette COVID-19 sebebiyle şu ana kadar kabaca 2,2 trilyon dolarlık tahvil alımı yoluyla sağlanacak parasal genişleme tedbirlerini duyuran ekonomilerin borç stoku da artacak. IIF küresel borç stokunun GSYH’ye oranının 2019 yılı sonunda %322 seviyesinden 2020 yılı sonunda %342 seviyesine yükseleceğini tahmin ediyor.

Peki Türkiye diğer ülkelerle aynı kaderi paylaşıyorsa finansal piyasalarına neden bu kadar sert satış baskısı hâkim?

En önemli sebebi Merkez Bankasının azalan döviz rezervleri. Merkez Bankasının brüt döviz rezervleri Mart ayında önceki aya göre 12,4 milyar dolar eriyerek 95,6 milyar dolar seviyesine geriledi. Net uluslararası rezervleri ise yine Mart ayında 5,5 milyar dolar azalışla 32,6 milyar dolar seviyesine geriledi.

2019 yılında 124 milyar TL açık veren merkezi yönetim bütçesinin 2020 yılında 139 milyar TL açık vereceği, 357 milyar TL borçlanma ile finansman sağlanacağı hedeflenmişti.

Son durumda, artan bütçe açığına bağlı olarak borç stokunda artış, COVID-19 etkisiyle bütçe harcamalarında artış, ihracatta ve turizm gelirlerinde azalmaya bağlı olarak artacak cari işlemler açığı, ekonomik daralmanın işgücü kaybını artırması, bir de üzerine Kanal İstanbul projesinin başlatılmasına yönelik kararlılık.

Tüm bu etkenleri dikkate aldığımızda Türk lirasında yaşanan değer kaybı ve Türkiye’nin risk primi (CDS primlerindeki rekor artış) artmaya devam ediyor.

Güven kaybına sebep olan bu gelişmelerden çıkış yolu ise katma değeri yüksek sürdürülebilir büyüme hedefi ortaya koyacak bir ekonomi reformu.

Dr. Fulya Gürbüz

IIF: Küresel ekonomide yüzde 3 daralma borç stokunu GSYH’nin yüzde 342’sine yükseltecek

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), 7 Nisan’da yayınladığı makalede 2019 yılı borç stoku verilerini açıkladı.

Küresel borç stoku 2019 yılında 255 trilyon dolar (GSYH’nin %322’si) seviyesine yükseldi…

Tahvil ve kredi borçlarından oluşan küresel borç stoku 2019 yılında 10 trilyon dolar artışla 255 trilyon dolar seviyesine yükseldi. Bu tutar toplam GSYH’nin %322’si ve 2008 finansal krizinin başlangıcındaki seviyesinden %40 yani 87 trilyon dolar daha fazla.

Gelişmekte olan ülkelerin (GOÜ) yabancı para cinsinden tahvil borçları 5,3 trilyon doları geçti. Çin hariç tutulduğunda, finans dışı sektördeki yabancı para cinsinden tahvil borç stoku toplam GOÜ borç stokunun %20’sini oluşturuyor.

2020 yılı sonuna kadar ödenecek borç 20 trilyon dolarken COVID-19 ile 2,1 trilyon dolar arttı…

2020 yılı sonuna kadar ödenmesi gereken küresel tahvil ve kredi borç tutarı 20 trilyon doların üzerinde öyle ki bu tutarın GOÜ’lere ait olan kısmı 4,3 trilyon dolar seviyesinde. Gelişmekte olan piyasalar 2020 yılı sonuna kadar 730 milyar dolarlık yabancı para borcu için yeniden finansmana ihtiyacı olacak.

IIF, 2020 yılında ortaya çıkan COVID-19 sebebiyle devreye alınan mali paketlerin küresel borç stokunu önemli ölçüde artıracağını, hükumetlerin brüt borçlanma ihraçlarını sadece Mart ayında 2,1 trilyon dolar arttırdığını vurguluyor. 2017-2019 döneminde toplam 0,9 trilyon dolar ihraç yapılmıştı.

Küresel borç stoku 2020 yılı sonunda GSYH’nin %342’sine yükselebilir…

IIF, sosyal mesafe etkisiyle küresel bazda durgunluk sinyallerinin geldiği bir ortamda, 2020 yılında %3’lük küresel daralmanın küresel borç stokunu GSYH’nin %322’sinden %342’sine yükseltebileceğini hesaplıyor.

Küresel borç stoku 2007 sonrasında hızlı artış kaydetti…

. Finans dışı kurumsal borç stoku 2007 yılından %70 artışla 74 trilyon dolar seviyesine yükseldi (GSYH’nin %92’si)

. Hükumetlerin borç stoku 2007 yılında 35 trilyon doların aşağısında iken 2019 yılında 70 trilyon dolar seviyesine yükseldi.

. Finans dışı sektörün borç stoku 2018 yılına göre 9 trilyon dolar artışla 2019 yılında 192 trilyon dolar seviyesine yükseldi. . GOÜ’ler küresel borç stoku 2019 yılında 3,4 trilyon dolar artışla 71 trilyon dolar oldu.