Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Lagarde, 28 Eylül’de AMB Forumu’nda “Pandemi sonrası: para politikasının geleceği” başlıklı konuşmasında pandeminin benzeri olmayan bir durgunluk ve toparlanma getirdiğini, istisnai koşullarda ortaya çıkan enflasyonist etkilerin ise eninde sonunda geçeceğini umduklarını söyledi. Uzun vadede Lagarde iyimser olsa da kısa vadede enflasyon üzerindeki baskı devam edecek.
Dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olan Euro Bölgesi (EB) 2021 yılının ilk yarısında ortalama %6,6’lık büyüme kaydetti. Pandemi kaynaklı arz darboğazı olmasaydı EB’nin ihracat hacminin yılın ilk yarısında %7 daha fazla olacağını söylüyor Lagarde ve ekliyor “Pandeminin küresel nakliye, kargo taşımacılığı ve yarı-iletkenler gibi kilit endüstrileri etkilemeye devam etmesi halinde büyümeye yönelik riskler artabilir.” AMB, Ağustos ayında %3 seviyesine ulaşan enflasyonun gelecek beş yılda yavaş bir hızda %2 hedefine yakınsayacağını tahmin ediyor.
Lagarde konuşmasında, pandeminin enflasyon görünümüne yönelik ortaya koyduğu yeni eğilimleri üç ana başlıkta topluyor:
Talep tarafı… Pandemi öncesinde tarihsel olarak ortalama %1,3 seviyesindeki çekirdek enflasyonun 1,1 yüzde puanı tüketimde en büyük ağırlığa sahip olan hizmet enflasyonundan (ağırlıklı olarak çalışan ücret artışlarından) kaynaklanıyor. AMB, 2022 yılı sonunda tüketimin pandemi öncesi seviyesinden %3 yukarıda olacağını, hanehalkı güveninin artmasıyla birlikte biriken tasarruflarını harcamaya yönelteceklerini, bunun da ücretleri artıracağını tahmin ediyor. Hizmet enflasyonunu ise aşağı çeken iki faktör sıralanıyor. İlki, kısıtlamaların gevşetilmesine rağmen hizmet tüketiminin 2021 yılının ikinci çeyreğinde halen pandemi öncesi seviyesinden %15 aşağıda olması. İkincisi, işgücüne katılımın istihdam artışından daha hızlı artması sebebiyle işsizlik oranının ancak 2023 yılının ikinci çeyreğinde pandemi öncesi seviyesine gerileyebileceği ve ücretlerin ılımlı artacağı beklentisi.
Arz tarafı… Pandeminin arz tarafında yarattığı iki şok etkisi var: Küresel tedarik zinciri ve işgücü piyasası. Söz konusu şokların dijitalleşme sürecinde Avrupa’da 7 yıllık hızlanmayı beraberinde getirse de sosyal uyuşmada farklı sonuçlara sebep olabileceğini dile getiriyor Lagarde ve uzun vadede enflasyonist baskıları artırabilecek olası değişimlere örnekler veriyor:
. Hizmetlerin sanallaştırılmasına dayalı ikinci bir küreselleşme dalgası -güçlü ücret artışları durumunda bile- birim işgücü maliyet artışını azaltarak verimliliği artırabilir ancak yüksek pazar gücüne sahip “yıldız” dijital şirketler fiyatları artırabilir.
. Arz kısıtlarının şirketleri tedarik zincirlerini çeşitlendirmeye veya üretim yerlerini değiştirmeye yönlendirmeleri yüksek maliyetlere sebep olabileceğinden maliyetler tüketicilere yansıtılabilir.
. Hızlı dijitalleşmeyle birlikte gerekli iş becerisine sahip çalışan kıtlığının sebep olabileceği yüksek ücret artışları asgari ücretleri yukarı çekebilir.
Yeşil dönüşüm (Düşük karbon ekonomisine geçiş)… Lagarde, Finansal Sistemi Yeşillendirme Ağı’nın (The Network for Greening the Financial System) tahminine göre hırslı bir yeşil dönüşüm geçiş politikasının Avrupa’da enflasyonu, geçiş öncesine göre, 1 yüzde puan artırabileceğine dikkat çekiyor. Dahası, mevcut durumda en çok petrol fiyatları dikkate alınırken, yeşil dönüşümle birlikte enerji fiyatlarının tüketici fiyatlarına geçişkenliğini ölçmek daha karmaşık hale gelecek.
Yüksek karbon fiyatlarının satın alım gücünü azaltabileceği ve bunun enflasyonu aşağı çekebileceği riskini ortaya koyan Lagarde, bir araştırma sonucuna göre EB ülkelerinde karbon vergilerinin devreye alınmasıyla manşet enflasyonun artacağına, öte yandan gıda ve enerji fiyatlarını dikkate almayan çekirdek enflasyonun ise düşeceğine dikkat çekiyor.
Avrupa Komisyonu, Avrupa’nın iklim ve enerji hedeflerine ulaşmak için 2030 yılına kadar her yıl yaklaşık 330 milyar Euro, dijital dönüşümü gerçekleştirmek için de her yıl yaklaşık 125 milyar Euro tutarında yatırım yapılması gerektiğini tahmin ediyor.
Lagarde, önümüzdeki dönemde para politikasına ilişkin olarak temel zorluğun orta vadede hiçbir etkisi olmayan geçici arz şoklarına aşırı tepki vermeden enflasyonu %2 hedefine yaklaştırmak olduğunu söylüyor. Faiz oranlarına yönelik yeni sözlü yönlendirmenin arz yönlü riskleri yönetmek için uyumlu olduğuna; kalıcı olduğuna inandıkları ve güvendikleri noktada manşet enflasyondaki gelişmelere tepki göstereceklerine, enflasyonun hedeften yukarıda kalması halinde emin olana kadar sabırlı olacaklarına vurgu yapıyor. Talep tarafında ise, para politikası ekonomik toparlanmayı gerekli kılan şartları sağlamaya devam edecek.
Fed Başkanı Jerome Powell’in bugün (28 Eylül) Bankacılık, Konut ve Kentsel İşler Komitesi’ne yapacağı konuşmanın metni Fed’in resmi web sitesinde yayınlandı. Konuşma metninde önceki mesajlar tekrarlandı:
. Güçlü büyüme sürüyor… 2021 yılının ilk yarısında güçlü bir büyüme kaydeden Amerikan ekonomisi (yıllık %6,4), yılın ikinci yarısında delta varyantı kaynaklı kısmi zayıflık yaşanıyor olsa da güçlü büyümesini sürdürecek.
. İşsizlik oranı düşse de sıkıntı devam ediyor… Pandemiye duyarlılığı yüksek olan sektörler dışında istihdam piyasası güçlü seyrini koruyor. Ağustos ayında işsizlik oranı %5,2’ye geriledi. İşsizlik özellikle hizmet sektöründe düşük ücretli kesim ile Afrikalı Amerikalılar ve İspanyol kökenliler genelinde dikkat çekiyor.
(Fed’in 2021, 2022, 2023, 2024 yılları için işsizlik oranı beklentileri: %4,8, %3,8, %3,5, %3,5)
. Enflasyon önümüzdeki aylarda yükselmeye devam edecek… Tüketici fiyat enflasyonu Mayıs 2021’den bu yana %5’in üzerinde seyrediyor. Fed’in para politikasında dikkate aldığı ve %2 olarak hedeflediği gıda ve enerji hariç kişisel tüketim harcamaları enflasyonu (çekirdek PCE) ise Nisan’dan bu yana %3’ün üzerinde seyrediyor. Beklenenden daha uzun bir süre enflasyonist baskı sürecek gibi duruyor.
. Enflasyon beklenenden daha uzun süre devam ederse, %2 hedefe doğru gerilemesi adına Fed tüm araçlarını kullanacak.
. Ekonominin seyri virüsün gidişatına bağlı.
Fiyatlar ve ücretler üzerindeki enflasyonist baskıların sürmesi Fed’i aylık 120 milyar dolarlık varlık alım programını azaltmasına daha da yaklaştırıyor. Ekim ayında yayınlanacak Bej Kitap raporunda söz konusu baskıların ne derece yoğun olduğunu daha detaylı okuyacağız. Fed’in Kasım ve Aralık ayında yapacağı son iki para politikası toplantısında varlık alımında kademeli azaltım ihtimali yüksek görünüyor.
27 Eylül – 1 Ekim haftasında; Eylül ayı ekonomik güven endeksi ile Türkiye (SAMEKS ve PMI) ve küresel (PMI) satın alma müdürleri endeksleri, Ağustos ve Eylül ayları dış ticaret verileri ile Haziran sonu dış borç stoku verilerini izleyeceğiz. Ağustos ayı dış ticaret verileri Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanmış önceki aya göre artış göstermişti. TÜİK’in yayınlayacağı veri sürpriz olmayacak. Öncü veriler Eylül ayında ekonomik güven, iç talep, ihracat ve üretimde artış sinyalleri verdi.
29 EYLÜL 2021, ÇARŞAMBA
EYLÜL AYI EKONOMİK GÜVEN ENDEKSİ – TÜİK
Haziran ve Temmuz aylarından sonra Ağustos ayında aylık %0,7 artışla 100,8 değerine yükselmişti. Endeksin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise kötümserliği gösteriyor. Eylül ayında reel kesim güven endeksi ve inşaat sektörü güven endeksinde hafif gerileme yaşandı. Öte yandan hizmet ve perakende ticaret sektörleri güven endeksleri ile tüketici güven endekslerindeki artışın etkisiyle Eylül ayında ekonomik güven endeksinde yükseliş devam edecek.
Kaynak: TUİK
30 EYLÜL 2021, PERŞEMBE
HAZİRAN SONU TOPLAM DIŞ BORÇ STOKU – HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI
Türkiye’de toplam dış borç stoku 2021 yılı Mart sonunda önceki çeyreğe göre 1,7 milyar dolar azalışla 448,4 milyar dolara gerilemişti. Borcun 173,2 milyar doları kamuya, 252,6 milyar doları özel sektöre aittir. Toplam dış borcun 151 milyar doları finans dışı özel sektöre aittir. Tarihsel olarak bakıldığında toplam dış borç stoku Mart 2018’de 468 milyar dolar ile rekor kırmıştı. Aşağıdaki grafikte kamunun (mavi çizgi) ve özel sektör finans dışı kuruluşların (reel sektör) 2020 yılı üçüncü çeyreğinden itibaren dış borcu hızlandırdığını, özel sektör finans kuruluşlarının ise 2018 yılı ikinci çeyreğinden bu yana (2020 yılı son çeyreği hariç) dış borç yükünü azaltma eğilimini koruduğunu görüyoruz.
Kaynak: Turkey Data Monitor
EYLÜL AYI SAMEKS SANAYİ VE HİZMET SEKTÖRLERİ PMI ENDEKSLERİ – MÜSİAD
MÜSİAD tarafından yayınlanan SAMEKS verilerine göre hizmet sektörü SAMEKS endeksi Ağustos ayında bir önceki aya göre 8,4 puan azalarak 47,4 seviyesine gerilemiş, sanayi sektörü SAMEKS endeksi ise önceki aya göre 5,1 puan artarak 51,1 seviyesine yükselmiş, böylece SAMEKS Bileşik Endeksi bir önceki aya göre 4,9 puan azalarak 47,8 değerine gerilemişti. Endeksin 50 üzerindeki değerler sektörde önceki aya göre büyümeyi, altındaki değerler ise küçülmeyi gösteriyor.
Kaynak: MÜSİAD
AĞUSTOS AYI DIŞ TİCARET VERİLERİ – TÜİK
Ticaret Bakanlığı Eylül ayı başında Ağustos ayına ilişkin dış ticaret verisini açıklamıştı. Buna göre Ağustos ayında ihracat yıllık %51,8, aylık %15,2 artışla 18,9 milyar dolar; ithalat yıllık %23,8, aylık %12,2 artışla 23,2 milyar dolar olmuş; dış ticaret açığı Ağustos ayında 4,3 milyar dolar ile önceki aya göre değişiklik göstermemişti. Dolayısıyla TÜİK’in yayınlayacağı dış ticaret verileri söz konusu rakamlardan önemli bir sapma göstermeyecek. Eylül ayına ilişkin reel kesim güven endeksi verilerinde ise mevcut ihracat siparişlerinin önceki aya göre arttığı detayını okuduk. Eylül ayı imalat sektörü kapasite kullanım verileri de ara malı ve yatırım malı üretiminde kapasite kullanım oranlarının (KKO) sert yükseldiğini gösterdi. Söz konusu artışta hem dış talebin hem de stok artırma eğiliminin etkisi olduğunu anlıyoruz. Ticaret Bakanlığı, Eylül ayı dış ticaret verilerini Ekim ayı başında duyuracak.
Kaynak: Turkey Data Monitor
TCMB VE BDDK, 24 EYLÜL 2021 TARİHLİ HAFTALIK PARA VE BANKA VERİLERİ – BDDK, TCMB
17 Eylül ile biten haftada piyasadaki likiditeyi gösteren parasal göstergeler (M1, M2, M3) önceki haftaya göre değişmedi. TL cinsi mevduatlar önceki haftaya göre hafif yükselirken ve krediler yatay kaldı. TL cinsi mevduat faiz oranları %17-20 aralığına geriledi, TL cinsi kredi faiz oranları %17-25 aralığını korudu. Gerçek kişilerin döviz mevduatlarının (DTH) önceki haftaya göre 0,4 milyar dolar azalışla 114,9 milyar dolara geriledi, tüzel kişilerin 0,1 milyar dolar artışla 88,4 milyar dolara yükseldi, yurtdışı mevduatlar 0,2 milyar dolar artışla 24,8 milyar dolara yükseldi, böylece DTH hacmi 17 Eylül haftasında önceki haftaya göre 0,3 milyar dolar azalışla 230,7 milyar dolar seviyesine geriledi. Bankacılık sistemi yabancı para net genel pozisyonu önceki haftaya göre 0,5 milyar dolar azalışla 6,0 milyar dolar oldu. Merkez Bankasında tutulan uluslararası rezervler 120,8 milyar dolar ile önceki haftaya göre 0,7 milyar dolar arttı; altın rezervleri 39,4 milyar dolar ile önceki haftaya göre 1,1 milyar dolar azaldı, brüt döviz rezervleri 81,4 milyar dolar ile önceki haftaya göre 1,8 milyar dolar artış kaydetti. Merkez Bankasının net rezerv açığı da önceki haftaya göre 0,2 milyar dolar azalarak 20,8 milyar dolar seviyesine geriledi. Yurtdışında yerleşik kişilerin mülkiyetindeki hisse senedi stoku ve devlet iç borçlanma senedi (DİBS) stoku toplamı 32,4 milyar dolar ile bir önceki haftaya göre 0,1 milyar dolar azaldı. Yurt dışı yerleşikler 17 Eylül ile biten haftada hisse senetlerinde 89 milyon dolarlık net alış, DİBS’te 14 milyon dolarlık net satış gerçekleştirdiler.
1 EKİM 2021, CUMA
EYLÜL AYI TÜRKİYE VE KÜRESEL İMALAT SEKTÖRÜ PMI ENDEKSLERİ – IHS MARKIT, İSO
Eylül ayında ilk verilere göre dünyanın ilk beş ekonomilerinden ABD, Euro Bölgesi ve İngiltere’de hizmet ve imalat sektörleri PMI endeksleri önceki aya göre gerilese de 50 eşik değerinin üzerindeki performansını korudu. Japonya’da ise hizmet ve imalat sektörleri PMI endeksleri 50 eşik değerinin altında kalsa da hizmet sektöründeki daralma zayıfladı. PMI endeksinin 50 üzeri değeri sektörün önceki aya göre büyüdüğünü, altındaki değerler ise sektörün önceki aya göre daraldığını gösteriyor. En büyük ticaret ortağımız olan Euro Bölgesinde imalat sektörünün zayıflayarak da olsa büyümesini sürdürmesi Türkiye’nin ihracat performansını koruduğu anlamına geliyor. Özellikle Almanya’nın otomotiv sektörü özelinde önemli derecede yarı iletken sıkıntısı yaşaması Türkiye otomotiv sektörü açısından izlenmesi gereken önemli bir detay. Öte yandan Türkiye’de Eylül ayına ilişkin reel sektör güven endeksi verilerinde mevcut ihracat siparişlerinin önceki aya göre artması ve imalat sektörü üretiminde (dayanıklı tüketim malı üretimi hariç) kapasite kullanım oranlarının yükselmesi Türkiye PMI endeksinin de Eylül ayında 50 üzeri seviyesini koruyacağına işaret ediyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini %19’dan %18’e düşürdü; Amerikan (Fed), İngiltere (BoE) ve Japonya (BoJ) merkez bankaları %0’a yakın olan politika faizlerini değiştirmedi.
Merkez bankaları, para politikalarını şekillendirirken olası riskleri dikkate alarak, ekonomik aktivite (talep, üretim) ile fiyat ve istihdamdaki gelişmelere odaklanır. Mevcut durumda merkez bankalarının dikkate aldığı başlıca risk unsuru Kovid-19 belirsizliğidir. 17-24 Eylül haftasında para politikası kararlarını açıklayan merkez bankaları yayınladıkları basın bülteninde ne gibi gerekçeleri ve öngörüleri ortaya koymuşlar kısaca özetleyelim.
TCMB: İktisadi faaliyet güçlü, fiyat artışları geçici
TCMB, 1-hafta vadeli borç verme faizi olan politika faizini %19’dan %18’e düşürdü. Her ne kadar ihtimal vermesek de TCMB Başkanı Kavcıoğlu geçen hafta çekirdek enflasyondaki gelişmeleri dikkate alacaklarını ifade ederek faiz indirim sinyalini vermişti. TCMB, yayınladığı basın bülteninde şu tespitleri ortaya koyuyor:
. Yurt içinde iktisadi faaliyet üçüncü çeyrekte dış talebin de etkisiyle güçlü seyrediyor,
. Enflasyonda son dönemde gözlenen yükseliş geçici.
TCMB’nin faiz indirimi kararını destekleyen yöntem ise “…para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizler”. Söz konusu analizleri TCMB’nin çalışma tebliğlerinde veya Kasım ayı sonunda yayınlanacak dördüncü enflasyon raporunda okuma fırsatını bulabilirsek çok mutlu olacağım. Zira TCMB, Temmuz ayı sonunda yayınladığı üçüncü enflasyon raporunda ABD merkez bankası Fed’in enflasyonu neden geçici gördüklerine dair analizine yer vermişti.
TCMB’nin analiz detaylarında olmadığına emin olduğum “güven” faktörüne dikkatinizi çekmek istiyorum. Aşağıdaki grafikte 2006 yılından bu yana aylık ortalama değerler olarak mavi çizgiyle (sağ eksen) Dolar/TL kurunun seyrini, gri çubuklar (sol eksen) ise döviz tevdiat hesaplarının (yabancı para mevduatları) seyrini gösteriyor.
Kaynak: Turkey Data Monitor
Son verilere göre döviz mevduatları 17 Eylül’de 230,7 milyar dolar ile rekor seviyesindedir: Gerçek kişiler 114,9 milyar dolar, tüzel kişiler 88,5 milyar dolar döviz mevduatına park etmiştir. TL’ye olan güvensizlik hanehalkını dövize yönlendirirken, artan dövize bağlı olarak fiyatlardaki artış enflasyonu da yukarı çekmektedir. Güveni azaltan diğer bir unsur da TCMB rezervlerinin nette sıfırın altında olmasıdır (17 Eylül itibariyle eksi 21 milyar dolardır). Her ne kadar net rezerv açığı gerilemiş olsa da gerilemenin ana sebebi döviz cinsi borçlanmalar ve swap (kısa vadeli TL karşılığı döviz borçlanma) yoluyla TCMB brüt rezervlerinin yükselmesidir. Diğer bir ifadeyle, maruz kalınan kur riskinin artmasıdır. Ekonomi, kur-enflasyon sarmalı içinde sıkışmışken TCMB’nin 23 Eylül tarihli toplantısında yaptığı erken faiz indirimi maalesef TL’den kaçışı tetiklemiştir. Yazıyı hazırladığım 24 Eylül’de Dolar/TL kuru 8,86 seviyesi ile rekor kırmıştır.
Hükumetin Orta Vadeli Program’da (OVP) 2021 sonu TÜFE tahmininin %16,2 olduğunu dikkate alırsak TCMB’nin politika faizini kısa zamanda %16-17 aralığına çekeceği aşikar duruyor. OVP’de 2022 sonu TÜFE tahmini ise %9,8.
Fed: ABD’de ekonomik aktivite güçlü, enflasyonist baskı geçici
Politika faizini %0-0,25 aralığında sabit bırakan Fed, aşılamanın desteğiyle ekonomik aktivitede ve istihdamda güçlenmenin sürdüğüne, enflasyondaki yükselişin geçici faktörlere dayandığına ve ekonominin yönünü Kovid-19 gelişmelerinin belirleyeceğine vurgu yaptı. Güçlü ekonomik görünüme istinaden Fed, aylık 120 milyar dolarlık varlık alımlarını kısa süre içinde azaltabileceklerini ekledi. Fed, 2021 yılı içinde 2-3 Kasım ve 14-15 Aralık tarihlerinde iki kere daha toplanacak. Fed’in 20 Ekim’de yayınlayacağı ve ekonomik ortamı resmettiği Bej Kitap’taki yorumları, tahvil alımlarındaki düşüşe ne kadar yakın oldukları ipucunu verecek. Faiz artırım konusunda ise; toplam 18 Fed para politikası kurulu katılımcısından 9’u 2022 yılında faiz değişikliği beklemezken, 6’sı bir adet, 3’ü iki adet faiz artırımı öngörüyor.
BoE: İngiltere’de ekonomik aktivite güçlü, enflasyondaki yükseliş geçici olabilir
BoE, Eylül ayı toplantısında %0,1 seviyesindeki politika faizini değiştirmedi. Ağustos ayı toplantısında güçlü ekonomik aktivitenin desteğiyle kısmi sıkılaştırma ihtimaline yer veren BoE, Eylül toplantısında fiyat ve ücretler tarafındaki belirsizliklere bağlı olarak mevcut gevşek politikasını korudu. Kasım ayı toplantısında arz tarafına odaklanacak olan BoE’nin değerlendirmeleri, enflasyondaki kalıcılık/geçicilik konusunda daha somut bilgiler verecek.
BoJ: Ekonomik aktivite iyileşiyor, enerji fiyatları enflasyonu yukarı çekiyor
Eylül ayı toplantısında eksi %0,1 olan politika faizini değiştirmeyen BoJ, aşılamanın ve dış talepteki canlanmanın da desteğiyle ekonomik aktivitede iyileşme öngörüyor. Öte yandan devam eden Kovid-19 belirsizliğine istinaden çekirdek enflasyonun (gıda dışı yıllık TÜFE’nin) %2 hedefine yaklaşana kadar tahvil alım programına devam edeceğini duyurdu. Japonya’da çekirdek enflasyon, pandeminin ilan edildiği Mart 2020 yılından bu yana sıfırın altında seyrediyor (yani gıda dışı fiyatlar ortalama olarak önceki yıla göre düşüyor).
20 – 24 Eylül haftasında; başta ABD (Fed, Çarşamba), Japonya (BoJ, Çarşamba), İngiltere (BoE, Perşembe), ve Türkiye merkez bankası (TCMB, Perşembe) para politikası kararları olmak üzere Ağustos ayı yurtdışı enflasyon, merkezi yönetim borç stoku; Eylül ayı imalat ve hizmet sektörleri ile tüketici güven endekslerine odaklanacağız. TL’deki değer kaybından dolayı YD-ÜFE’de yükseliş, merkezi yönetim borç stokunda artış göreceğiz. Eylül ayının ilk iki haftasında kredilerdeki yavaşlamanın, Eylül ayı sektörel verilerini nasıl etkilediğini izleyeceğiz. Avrupa Merkez Bankası Eylül ayı toplantısında yılın son çeyreğinde varlık alımlarını kademeli olarak azaltmaya başlayabileceklerini açıklamıştı. Fed, BoE ve BoJ bu haftaki toplantılarında faiz değişikliği yapmayacak ancak Fed’in varlık alımlarının azaltılmasına yönelik ipuçlarına odaklanacağız. TCMB’den olası bir faiz indirimi özellikle şirket finansmanında maliyetleri azaltacaktır ancak ticari ve bireysel kredilerde hızlanma enflasyonist baskının devam edeceği anlamına geliyor.
20 EYLÜL 2021, PAZARTESİ
AĞUSTOS AYI YURTDIŞI ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİ (YD-ÜFE) – TÜİK
YD-ÜFE Temmuz ayında yıllık %41,89, aylık %0,34 artış kaydetmişti. Ağustos ayında TL’deki değer artışı üreticinin üzerindeki maliyet baskısını kısmen azaltacaktır. Ancak küresel hammadde fiyatlarındaki artış ve yüksek taşıma maliyetleri, yurt dışı üreticinin maliyet baskısını artırmaya devam edecek.
Kaynak: TÜİK
AĞUSTOS AYI MERKEZİ YÖNETİM BORÇ STOKU – HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI
Merkezi yönetimin toplam borç stoku Temmuz ayında bir önceki aya göre hafif gerileyerek 2 trilyon 32 milyar TL seviyesindeydi. Aşağıdaki grafikte görüleceği gibi, Temmuz 2020 sonrasında merkezi yönetimin döviz cinsi borç stoku (yeşil çizgi), TL cinsi borç stokunun (mavi çizgi) üzerinde seyrediyor. Bu, Hazine’nin üstlendiği kur riskinin artması demek.
Kaynak: Turkey Data Monitor
TEMMUZ AYI NET ULUSLARARASI YATIRIM POZİSYONU (NUYP) – TCMB
Haziran ayında NUYP açığı önceki aya göre 13,6 milyar dolar azalarak 280,6 milyar dolar seviyesine gerilemişti. Söz konusu değer Aralık 20217’de tarihi rekorla 443,2 milyar dolar olan seviyesinden %37 aşağısında bulunuyor. NUYP’deki iyileşmede, Aralık 2020’de 220,5 milyar dolar ile rekor kıran doğrudan yatırımların Haziran 2021’de 142,2 milyar dolara kadar gerilemesi etkili oldu.
Kaynak: Turkey Data Monitor
22 EYLÜL 2021, ÇARŞAMBA
EYLÜL AYI TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ – TÜİK
Tüketici güven endeksi Ağustos ayında Nisan ayından bu yana olan düşüş eğilimini korumuş, Türk lirasındaki değer kazancına rağmen 78,2 seviyesine gerilemişti. Eylül ayında ise döviz kuru, döviz cinsi mevduatlar ve enflasyondaki yükseliş tüketicinin güven algısının gerilemesine sebep olabilir.
Kaynak: TUİK
23 EYLÜL 2021, PERŞEMBE
TCMB VE BDDK, 17 EYLÜL 2021 TARİHLİ HAFTALIK PARA VE BANKA VERİLERİ – BDDK, TCMB
10 Eylül ile biten haftada piyasadaki likiditeyi gösteren parasal göstergeler (M1, M2, M3) yükselen döviz kuruna paralel olarak yabancı para mevduatlardaki artışın etkisiyle önceki haftaya göre artış kaydetti, dolaşıma çıkan banknot ve madeni para büyüklüğü önceki haftaya göre değişmedi. TL cinsi mevduatlar ve krediler önceki haftaya göre yükseldi. TL cinsi mevduat faiz oranları %15-20 aralığını, TL cinsi kredi faiz oranları %17-25 aralığını korudu. Gerçek kişilerin döviz mevduatlarının (DTH) önceki haftaya göre 0,3 milyar dolar artışla 115,3 milyar dolara, tüzel kişilerin 0,4 milyar dolar artışla 88,3 milyar dolara yükselmesine, yurtdışı mevduatların 0,3 milyar dolar azalmasına bağlı olarak DTH hacmi 10 Eylül haftasında 0,4 milyar dolar artışla 231,0 milyar dolar seviyesine yükseldi. Bankacılık sistemi yabancı para net genel pozisyonu önceki haftaya göre 0,2 milyar dolar azalışla 6,4 milyar dolar oldu. Merkez Bankasında tutulan uluslararası rezervler 120,1 milyar dolar ile önceki haftaya göre 0,9 milyar dolar arttı; altın rezervleri 40,5 milyar dolar ile önceki haftaya göre 0,7 milyar dolar azaldı, brüt döviz rezervleri 79,7 milyar dolar ile önceki haftaya göre 1,6 milyar dolar artış kaydetti. Merkez Bankasının net rezerv açığı da önceki haftaya göre 0,3 milyar dolar azalarak 20,8 milyar dolar seviyesine geriledi. Yurtdışında yerleşik kişilerin mülkiyetindeki hisse senedi stoku ve devlet iç borçlanma senedi (DİBS) stoku toplamı 32,5 milyar dolar ile bir önceki haftaya göre 0,9 milyar dolar azaldı. Yurt dışı yerleşikler 10 Eylül ile biten haftada hisse senetlerinde 53 milyon dolarlık net satış, DİBS’te 325 milyon dolarlık net alış gerçekleştirdiler.
24 EYLÜL 2021, CUMA
EYLÜL AYI İMALAT SEKTÖRÜ KAPASİTE KULLANIM ORANI (KKO) – TCMB
İmalat sanayi genelinde KKO, Ağustos ayında bir önceki aya göre 0,4 puan artışla %77,1 seviyesine yükselmişti. Dayanıklı tüketim malı ve ara mal imalatında KKO’nun önceki aya göre gerilemesi küresel tedarik zincirindeki sorunlara bağlı olarak stoklara yönelmeyi teyit etmişti. Yatırım malları imalatında KKO’nun aylık yüzde 4,6 puan sert artış göstermesi ise stok artırma eğilimini ortaya koyuyor.
Kaynak: TCMB
EYLÜL AYI REEL KESİM GÜVEN ENDEKSİ (RKGE) – TCMB
RKGE, Ağustos ayında aylık 0,9 puan azalışla 113,9 seviyesine gerilemişti. Endeks değerinin 100’ün üzerinde olması, sektör temsilcilerinin ekonomik faaliyetlere olan güveninin arttığı anlamına geliyor. Ağustos ayı endeks detaylarında, Kovid-19 varyantlarına yönelik belirsizliklerin ekonomik faaliyetlerde zayıflık getirebileceği endişelerini okumuştuk. Endeks, Temmuz 2020’den bu yana 100 seviyesinin üzerinde yükseliş eğilimini koruyor.
Kaynak: TCMB
EYLÜL AYI SEKTÖREL GÜVEN ENDEKSLERİ – TÜİK
Ağustos ayında güven endeksi hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerinde yükselse de Kovid-19 varyantlarına ilişkin endişeler endeks detaylarında hissedilmeye başlanmıştı. Endeksin 100’den büyük olması sektörün mevcut ve gelecek döneme ilişkin iyimserliğini, 100’den küçük olması ise kötümserliğini gösteriyor. Perakende ticaret sektöründe güven (grafikte kırmızı çizgi) Haziran 2020, hizmet sektöründe (mavi çizgi) Ocak 2021’den bu yana 100 seviyesinin üzerinde seyrediyor. Perakende ticaret sektörü güveninin Aralık 2020’den bu yana hizmet sektöründen zayıf kalması artan enflasyon ve yüksek döviz kuruna bağlı olarak gelir eşitsizliğindeki farkın açıldığına işaret ediyor.
Temmuz ayında ihracatta sert, yatırım harcamalarında ise ılımlı düşüş ile perakende satışların artış hızında kaydedilen yavaşlama sanayi üretiminin Temmuz ayında sert şekilde düşmesine sebep oldu.
Sanayi üretiminde %4,2’lik düşüşün ana sebebi ihracattaki sert düşüş...
Sanayi üretimi Temmuz ayında yıllık %8,7 artış gösterirken, bir önceki aya göre %4,2 daralma kaydetti. Söz konusu düşüşe; ihracatın aylık %16,9, ara malı ithalatının %9,6, imalat sektörü kapasite kullanım oranının %2 puan düşmesi; sermaye, dayanıklı tüketim ve ara malı üretimlerinin azalması sebep oldu.
Kaynak: TÜİK
Kısacası Temmuz ayında sanayi üretimindeki düşüşün sebepleri talep ve yatırım harcamalarındaki güç kaybı oldu.
Ağustos ayına ilişkin veriler ihracatın önceki aya göre %15,2, ithalatın %12,2 arttığını; yatırım malları imalatı kapasite kullanım oranının %4,6 puanlık hızlanma kaydettiğini gösteriyor. Dolayısıyla sanayi üretimi, Ağustos ayında ihracat ve yatırım harcamalarının desteğiyle önceki aya göre büyüme kaydedecek.
Küresel tedarik zincirindeki kısıtlar ve hammaddeye ulaşım giderek zorlaşıyor ve daha pahalı hale geliyor. Mamul mal stoklarının azalması imalatçıların üretim ve yatırım yaparak stoklarını artırmasını gerektiriyor. Bu da üreticiler için ek finansman ihtiyacı demek. Kredi faizlerinin yüksek olduğu mevcut ortamda şirketlere faizsiz özkaynak sağlayan halka arzlara yoğun bir şekilde ilginin arttığını görüyoruz. Söz konusu gelişmelerin hem şirketlerin üretim performanslarını sürdürmelerine hem de sermaye piyasalarının derinleşmesine katkıda bulunduğunu ekleyelim.
Perakende satışların artış hızı, Temmuz’dadayanıklı tüketim malı satışlarındaki düşüşle geriledi…
Perakende satış hacmi Temmuz ayında yıllık %12,3, aylık %0,7 artış kaydetti. Perakende satışlardaki aylık artışın önceki aya göre yavaşlamasının sebebi, dayanıklı tüketim mallarına olan talebin önceki aya göre düşmesi oldu.
Kaynak: TÜİK
Ağustos ayında ise, bir önceki aya göre
. mamul mal stoklarının gerilemeye devam etmesi,
. ihtiyaç kredileri hacminin artması,
. perakende ticaret güven endeksinde son 3 aylık satış hacminin yükselmesi,
perakende satışların artış hızının Ağustos ayında artacağına işaret etti.
13 – 17 Eylül haftasında üretim, tüketim, bütçe, dış borç, cari açık, konut ve beklenti anketi sonuçları açıklanacak. Temmuz ayında büyük olasılıkla önceki aya göre sanayi üretiminde düşüş, perakende satışlarda artış görülecek. Temmuz ayı cari işlemler açığının seyri turizm gelirlerinde önceki aya göre değişime bağlı olacak.
13 EYLÜL 2021, PAZARTESİ
TEMMUZ AYI SANAYİ ÜRETİMİ ENDEKSLERİ – TÜİK
Sanayi üretimi Haziran ayında otomotiv üretimi, iç talep ve yatırım harcamalarının desteğiyle bir önceki aya göre %2,3 artış kaydederken, yıllık artış %23,9 olmuştu. Temmuz ayı öncü göstergeleri ise sanayi üretiminde önceki aya göre düşüşe işaret ediyor. Temmuz ayında; otomotiv sektörü üretimi önceki aya göre %39, toplam ihracat hacmi %17, en büyük ihracat kalemi olan otomotiv ihracatı %28 daraldı. Öte yandan, imalat sektörü kapasite kullanım oranı (KKO) Temmuz ayında önceki aya göre %0,1’lik hafif yükselişle yatay kaldı: KKO, aramalı imalatında önceki aya göre hafif arttı, dayanıklı tüketim malı imalatında %1,3 düştü, sermaye malı imalatında %2,0 geriledi. Temmuz ayında mamul mal stokunun önceki aya göre düşmesi yatırım harcamalarındaki aylık artışı destekledi. Dolayısıyla ağırlıklı olarak Temmuz ayında otomotiv üretimindeki düşüşe bağlı olarak sanayi üretimi endeksinde de büyük olasılıkla düşüş göreceğiz.
Kaynak: TÜİK
TEMMUZ AYI PERAKENDE SATIŞ ENDEKSLERİ – TÜİK
Covid-19 kaynaklı aşılamaların hızlanmasına bağlı olarak hizmet sektöründeki kısıtlamaların gevşetildiği Haziran ayında takvim ve mevsimsellikten arındırılmış perakende satış endeksi bir önceki aya göre aylık %14,4, bir önceki yılın aynı ayına göre %17,4 artış kaydetmişti. Perakende ciro ise Haziran ayında aylık %18,6, yıllık %40,9 artış kaydetmişti. Temmuz ayı Perakende Ticaret Güven Endeksi verilerinde “mevcut mal stok seviyesi” alt endeksinin önceki aya göre gerilemesi perakende satışlarda önceki aya göre artışa işaret ediyor. Öte yandan Temmuz ayında konut ve taşıt hariç bireysel kredilerdeki artış hızının hafif yavaşlaması perakende satışlarda da aylık bazda yavaşlatıcı bir etkiye sebep olabilir.
Kaynak: TÜİK
TEMMUZ AYI CİRO ENDEKSLERİ – TÜİK
Ciro endekslerindeki aylık artış Haziran ayında hızlanmıştı. Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi (2015=100), Haziran ayında aylık %9,5, yıllık %63,1 artış kaydetmişti. Sanayi sektörü ciro endeksi yıllık %78,2, inşaat ciro endeksi %29,7, ticaret ciro endeksi %55,5, hizmet ciro endeksi %74,8 arttı. Aylık bazda sanayi sektörü ciro endeksi %6,2, inşaat ciro endeksi %1,9, ticaret ciro endeksi %12,2, hizmet ciro endeksi %11,9 arttı. Alt sektör bazında aylık olarak en yüksek ciro artışını %57,8’lik artış ile Haziran ayında Covid-19 kaynaklı kısıtlamaların gevşetildiği hizmet sektörü altında yer alan “konaklama ve yiyecek” sektörü elde etmişti.
Kaynak: TÜİK
TEMMUZ AYI ÖDEMELER DENGESİ – TCMB
Haziran ayında dış ticaret açığındaki düşüşün desteğiyle cari işlemler açığı 1,1 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Temmuz ayında ise dış ticaret açığının Haziran ayına göre 1,5 milyar dolar artması cari açığın eş değer miktarda artmasına sebep olacak ancak Temmuz ayındaki turizm gelirleri söz konusu etkiyi azaltacak. Dolayısıyla Temmuz ayında turizm gelirlerinin ne kadar artacağı, cari işlemler açığı üzerinde önemli rol oynayacak. Haziran ayında geriye dönük 12-aylık cari işlemler açığı toplamı ise Mayıs ayına göre gerileyerek 29,7 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. 2022-2024 Orta Vadeli Program’da Hükümet 2021 yılında 21 milyar dolar cari işlemler açığı kaydedeceğini tahmin ediyor.
Kaynak: Turkey Data Monitor
14 EYLÜL 2021, SALI
AĞUSTOS AYI TARIM ÜRÜNLERİ ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TARIM-ÜFE) – TÜİK
Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE) Temmuz ayında yıllık %22,80, aylık %1,34 artış kaydetmişti.
Kaynak: TÜİK
AĞUSTOS AYI KONUT SATIŞLARI – TÜİK
Türkiye genelinde konut satışları Temmuz ayında bir önceki aya göre %20 azalarak 107 bin 785 olmuştu. Ocak-Temmuz döneminde konut satışları bir önceki yılın aynı dönemine göre %22,7 azalışla 660 bin 595 seviyesine gerilemişti. Ağustos ayında döviz kurundaki gerileme konut satışlar
Kaynak: TÜİK
15 EYLÜL 2021, ÇARŞAMBA
AĞUSTOS AYI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE VERİLERİ – HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI
Merkezi yönetim Temmuz ayında 95,3 milyar TL gelir elde etmiş, 141,1 milyar TL harcama gerçekleştirmiş, bütçe açığı da giderlerin gelirlerden daha hızlı artmasına bağlı olarak bütçe açığı önceki aya göre yaklaşık 2 kat artışla 45,8 milyar TL seviyesine yükselmişti. 2021 yılı ilk 7 ayında bütçe açığı toplamı 78,3 milyar TL oldu. Bütçe açığı, 2020 yılının ilk 7 ayında 139,1 milyar TL, 2020 yılının genelinde 172,7 milyar TL olarak kaydedilmişti. Türk lirasındaki değer kaybının özellikle faiz harcamaları olmak üzere merkezi yönetim bütçe giderlerinde de hızlanmayı beraberinde getirmesinin iki sonucuna dikkat çekelim: Vergi gelirleri bütçe giderlerini karşılamakta zorlanırken, borçlanma ihtiyacı artmaya devam etmektedir. 2022-2024 Orta Vadeli Program’da 2021 yılında toplam bütçe açığının bir önceki yıla göre %31’lik artışla 230,0 milyar TL seviyesine yükselmesi bekleniyor.
Kaynak: Turkey Data Monitor
16 EYLÜL 2021, PERŞEMBE
TEMMUZ AYI MERKEZ BANKASI KONUT FİYAT ENDEKSİ – TCMB
Merkez Bankası konut fiyat endeksi (KFE), Haziran ayında bir önceki aya göre %2,7 oranında artış kaydederken; bir önceki yılın aynı ayına göre nominal olarak %29,2, reel olarak %9,9 oranında artış kaydetmişti.
Kaynak: TCMB
TEMMUZ AYI ÖZEL SEKTÖR UZUN VADELİ YURT DIŞI KREDİ BORCU – TCMB
Özel sektör Haziran ayında yurtdışı kredi borcunu önceki aya göre azaltmıştı. TCMB verilerine göre, Haziran sonu itibarıyla, özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, 2020 yılı sonuna göre 0,5 milyar dolar artarak 174,0 milyar dolar olurken Mayıs ayına göre 1,5 milyar dolar gerileme kaydetmişti. Vade bazında bakıldığında, özel sektörün uzun vadeli kredi borcu Mayıs ayına göre 1,5 milyar dolar azalarak 164,5 milyar dolar olurken, kısa vadeli borcu 9,5 milyar dolar ile önceki aya göre yatay kalmıştı. Haziran sonu itibarıyla, uzun vadeli yurt dışı kredi borcunun %40,8’ini finansal kuruluşlar, %59,2’sini finansal olmayan kuruluşlar; kısa vadeli kredi borcunun ise %83,8’ini finansal kuruluşlar, %16,2’sini finansal olmayan kuruluşlar oluşturmuştu. Özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, Haziran sonu itibarıyla kalan vadeye göre gelecek 1 yıl içinde gerçekleştirilecek anapara geri ödemelerinin toplamı 41,6 milyar dolardır.
Kaynak: Turkey Data Monitor
TCMB VE BDDK, 10 EYLÜL 2021 TARİHLİ HAFTALIK PARA VE BANKA VERİLERİ – BDDK, TCMB
3 Eylül ile biten haftada piyasadaki likiditeyi gösteren parasal göstergeler (M1, M2, M3) önceki haftaya yatay kalırken dolaşıma çıkan banknot ve madeni para büyüklüğü önceki haftaya göre geriledi. TL cinsi mevduatlar ve krediler önceki haftaya göre değişiklik göstermedi. TL cinsi mevduat faiz oranları %15-20 aralığına hafif yükseldi, TL cinsi kredi faiz oranları %17-25 aralığında kalarak önceki haftaya göre değişmedi. Gerçek kişilerin döviz mevduatlarının (DTH) önceki haftaya göre 1,2 milyar dolar artışla 115,0 milyar dolara, tüzel kişilerin 0,4 milyar dolar artışla 87,9 milyar dolara yükselmesine bağlı olarak DTH hacmi 3 Eylül haftasında 1,2 milyar dolar artışla 230,6 milyar dolar seviyesine yükseldi. Bankacılık sistemi yabancı para net genel pozisyonu önceki haftaya göre hafif gerileyerek 6,6 milyar dolar oldu. Merkez Bankasında tutulan uluslararası rezervler 119,2 milyar dolar ile önceki haftaya göre 0,9 milyar dolar arttı; altın rezervleri 40,3 milyar dolar ile önceki haftaya göre 0,8 milyar dolar arttı, brüt döviz rezervleri 78,0 milyar dolar ile değişiklik göstermedi. Merkez Bankasının net rezerv açığı da önceki haftaya göre 0,2 milyar dolar artarak 21,1 milyar dolar seviyesine yükseldi. Yurtdışında yerleşik kişilerin mülkiyetindeki hisse senedi stoku ve devlet iç borçlanma senedi (DİBS) stoku toplamı 33,3 milyar dolar ile bir önceki haftaya göre 0,7 milyar dolar arttı. Yurt dışı yerleşikler 3 Eylül ile biten haftada hisse senetlerinde 99 milyon dolarlık net alış, DİBS’te 2 milyon dolarlık net satış gerçekleştirdiler.
Kaynak: Turkey Data Monitor
17 EYLÜL 2021, CUMA
MERKEZ BANKASI EYLÜL AYI BEKLENTİ ANKETİ SONUÇLARI – TCMB
TCMB’nin piyasa katılımcıları ile yaptığı Ağustos ayı Beklenti Anketi sonuçlarına göre yıl sonu TÜFE beklentisi %16,30’a, yıl sonu GSYH büyüme beklentisi %5,96’ya, 2021 yıl sonu GSYH büyümesi %4,01 seviyelerine yükselmişti. Öte yandan yıl sonu Dolar/TL kuru beklentisi 8,943’e, yıl sonu cari işlemler açığı beklentisi 23,5 milyar dolar seviyesine gerilemişti. 2022-2024 Orta Vadeli Program’da Hükümet 2021 yılı sonunda TÜFE’de %16,2’lik artış; 2021 yılı genelinde GSYH’de %9,0 oranında büyüme ve 21 milyar dolar cari işlemler açığı öngörülüyor.
Kaynak: Turkey Data Monitor
TEMMUZ AYI TÜRKİYE KISA VADELİ DIŞ BORÇ STOKU – TCMB
Türkiye’nin toplam kısa vadeli dış borç stoku Haziran ayında önceki aya göre 2,5 milyar dolar artışla 121,7 milyar dolar seviyesine yükselmişti. TCMB, kısa vadeli dış borcunu önceki aya göre 3,5 milyar dolar artırarak 27,1 milyar dolara yükseltirken, bankaların kısa vadeli dış borcu aylık 0,5 milyar dolar azalarak 58,1 milyar dolar seviyesine gerilemişti. Diğer sektörlerin kısa vadeli dış borcu ise aylık 0,4 milyar dolar azalışla 36,5 milyar dolar olmuştu. 2021 yılı Haziran sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç stoku önceki aya göre 24,4 milyar dolar azalışla 165,0 milyar dolar seviyesine gerilemişti; toplam stok içinde kamu sektörü %23,0, Merkez Bankası %16,4, özel sektör ise %60,6’lık paya sahiptir.
6 – 10 Eylül haftasında reel kurda iyileşme, dış ticaret endekslerinde düşüş göreceğiz; Avrupa Merkez Bankası ise politika faizinde değişiklik yapmayacak. Dikkatlerimiz Türkiye’de bütçe ve işgücü verileri ile Fed’in ekonomik resmi ortaya koyduğu Bej Kitap ve AMB’nin ekonomiye yönelik görüşlerinde olacak.
6 EYLÜL 2021, PAZARTESİ
AĞUSTOS AYI REEL DÖVİZ KURU – TCMB
Türk lirası Temmuz ayında reel olarak değer kazanmıştı. TÜFE bazlı Reel Efektif Döviz Kuru (REDK) Temmuz ayında döviz sepetindeki aylık %1’lik düşüşe bağlı olarak aylık 1,66 puan yükselişle dipten dönerek 61,31 seviyesine yükselmişti. ABD merkez bankası FED’in sıkı para politikasına geçme sinyali verdiği 2013 yılından bu yana baktığımızda Türk lirasında yaşanan değer kaybının ABD doları bazlı GSYH’yi de aşağı çektiğini görüyoruz. Yarı yarıya Dolar/TL ve Euro/TL’den oluşan döviz sepetinin Ağustos ayında aylık %1,8 düştüğünü dikkate aldığımızda REDK’da da yükseliş göreceğiz. Aşağıdaki grafik döviz kuru (kırmızı çizgi) ve REDK (mavi çizgi) arasındaki ters ilişkiyi doğruluyor.
Turkey Data Monitor
7 EYLÜL 2021, SALI
AĞUSTOS AYI HAZİNE NAKİT BÜTÇESİ – HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI
Hazine Temmuz ayında 74,5 milyar TL gelir elde ederken, 142,2 milyar TL’lik harcama yapmıştı. Böylece nakit bütçe dengesi Temmuz ayında 67,9 milyar TL açık vermişti. Giderlerdeki hızlanmaya rağmen gelirlerdeki azalış söz konusu açığın oluşmasında etkili olmuştu. Hazine, Temmuz ayında bütçe açığını kapatmak amacıyla 37,3 milyar TL net borçlanma gerçekleştirirken kalan bakiye Hazine’nin Merkez Bankasındaki hesabından kullanılmıştı. 2021 yılının ilk yedi ayında toplam nakit bütçe açığı 106,7 milyar TL’dir. Aşağıdaki grafik giderlerdeki (açık gri çubuklar) hızlanmaya bağlı olarak nakit bütçe dengesinde (turuncu çubuklar) açıktaki artışı gözler önüne seriyor.
Kaynak: Turkey Data Monitor
8 EYLÜL 2021, ÇARŞAMBA
BEJ KİTAP (BEIGE BOOK) – FED
Fed’in 14 Temmuz’da yayınladığı ve Mayıs sonu – Temmuz başı ekonomik gelişmeleri ortaya koyan Bej Kitap’ta (Beige Book) ekonominin ılımlıdan güçlü büyümeye doğru giden bir seyir ortaya konmuştu. Ulaştırma, seyahat ve turizm, imalat ve finans dışı sektörlerinde ortalamanın üzerinde büyüme işaret edilirken; enerji piyasalarının kısmen iyileşme kaydettiği, tarım sektöründe ise karışık bir seyir yaşandığına dikkat çekilmişti. Bej Kitap’ta arz tarafında aksamaların (malzeme ve işgücü eksikliği, teslimatta gecikmeler, çoğu tüketim mallarında düşük stok düzeyi) genele yayıldığı; bankaların kredi hacminde ve istihdamda ülke genelinde kısmen veya ılımlı artışlar yaşandığı, özellikle düşük vasıflı işlerde istihdamda güçlü artışlar olduğu, özellikle malzeme ve işgücü eksikliği yaşanan sektörlerde fiyat baskılarının sert şekilde arttığı diğerlerinde ise artışın daha ılımlı olduğunu, konteyner fiyatlarındaki artışın hızlandığını, nihai tüketici talebindeki artışın fiyatları yukarı çektiğini, girdi maliyetlerindeki artışın şirketlerin kar marjını düşürdüğünü, anket katılımcılarının bir kısmının fiyat artışlarını geçici olarak görürken çoğunluğunun önümüzdeki aylarda girdi maliyetleri ve satış fiyatlarındaki yükselişin devam etmesini beklediklerini okumuştuk. Fed para politikasını belirlerken ülke ve küresel ekonomiye ilişkin gelişmeleri dikkate alarak enflasyon ve istihdam tarafındaki resmi ortaya koyup politika faizine ilişkin strateji oluşturmaya çalışmaktadır. Jackson Hole toplantılarında Fed Başkanı Powell mevcut risklere rağmen ülke ekonomisine ilişkin olumlu seyrin Fed’i varlık alım miktarında azaltmaya gitmesine yaklaştırdığına inandığını belirtmişti. Fed, Kovid-19’un ekonomi üzerinde yarattığı olumsuz tabloyu iyileştirmek ve finansal sistemi desteklemek adına Haziran 2020’den bu yana aylık maksimum 80 milyar dolarlık varlık alımı gerçekleştirerek finansal piyasaya fon sağlıyor.
AMB, en son 22 Temmuz tarihli para politikası toplantısında enflasyondaki artışın geçici olduğunu ve önümüzdeki aylarda düşeceğini öne sürerek politika faiz oranlarında değişiklik yapmamıştı. Mevcut durumda AMB’nin bankalara borç verme faiz oranı (marjinal borç verme oranı) %0,25, bankaların Eurosystem’den borç alma faiz oranı (borç yenileme faiz oranı) %0, bankalara uygulanan mevduat faiz oranı ise eksi %0,5 seviyesinde bulunuyor. Düşük politika faizi ve devam eden varlık alımlarının desteğiyle Euro Bölgesinde 2021 yılı ikinci çeyreğinde GSYH bir önceki çeyreğe göre %2 büyüme kaydetti. Üçüncü çeyreğe yönelik veriler ise imalat sektöründe ve tüketim eğiliminde vites düşüşüne işaret ediyor. İşsizlik oranı Temmuz ayında %7,6 seviyesine gerilese de halen pandemi öncesi değerin üzerinde bulunuyor. Enflasyon ise Ağustos ayında yıllık %3 seviyesine yükseldi, ancak enflasyonist baskıda kısmen hafifleme sinyalleri gelmeye başladı. Dolayısıyla AMB Eylül ayı toplantısında faizlerde bir değişiklik yapmayacak ancak Banka’nın ekonomiye yönelik beklentilerini ve işaret ettikleri riskleri takip edeceğiz. Eklemekte fayda var, AMB Başkanı Lagarde, 1 Eylül tarihli Time röportajında pandeminin başlangıcından bu yana 6 trilyon Euro finansal destek sağlandığını, aşılamanın da desteğiyle yıl sonunda GSYH’nin pandemi öncesi seviyelerine yükseleceğini, pandemiden etkilenen sektörleri finansal olarak desteklemeye devam edeceklerini, özellikle sigorta sektörünün sağlıklı işleyişini sürdürebilmesi adına iklim değişikliğinin para politikasında önemli bir faktör olduğunu dikkatlerimize sundu. www.tradingeconomics.com adresinden alınan aşağıdaki grafik, AMB’nin politika faiz oranı olan bankaların yeniden borçlanma faiz oranındaki tarihsel seyri (mavi çizgi) gösteriyor.
TCMB VE BDDK, 3 EYLÜL 2021 TARİHLİ HAFTALIK PARA VE BANKA VERİLERİ – BDDK, TCMB
27 Ağustos ile biten haftada piyasadaki likiditeyi gösteren parasal göstergeler (M1, M2, M3) önceki haftaya göre yatay kaldı. TL cinsi mevduatlar ve krediler önceki haftaya göre değişiklik göstermedi. TL cinsi mevduat faiz oranları %15-19 aralığına hafif geriledi, TL cinsi kredi faiz oranları %17-25 aralığında kalarak önceki haftaya göre değişmedi. Gerçek kişilerin döviz mevduatlarının (DTH) önceki haftaya göre 1,1 milyar dolar artışla 113,8 milyar dolara, tüzel kişilerin 2,7 milyar dolar artışla 87,5 milyar dolar, yurt dışı mevduatların 0,4 milyar dolar artışla 24,9 milyar dolara yükselmesine bağlı olarak DTH hacmi 27 Ağustos haftasında 4,7 milyar dolar artışla 229,4 milyar dolar seviyesine yükseldi. Bankacılık sistemi yabancı para net genel pozisyonu önceki haftaya göre hafif artışla 6,7 milyar dolar oldu. Merkez Bankasında tutulan uluslararası rezervler 118,3 milyar dolar ile önceki haftaya göre 9,7 milyar dolar arttı; altın rezervleri 40,3 milyar dolar ile önceki haftaya göre değişmedi, brüt döviz rezervleri 9,8 milyar dolar artışla 78,0 milyar dolar oldu. Merkez Bankasının net rezerv açığı da önceki haftaya göre 9,4 azalarak 20,9 milyar dolar seviyesine geriledi. Yurtdışında yerleşik kişilerin mülkiyetindeki hisse senedi stoku ve devlet iç borçlanma senedi (DİBS) stoku toplamı 32,6 milyar dolar ile bir önceki haftaya göre 1,0 milyar dolar arttı. Yurt dışı yerleşikler 27 Ağustos ile biten haftada hisse senetlerinde 43 milyon dolarlık, DİBS’te 60 milyon dolarlık net alış gerçekleştirdiler.
Kaynak: Turkey Data Monitor
10 EYLÜL 2021, CUMA
TEMMUZ AYI İŞGÜCÜ VERİLERİ – TÜİK
Haziran ayında hizmet sektöründe açılma ve sanayi sektöründeki artan talebin etkisiyle işe alımlar hızlanmıştı. Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı Haziran ayında önceki aya göre yüzde 2,5 puan düşüşle %10,6 seviyesine gerilemişti. İşsiz sayısı aylık 823 bin kişi azalarak 3 milyon 399 bin kişi, istihdam edilenlerin sayısı aylık 602 bin kişi artışla 28 milyon 586 bin kişi olmuştu Haziran ayı sektörel güven endekslerinde “Gelecek 3-ayda toplam çalışan sayısı beklentisi” alt endekslerinde önceki aya göre artışlar hem hizmet hem de inşaat sektörü istihdamındaki artışı, otomotiv sektörü üretimi ve ihracatındaki artış da sanayi sektörü istihdamındaki artışı desteklemişti. Temmuz ayına ilişkin olarak; sektörel güven endeksleri (TÜİK) hizmet ve perakende ticaret istihdamında artışa, SAMEKS hizmet sektörü endeksi verileri hizmet sektörü istihdamında artışa, imalat sektörü PMI verileri (İSO) imalat sektörü istihdamında artışa işaret etmişti.
Kaynak: TÜİK
TEMMUZ AYI DIŞ TİCARET ENDEKSLERİ – TÜİK
Haziran ayında ihracat miktar endeksindeki hızlanmanın ana tetikleyicileri hammadde ve otomotiv sektörü ihracatı olmuştu. TÜİK her ay -uluslararası hizmet ticaretini kapsamayan- dış ticaret miktar ve değer endekslerini yayınlamaktadır. Arındırılmamış verilere göre ihracat miktar endeksi Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %32,2, ithalat %11,7 artış kaydetmişti. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilere göre ise ihracat miktar endeksi Haziran ayında bir önceki aya göre %2,3 artmış, ithalat miktar endeksi %3,4 azalmıştı. 2020 yılı Mart ayından bu yana ihracat miktar endeksi aralıksız yükselirken, ithalat miktar endeksi Aralık 2020’den bu yana aşağı yönlü eğilimini korumaktadır. Özellikle hammadde ihracatındaki hızlanma ve “taşımacılık araçlarının aksam ve parçaları” ile “yatırım mallarının aksam ve parçaları” ithalat endekslerinde Haziran ayında kaydedilen artışlar ihracat siparişlerindeki artışı ve yatırım harcamalarındaki artışı desteklemişti. Öte yandan, ihracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan dış ticaret haddi ise Haziran ayında 91,6 değeri ile aylık bazda değişiklik göstermezken, yıllık bazda 10,7 puan azalmıştı. Temmuz ayında ihracat ve ithalat hacminin önceki aya göre gerilemesi dış ticaret endekslerinde de aşağı yönlü bir seyir görmemize sebep olacak.
Kaynak: TÜİK
TEMMUZ AYI İNŞAAT MALİYET ENDEKSİ – TÜİK
Haziran ayında malzeme maliyetlerindeki artışın etkisiyle inşaat maliyetleri yükselmeye devam etmişti. İnşaat maliyet endeksi, 2021 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre %2,89, bir önceki yılın aynı ayına göre %42,48 artmıştı. Alt detaylarda, bir önceki aya göre malzeme endeksi %4,23 artmış, işçilik endeksi ise %0,40 azalmıştı. Yıllık artışlar ise malzeme endeksinde %53,70, işçilik endeksinde %19,88 olmuştu. Haziran ayında döviz kurundaki yükselişin doğrudan malzeme maliyet endeksini, dolayısıyla da inşaat maliyet endeksini yukarı çektiğini görmek elbette şaşırtıcı değil. Temmuz ayında yarı yarıya Dolar/TL ve Euro/TL’den oluşan döviz sepetinin aşağı gelmesinin ve hatta Ağustos ayında da düşüşün sürmesinin inşaat maliyet endekslerini nasıl etkilediğine odaklanacağız.
Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) Ağustos ayında yıllık %19,25, aylık %1,12 arttı; yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ise yıllık %45,52, aylık %2,77 artış kaydetti. Böylece yıllık bazda TÜFE ve Yİ-ÜFE arasındaki fark artmaya devam etti. Aşağıdaki grafikte, sarı renkli çubuklar TÜFE ve Yİ-ÜFE arasındaki yıllık farkı gösteriyor.
Kaynak: Turkey Data Monitor
TCMB para politikası kararlarında ağırlıklı olarak TÜFE’nin seyrine bakarak politika faizini belirliyor. Mevcut durumda TCMB’nin politika faizi %19 seviyesinde iken Ağustos ayında TÜFE’deki yıllık %19,25’lik artış politika faizinin üzerine çıkmış durumda.
Dolayısıyla kritik soru “TÜFE, ne kadar süre politika faizinin üzerinde kalacak”, diğer bir ifadeyle “TCMB, ne kadar süre politika faizini %19 seviyesinde tutabilecek?”.
Aşağıdaki grafikte sarı çizgi TCMB’nin politika faizini, siyah çizgi TÜFE’yi, mavi çizgi ise TCMB’nin bankaları ortalama fonlama (borç verme) faizini gösteriyor. Dikkat edeceğiniz üzere TCMB; TÜFE’deki yukarı yönlü eğilime faiz yükselterek, TÜFE’deki aşağı yönlü eğilime faiz düşürerek cevap veriyor.
Kaynak: Turkey Data Monitor
Temmuz ayından itibaren döviz kurundaki aşağı yönlü seyir (TL’nin değerlenmesi) TÜFE’deki aylık artışları yavaşlatıyor. Aşağıdaki grafikte kırmızı oka dikkat ederseniz, dolar kurundaki (yeşil çubuklar) aylık artışların Temmuz ve Ağustos aylarında yerini düşüşe bırakması, TÜFE endeksindeki aylık artışların da (mavi çubuklar) hız kaybetmesine sebep oluyor. Kurda istikrarın sürmesi halinde TCMB, politika faizinin TÜFE’nin aşağısında kalmasına izin verecektir.
Yİ-ÜFE tarafında ise Türk lirasındaki değer kazancı üreticinin maliyetleri üzerindeki baskının azalmasına sebep oluyor. Bununla birlikte, tedarik zincirindeki sorunlardan kaynaklı olarak yüksek taşıma maliyetleri ve yüksek hammadde fiyatları özellikle ara malı ithal eden üreticiler üzerindeki baskının sürmesinde önemli rol oynuyor. Aşağıdaki grafikte mavi yuvarlak bölgeye dikkat ederseniz döviz kurundaki (yeşil çubuklar) gerilemeye rağmen Yİ-ÜFE’deki aylık artışın (sarı çubuklar) Ağustos ayında arttığını görebilirsiniz.
Kaynak: Turkey Data Monitor
Öte yandan, küresel IHS Markit PMI verileri dikkate alındığında, küresel talepte aşağı yönlü seyrin özellikle çıktı fiyatları ve hizmet sektörü fiyatları üzerindeki baskının az da olsa hafiflemesine işaret etmesi TCMB’nin kısa vadede elini rahatlatan önemli bir gelişme olduğunu ekleyelim.