SAMEKS Sanayi ve Hizmet Endeksleri zayıf büyüme sinyali verdi

Kaynak: MÜSİAD

SAMEKS Sanayi Endeksi yavaşlayarak da olsa son üç aydır büyümesini sürdürüyor…

SAMEKS Sanayi Endeksi Şubat ayında yeni siparişlerin önceki aya göre azaldığını gösterdi. Takvim ve mevsimsellikten arındırılmış yeni siparişler alt endeksi Ocak ayındaki 50,6 değerinden Şubat ayında 48,2 seviyesine geriledi. Endeksin 50 altındaki seviyeler endeksin önceki aya göre gerilediğini, 50 üzerindeki değerler ise büyüdüğünü gösteriyor.

Benzer şekilde üretim alt endeksi de Ocak ayındaki 58 seviyesinden Şubat ayında 48,7 seviyesine geriledi. Stokların ise önceki 44,8 seviyesinden 47,7 seviyesine yükselmiş olması stoklardaki düşüşün Şubat ayında yavaşladığına işaret etti.

Elbette endeks detaylarında iyi haberler de var:

. Sanayi sektöründe satın alımlar önceki ay kaydedilen 54,3 seviyesinden 58,6 seviyesine yükselerek satın alımlardaki artışta hızlanmaya işaret etti.

. Sanayi sektöründe istihdam artışında Şubat ayında hızlanma yaşandı; istihdam alt endeksi önceki ay kaydettiği 58,4 seviyesinden 63 seviyesine yükseldi.

. Tedarikçilerin teslimat süreleri 58,4 seviyesi ile Temmuz 2020’den bu yana görülen iyileşme eğilimini koruduğunu gösterdi.

Tüm bu verilere dayanarak SAMEKS Sanayi Endeksi 2021 yılı Şubat ayında, bir önceki aya göre 1,8 puan azalarak 51,9 seviyesine gerilemiş oldu. Sanayi Endeksi Aralık ayı dahil olmak üzere son üç aydır aldığı 50 üzerindeki değerlerle büyüme eğilimini koruyor.

YORUM

Bir önceki hafta en büyük ticaret ortağımız olan Euro Bölgesinden gelen Şubat ayı imalat sektörü PMI verileri olumlu sinyaller vermiş, bu sebeple Türkiye’nin sanayi sektörünün Şubat ayında söz konusu gelişmeden olumlu etkilenip etkilenmediğini sorgulamıştık. Nitekim SAMEKS Sanayi Endeksi, yeni siparişlerdeki azalmanın etkisiyle üretimin azaldığını, azalan stoklara bağlı olarak satın alımlar ve istihdamdaki artışın etkisiyle sanayi sektörünün yavaşlayan bir hızla da olsa büyümeye devam ettiğini gösterdi. Sanayi sektöründeki büyümenin, küresel tedarik zincirindeki sorunlara bağlı olarak stok artırma gayreti ve bunun da istihdam talebini canlı tuttuğunu düşünüyorum. Üretimdeki azalmanın talep daralmasından kaynaklandığı aşikar ancak yeni siparişler alt endeksinin “iç piyasa” ve “ihracat” siparişleri şeklinde yayınlanmaması sebebiyle talep tarafı hakkında detaylı bir yorum yapamıyorum.  Daha detaylı yorum yapabilmek için Pazartesi günü açıklanacak olan Şubat ayı İSO İmalat Sektörü PMI verilerini ve Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanacak olan Şubat ayı dış ticaret verilerini bekleyeceğiz.

SAMEKS Hizmet Endeksi son dört aydır büyümeye devam ediyor…

Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış SAMEKS Hizmet Sektörü Endeksi, 2021 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre 4,9 puan azalarak 51,9 seviyesine geriledi. Sektörde iş hacmi ve stoklar önceki aya göre düşerken tedarik sürelerinde artış yaşandı. Hizmet Endeksinde Şubat ayında büyüme kaydedilmesinin ana etkenleri ise satın alımlar ve istihdamdaki artışların önceki aya göre artmasıydı.

YORUM

SAMEKS Hizmet Sektörü Endeksinin Şubat ayında zayıflama kaydetmesi geçen hafta TÜİK tarafından açıklanan Şubat ayı Hizmet Sektörü Güven Endeksindeki yavaşlamayı teyit etti. Hizmet sektöründe, satın alımlardaki ve istihdamdaki büyümede Hükumet tarafından gelen Mart ayında kademeli açılmalara yönelik söylemlerin etkisi olduğunu düşünüyorum.

Dr. Fulya Gürbüz

Şubat ayında ihracatta artış sinyalleri var

19 Şubat’ta IHS Markit, Şubat ayı Euro Bölgesi imalat sektörü PMI verilerini açıklamış ve Türkiye’nin ihracatının %50’sinden fazlasını gerçekleştirdiği Euro Bölgesinde üretimin önceki aya göre büyümeye devam ettiğini görmüştük. Hafta sonunda yayınladığım ekonomi gündemi başlıklı makalemde, söz konusu gelişmenin Türkiye imalat sektörüne ve ihracat verilerine yansıyıp yansımadığını Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) ve imalat sektörü kapasite kullanım oranı (KKO) verilerinde arayacağımızı yazmıştım. Perakende satışlar için önemli bir gösterge olan perakende ticaret güven endeksi verilerini de dahil ederek ihracat ve iç piyasa siparişlerinin Şubat ayında imalat sektörünü nasıl etkilediklerini değerlendirmeye çalışacağım. Değerlendirmelerimi hem mevsimsellikten arındırılmış hem de arındırılmamış verilere dayanarak sizlere sunacağım.

Şubat ayı Merkez Bankası RKGE sonuçlarına göre;

. Arındırılmamış verilere göre RKGE, Şubat ayında bir önceki aya göre 2,3 puan artışla 109,3 seviyesinde gerçekleşirken mevsimsellikten arındırılmış RKGE, aylık 0,3 puan azalışla 108,7 seviyesine geriledi.

. Arındırılmamış verilere göre mevcut ihracat ve iç piyasa siparişleri alt endeksleri, Şubat ayında bir önceki aya göre iyileşti.

. Mevsimsellikten arındırılmış mevcut toplam siparişler bir önceki aya göre iyileşme kaydetti.

Arındırılmamış veriler neler söylüyor?

Şubat ayında arındırılmamış RKGE verileri, ihracat ve iç piyasa siparişlerinde önceki aya göre artış olduğunu gösteriyor. Nitekim, TÜİK’in yayınladığı arındırılmamış perakende sektörü güven endeksinin alt endeksi olan perakende satışların Şubat ayında iyileşme kaydetmesi RKGE’de iç piyasa siparişlerindeki iyileşmeyi destekliyor. Şubat ayı arındırılmamış imalat sektörü KKO verilerine göre dayanıklı tüketim malları ve ara malları üretiminde önceki aya göre artış kaydedilmiş olması özellikle Şubat ayında ihracat siparişlerinde yaşanan iyileşmeyi de doğruluyor. Bununla birlikte, dayanıksız tüketim malları imalatında KKO’nun önceki aya göre değişim göstermemesi iki ihtimali ortaya koyuyor: ya dayanıksız tüketim malları ihracatı ve iç talep önceki aya göre değişiklik göstermedi ya da ters yönlü bir gelişme kaydettiler.   

Mevsimsellikten arındırılmış veriler neler söylüyor?

TÜİK’in yayınladığı mevsimsellikten arındırılmış perakende ticaret sektörü güven endeksinin Şubat ayında bir önceki aya göre %0,4’lük artış kaydetmiş olması, RKGE’de mevcut toplam siparişlerdeki iyileşmeyi destekliyor. Ancak, mevsimsellikten arındırılmış KKO’da alt kırılımlar açıklanmadığı için imalat sektörü KKO’da kaydedilen aylık yüzde 0,1 puanlık azalışta ihracat ve iç piyasa siparişlerinin nasıl bir rol oynadığını göremiyoruz. Bunun için Cuma açıklanacak olan SAMEKS Sanayi ve Hizmet endeksleri ile Mart ayı başında açıklanacak olan İSO imalat sektörü PMI verilerini öncelikli olarak bekleyeceğiz.

Dr. Fulya Gürbüz

Ekonomi Gündemi: İmalat sektörü verileri, güven endeksleri ve uluslararası döviz likiditesi

Şubat ayı imalat ve hizmet sektörleri ile ihracat performansına ilişkin ilk sinyallerin geleceği yeni bir haftaya başlıyoruz.

22 ŞUBAT 2021, PAZARTESİ

ŞUBAT AYI İMALAT SEKTÖRÜ KAPASİTE KULLANIM ORANI (KKO) – TCMB

Ocak ayında imalat sektörü KKO aylık 0,2 puan azalışla %75,4 seviyesine gerilemiş, mevsimsel etkilerden arındırılmış KKO, bir önceki aya göre 0,2 puan artışla %75,6 seviyesine yükselmişti.

ŞUBAT AYI REEL KESİM GÜVEN ENDEKSİ (RKGE) – TCMB

Ocak ayında RKGE aylık 0,2 puan artışla 107,0 seviyesine yükselmiş, mevsimsellikten arındırılmış RKGE aylık 1,4 puan azalışla 109,0 seviyesine gerilemişti. Önceki ankette, yurt içi ve ihracat siparişlerinde önceki aya göre düşüş, ortalama birim maliyetlerde ise artışa işaret edilmişti. Euro Bölgesi Şubat ayı PMI endeksi ilk tahminlerinin yer aldığı IHS Markit raporlarında, bölgede imalat sektörünün önceki aya göre hızlandığı ve ihracat siparişlerinde artış sinyallerini aldık. Söz konusu olumlu gelişmelerin, Türkiye’nin imalat ve ihracat performansında nasıl bir etkiye sahip olduğuna dair ipuçlarını RKGE raporu detaylarında arayacağız.

ŞUBAT AYI SEKTÖREL GÜVEN ENDEKSLERİ – TÜİK

Ocak ayında güven endeksleri hizmet sektöründe bir önceki aya göre %2,9 artarken, perakende ticaret sektöründe %0,1 ve inşaat sektöründe %5,2 azalmıştı.

OCAK AYI YURT DIŞI ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİ (YD-ÜFE) – TÜİK

Aralık ayında YD-ÜFE aylık %0,76 azalmış, yıllık olarak %37,56 artış kaydetmişti. Enerji malı üretim sektöründe maliyetler bir önceki aya göre %1,77 artmıştı. Ocak ayında da petrol fiyatlarındaki artışın maliyetlere yansımaya devam etme ihtimali var. Her ne kadar Ocak ayında döviz kurlarında düşüşler görmüş olsak da, YD-ÜFE detaylarında özellikle artan hammadde ve emtia fiyatlarının maliyetlere nasıl yansıdığını takip edeceğiz.

OCAK AYI MERKEZİ YÖNETİM BORÇ STOKU – HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

Aralık ayında merkezi yönetimin borç stoku aylık 60 milyar TL azalışla 1,812 milyar TL seviyesine gerilemişti. Söz konusu borcun 1,060 milyar TL’si devlet tahvili borcunu, 593 milyar TL’si uluslararası tahvil (eurobond) borcunu, 159 milyar TL’si kredi borcunu oluşturmaktadır.

2020 YILI 4. ÇEYREK İŞGÜCÜ GİRDİ ENDEKSLERİ – TÜİK

2020 yılı üçüncü çeyreğinde takvim etkisinden arındırılmış olarak istihdam endeksi yıllık %2,6 artmış, çalışılan saat endeksi yıllık %3,6 azalmış, brüt ücret-maaş endeksi yıllık %6,4 artış kaydetmişti. Takvim ve mevsimsellik etkilerinden arındırılmış olarak istihdam endeksinde bir önceki çeyreğe göre %4,9, çalışılan saat endeksinde %38,0, brüt ücret-maaş endeksinde %21,9 artış yaşanmıştı.

24 ŞUBAT 2021, ÇARŞAMBA

2020 YILI İNŞAAT YAPI RUHSATI VE YAPI KULLANMA İZİN BELGELERİ ENDEKSLERİ – TÜİK

2020 yılının ilk dokuz ayında yapı ruhsatı verilen yapıların yüzölçümü bir önceki yılın aynı dönemine göre %58,1 artmış, yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların yüzölçümü %22,8 azalmıştı.

25 ŞUBAT 2021, PERŞEMBE

ŞUBAT AYI EKONOMİK GÜVEN ENDEKSİ – TÜİK

Ekonomik güven endeksi Ocak ayında aylık %1,6 artışla 96,2 değerine yükselmişti. Endeksteki artış, tüketici ve hizmet sektörü güven endekslerindeki artışlardan kaynaklanmıştı. Geçen hafta Şubat ayı tüketici güven endeksi açıklanmış ve bir önceki aya göre %1,5 artışla 84,5 seviyesine yükselmişti. Endeksin 100 seviyesi altındaki değerler tüketici güveninde kötümser durum olduğunu göstermektedir.

TCMB VE BDDK, 19 ŞUBAT 2021 TARİHLİ HAFTALIK PARA VE BANKA VERİLERİ – BDDK, TCMB

12 Şubat ile biten haftada piyasadaki likiditeyi gösteren parasal göstergelerde (M1, M2, M3) önceki haftaya göre değişiklik olmadı. TL cinsi ticari kredi faiz oranları bir önceki haftaya göre %20 seviyesinin hemen altına inerken bireysel kredi faiz oranları %22,5 seviyelerini aştı. Döviz tevdiat hesapları yani yabancı para cinsi mevduatlar önceki haftaya göre 2 milyar dolar artışla 226,4 milyar dolar seviyesine yükseldi. Gerçek kişilerin döviz tevdiatları haftalık 0,6 milyar dolar artışla 114,2 milyar dolar, tüzel kişilerin 1,4 milyar dolar artışla 83,3 milyar dolar oldu. Yabancı yerleşiklerin mülkiyetindeki hisse senedi ve DİBS portföyü bir önceki haftaya göre 0,5 milyar dolar artışla 41,3 milyar dolar seviyesine yükseldi ki bu sayı 2010 yılından bu yana en düşük seviyesine gerilediği 30 Ekim 2020 haftasına göre 16,8 milyar dolarlık artışa işaret ediyor.

Kaynak: BDDK, TCMB, TDM

26 ŞUBAT 2021, CUMA

OCAK AYI ULUSLARARASI REZERVLER VE DÖVİZ LİKİDİTESİ – TCMB

Aralık 2020’de altın (43,2 milyar dolar), döviz ve mevduat (39,6 milyar dolar) ile menkul kıymetlerden (8,9 milyar dolar) oluşan toplam resmi rezervler 93,3 milyar dolar seviyesindeydi. Buna karşın gelecek dönemlerde ödenmesi gereken 28,3 milyar dolar tutarında döviz kredileri, menkul kıymetler ve mevduat çıkışları; 56,4 milyar dolar tutarında da Türk lirası karşılığında ödenmesi gereken vadeli ve swap işlemlerinden doğan döviz borcu bulunmaktadır. Bunlara ek olarak 46,7 milyar dolar tutarında şarta bağlı döviz yükümlülüğü bulunmaktadır.

ŞUBAT AYI SAMEKS SANAYİ VE HİZMET SEKTÖRLERİ ENDEKSLERİ – MÜSİAD

Ocak ayında mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış Sanayi Sektörü SAMEKS Endeksi, bir önceki aya göre 2,2 puan azalarak 53,8 seviyesine gerilemişti. SAMEKS Hizmet Sektörü Endeksi ise aylık 3,7 puan artışla 55,3 seviyesine yükselmişti. Yayınlanan raporda “üst üste üçüncü ayında referans değerin üzerinde yer alan Hizmet Sektörü SAMEKS Endeksi ve sektörde 5 ay aradan sonra artış kaydeden iş hacminin” Ocak ayında reel sektöre ilişkin en olumlu gelişmeler olduğuna dikkat çekilmişti.

OCAK AYI DIŞ TİCARET VERİLERİ – TÜİK

Aralık 2020’de 17,9 milyar dolar ihracat, 22,4 milyar dolar ithalat hacmi gerçekleşti. Ticaret Bakanlığı Şubat ayı başında, Ocak ayı dış ticaret verilerini açıkladı. Buna göre Ocak ayında 15,1 milyar dolar ihracat, 18,1 milyar dolar ithalat hacmi kaydedildi.

Dr. Fulya Gürbüz

Finans dışı özel sektörün dış borcu artıyor

Türkiye’de özel sektörün uzun vadeli yurt dışı kredi borcu artmaya başladı…

Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, 2018 yılı Şubat ayında 228,0 milyar dolar seviyesine kadar çıkan özel sektörün uzun vadeli toplam yurt dışı kredi borcu, Aralık 2020’de bir önceki aya göre 2,6 milyar dolarlık artışla 163,5 milyar dolar seviyesine yükseldi. Söz konusu yükselişte, finansal olmayan şirketlerin borcunda 1,9 milyar dolar, finansal kuruluşlarda ise 0,7 milyar dolarlık artışların etkisi oldu. Böylece, finans dışı şirketlerin uzun vadeli yurt dışı kredi borcu, Aralık 2020 itibariyle 93,1 milyar dolara, finans kuruluşlarının ise 70,4 milyar dolar seviyesine yükseldi. Aşağıdaki grafikte siyah renkli çubuklar özel finansal sektörün, gri renkli çubuklar finans dışı özel sektörün, açık gri çubuklar ise özel sektörün toplam yurt dışı kredi borcunu göstermektedir. 

Kaynak: TCMB, TDM

Finans dışı sektörün alt sektörlerine bakıldığında, sınai sektörünün uzun vadeli dış borcu 35,5 milyar dolar, sınai sektörünün alt sektörleri olan imalat sektörünün uzun vadeli dış borcu 23,4 milyar dolar; elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörünün ise 11,1 milyar dolardır.

Finans dışı sektörün diğer bir kolu da hizmetler sektörüdür ve 57,1 milyar dolarlık uzun vadeli dış borcu bulunmaktadır. Hizmet sektörünün alt sektörleri olan inşaat şirketlerinin uzun vadeli dış borcu 19,7 milyar dolar, ulaştırma ve depolama şirketlerinin 13,6 milyar dolar, bilgi ve iletişim şirketlerinin 6,4 milyar dolar, gayrimenkul faaliyetlerinin 5,3 milyar dolar, toptan ve perakende şirketlerinin 4,6 milyar dolar, insan sağlığı ve sosyal hizmetler kuruluşlarının 3,9 milyar dolardır.

Dolayısıyla, özel sektörün uzun vadeli yurt dışı kredi borcunun en büyük kısmını Covid-19’un durma noktasına getirdiği hizmet sektörü yüklenmiş durumdadır. İşte bu yüzden, Covid-19 kısıtlamaları devam ettikçe, şirketlerin borç ödeme kabiliyetleri ve borç döndürürken maruz kaldıkları yüksek maliyetler, ana başlıklar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Özel sektör finans dışı kuruluşların kısa vadeli dış borcu da artıyor…

TCMB verilerine göre Türkiye’nin kısa vadeli dış borç stoku Aralık ayında bir önceki aya göre 4,2 milyar dolar artışla 138,7 milyar dolar seviyesine, finans dışı özel sektörün kısa vadeli dış borç stoku ise, aylık 1,3 milyar dolar artışla 57,9 milyar dolar seviyesine yükseldi. Aşağıdaki grafikte özel sektör finans dışı kuruluşların kısa ve uzun vadeli yurt dışı borcunu görebilirsiniz.

Kaynak: TCMB, TDM

Gelecek 12 ayda vadesi dolacak ve yapılması gereken ödemeler ise, Kasım ayındaki 184,3 milyar dolardan Aralık ayında 188,8 milyar dolar seviyesine yükselmiştir.

Yurt içinde kredi faiz oranlarındaki artış, özel sektörü dış borca yöneltiyor…  

6 Kasım 2020’den itibaren Naci Ağbal başkanlığında TCMB, enflasyonla mücadele kapsamında sıkı para politikasını devreye sokarak, politika faizini Kasım ve Aralık ayı toplantılarında toplam 675 baz puan (yüzde 6,75 puan) artışla %17 seviyesine yükseltti. Artık, bankalar gecelik vadede değil, 1-haftalık vade ile fonlanmaya başlandı. Elbette, faiz artışı kredi faizlerine de yansıyarak TL cinsi ticari kredi faiz oranları %20, ihtiyaç kredisi faiz oranları ise %23 seviyelerinin üzerine çıktı.

Enflasyonun sadece Türkiye’de değil küresel bazda da sinyallerini almaya başladık. Özellikle Türkiye’nin dış borçlanmada ağırlıklı olarak ABD doları ve Euro cinsinden borçlanması sebebiyle gözümüz ABD ve Euro Bölgesi ekonomilerinde. Nitekim ABD merkez bankası Fed, enflasyon vurgusu yapmaya başladı bile. Bu sebeple düşük faiz imkanından yararlanmak isteyen Türk şirketleri yurt dışındaki düşük faiz oranlarından faydalanmayı tercih etmeye başladı. Aslında şu şekilde sorsaydım siz zaten cevabını vermiş olacaktınız: “Bir şirket yöneticisi olsaydınız, yurt dışı borçlanma faizleri halen düşük seviyelerini korurken, üstelik de Türkiye’nin risk primi düşmüşken yurt içinden mi, yoksa yurt dışından mı borçlanmayı tercih ederdiniz?”

Eklemekte fayda var; aşılamanın olumlu sonuçlar vermesi ile birlikte, yılın ikinci yarısında kısıtlamalar da azalmaya başlayacaktır. Ve enflasyon sinyallerinin arttığı bir ortamda, Fed de faiz artırımına ilişkin sözlü yönlendirmelerine devam edecektir. Aşağıdaki grafikte, Fed’in 2013 yılı sonlarında faiz artırımı yapacağını sözlü olarak belirtmesiyle, Türkiye’deki finans dışı özel sektörün yurt dışından uzun vadeli borçlanmaya ağırlık verdiğini açıkça görebiliyoruz. 

Kaynak: TSMB, TDM

Peki, risk primi ne zamana kadar düşük kalmaya devam edecek?

Türkiye’nin Nisan 2020’de 650 seviyesinin üzerine çıkan 10-yıl vadeli CDS primleri 18 Şubat itibariyle 318 seviyelerine kadar geriledi. Benzer şekilde, 2-yıl vadeli CDS primi Mayıs 2020’de 580 seviyesini aşmışken yine 18 Şubat itibariyle 213 seviyelerine gerilemiş durumda. Bu iki sayı şunu ifade ediyor: Türkiye Hazinesi ve şirketleri diyelim ki ABD doları cinsinden 2-yıl vadeli borçlanmak istiyor. Yatırımcıya vadedilen getiri 2-yıl vadeli ABD tahvil faiz oranının üzerine %2-3 gibi ek bir prime işaret ediyor, ki bu prim hatırlarsak, 2020 yılı Nisan ayında %6’lara kadar yükselmişti. investing.com sitesinden aldığım aşağıdaki grafikte Türkiye’nin 2-yıl vadeli CDS primlerinin seyrini görebilirsiniz.

Kaynak: INVESTING.COM

Türkiye’nin risk primi düşmesine rağmen, Covid-19 ile ilgili her olumlu gelişme başta petrol olmak üzere emtia ve özellikle de gıda fiyatları üzerindeki baskıyı artırıp, enflasyon beklentilerini yukarı çekecektir. Bu sebeple Türkiye’nin risk primi düşmüşken yurt dışındaki mevcut düşük faiz imkanından faydalanmak elbette şirketler için rasyonel bir çözümdür.

Yukarıda sorduğum risk priminin ne zamana kadar düşük kalacağı tamamen Covid-19’a bağlı. Nasıl mı? Kısıntılar devam etse de etmese de, enflasyon baskısı sürecek, kısıntılardaki gevşeme fiyat artışlarını daha da hızlandıracaktır. Bu arada şunu hatırlatmak istiyorum; tedarik zincirindeki zorluklar (beklenen ithal ürünlerle ihraç edilecek ürünlerin nakliyesindeki zorluklar) küresel olarak tedarikçilerin fiyat yükseltmesine, yüksek maliyetler ise nihai ürün fiyatlarına yansıtılarak tüketici fiyat enflasyonunun küresel olarak artmasına sebep oluyor. Bütün bunların yanı sıra, enflasyon beklentilerindeki artış da, borç verenlerin yüksek faiz oranı istemesini beraberinde getiriyor. Bu durum, dış borcu oldukça fazla olan Türk kamu ve özel sektörünün üzerindeki yükünü artıran çok önemli bir faktördür. Dolayısıyla, Covid-19 kısıtlamalarındaki gevşeme; enflasyon, cari açık, bütçe ve borç sorunlarını artıracak sonuçları da doğuracaktır.

Dr. Fulya Gürbüz

Ekonomi Gündemi: MB faiz kararı, bütçe, konut, dış borç ve Fitch değerlendirmesi

15 ŞUBAT 2021, PAZARTESİ

OCAK AYI TARIM ÜRÜNLERİ ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TARIM-ÜFE) – TÜİK

Aralık ayında Tarım-ÜFE aylık %2,58, yıllık %21,24 artış kaydetmişti. Ocak ayında ise Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) alt endeksine göre gıda ürünleri alt endeksi aylık %3,69, yıllık %26,56 artışla yükselişini sürdürmeye devam ettiğini gördük. Ocak ayında da büyük olasılıkla Tarım-ÜFE’deki artış eğilimi sürecek.

OCAK AYI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE DENGESİ – HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

Geçen hafta Hazine’nin nakit bütçe dengesinin 26,1 milyar TL açık verdiğine tanık olduk. Hazine nakit bütçesini kapsayan merkezi yönetim bütçesi de Ocak ayında benzer bir açık verecek. Merkezi yönetim bütçesi 2020 yılında toplam 172,7 milyar TL açık vererek tarihi rekorunu kırmıştı. Aşağıdaki grafikte 2016 yılından bu yana bütçe açığındaki hızlanmayı görebilirsiniz.

Kaynak: TDM

OCAK AYI KONUT SATIŞLARI – TÜİK

Aralık ayında konut satışları önceki aya göre 6 bin 502 azalışla 105 bin 981 olarak gerçekleşti.

16 ŞUBAT 2021, SALI

ARALIK AYI KONUT FİYAT ENDEKSİ (TARIM-ÜFE) – TCMB

Kasım 2020’de konut fiyat endeksi bir önceki aya göre 2,3 puan artışla 152,2 seviyesine yükseldi.

17 ŞUBAT 2021, ÇARŞAMBA

ARALIK 2020 ÖZEL SEKTÖR UZUN VADELİ KREDİ BORCU – TCMB

Kasım ayında özel sektörün uzun vadeli kredi borcu aylık 0,3 milyar dolar azalışla 160,9 milyar dolar seviyesine gerilemişti. Söz konusu borcun %57’si finans dışı özel sektöre, %37’si bankalara, %6’sı ise bankacılık dışı finansal kuruluşlara ait bulunuyor. Toplam borcun 30 milyar doları özel sektörün tahvil cinsinden, 131 milyar doları ise kredi cinsinden uzun vadeli borcu içermektedir.

Kaynak: TCMB, TDM

18 ŞUBAT 2021, PERŞEMBE

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI (TCMB) PARA POLİTİKASI TOPLANTISI KARARI

Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın göreve geldiği 2020 yılı Kasım ayında yapılan ilk para politikası toplantısında 1-hafta vadeli borç verme faiz oranı olan politika faizi yüzde 4,75 puan (475 baz puan) artışla %10,25’ten %15’e, Aralık ayı toplantısında 200 baz puan artışla %17 seviyesine yükseltilmişti. Ocak ayı para politikası toplantısında yüksek enflasyon ve sıkı para politikasına vurgu yapılarak politika faizinde bir değişiklik yapılmamıştı. TCMB para politikasında özellikle enflasyonist gelişmelere odaklanmaktadır. Buna göre, Ocak ayında tüketici fiyat enflasyonu (TÜFE) bir önceki yılın aynı ayına göre %14,75, üretici fiyat enflasyonu ise %26,16 seviyelerine yükseldi. Geçen hafta TCMB’nin reel sektör ve finansal sektör temsilcileri ile profesyonellerden oluşan Şubat ayı Beklenti Anketi sonuçlarına göre piyasanın yıl sonu TÜFE beklentisi %11,23 seviyesinde bulunuyor. Öte yandan TCMB, Ocak ayında yayınladığı 2021 yılı birinci çeyrek Enflasyon Raporunda enflasyonun (TÜFE’nin) %70 olasılıkla, 2021 yılı sonunda orta noktası %9,4 olmak üzere, %7,3 ile %11,5 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini duyurmuştu. Küresel bazda yüksek hammadde fiyatlarına bağlı olarak enflasyonist baskıların artmaya devam etmesine rağmen büyük merkez bankalarının düşük politika faizi politikasını sürdürmeye devam etmeleri, dahası yurt içinde bankacılık sektörü kredi hacminde kaydedilen düşüş eğilimini de dikkate aldığımda TCMB’nin perşembe günkü toplantısında politika faizinde beklemede kalacağını tahmin ediyorum.

ARALIK 2020 KISA VADELİ DIŞ BORÇ STOKU-TCMB

Kasım 2020’de Türkiye’nin kısa vadeli (1-yıldan kısa vadeli) dış borç stoku aylık 2,7 milyar dolar artışla 134,6 milyar dolar seviyesine yükselmişti. Söz konusu borcun 21,3 milyar doları Merkez Bankasına, 24,6 milyar doları kamuya, 88,7 milyar doları özel sektör kuruluşlarına aittir. Özel sektör içerisinde finansal olmayan kuruluşların kısa vadeli dış borç stoku 56,6 milyar dolar seviyesindedir. Gelecek 12 ayda vadesi dolacak toplam dış borç tutarı ise 184,3 milyar dolardır.

ŞUBAT AYI TÜİK TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ-TÜİK

Ocak ayında endeks aylık 3,2 puan artışla 83,3 seviyesine yükselmişti. Endeksin 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durum olduğunu gösteriyor.

Kaynak: TUİK

TCMB VE BDDK, 12 ŞUBAT 2021 TARİHLİ HAFTALIK PARA VE BANKA VERİLERİ – BDDK, TCMB

5 Şubat ile biten haftada TCMB’nin sıkı para politikasının bir sonucu olarak piyasadaki likiditeyi gösteren parasal göstergelerdeki (M1, M2, M3) düşüş devam etti. Gerçek kişilerin döviz tevdiat hesapları önceki haftaya göre 0,4 milyar dolar, tüzel kişilerin ise 0,7 milyar dolar azalma gösterdi. Bankacılık sektörü yabancı para net genel pozisyonu artışını sürdürerek 5,9 milyar dolar seviyesine yükseldi. Altın rezervleri önceki haftaya göre 1 milyar dolar azalırken, döviz cinsi rezervler önceki haftaya göre 1 milyar dolar artış kaydetti. Böylece uluslararası rezervler 95,5 milyar dolar ile önceki haftaya göre değişiklik göstermedi. Yabancı yerleşiklerin mülkiyetindeki hisse senedi ve DİBS portföyü bir önceki haftaya göre 2,3 milyar dolar artışla 40,8 milyar dolar seviyesine yükseldi.

Kaynak: BDDK, TCMB, TDM

19 ŞUBAT 2021, CUMA

FITCH RATINGS, TÜRKİYE KREDİ NOTU DEĞERLENDİRMESİNİ AÇIKLAYACAK

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, 21 Ağustos 2020 değerlendirmesinde Türkiye’nin BB- seviyesindeki kredi notunu teyit etmiş, görünümünü durağan’dan negatif’e çevirmişti. En son 21 Ocak’ta kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P), Türkiye’nin döviz cinsinden kredi notunu “B+”, yerel para birimi cinsinden kredi notunu ise “BB-” olarak teyit etmiş, ülkenin kredi notu görünümünü “durağan” olarak kaydetmişti. Moody’s ise 4 Aralık 2020’deki değerlendirmesinde Türkiye’nin “B2” olan kredi notunu ve “negatif” olan not görünümünü değiştirmemişti. TDM’den (Turkey Data Monitor) aldığım aşağıdaki grafik üç uluslararası kredi derecelendirme kuruluşunun Türkiye’nin uzun vadeli yabancı para kredi notunu göstermektedir. Görebileceğiniz gibi her üç değerlendirme de Türkiye’nin yatırım yapılabilir seviyesinin altında bulunuyor.

Kaynak: TDM

ARALIK 2020 NET ULUSLARARASI YATIRIM POZİSYONU (UYP) – TCMB

Kasım 2020’de UYP 385,9 milyar dolar açık vermişti. Uluslararası yatırım varlıkları 228,6 milyar dolar, yükümlülükler 614,5 milyar dolar seviyesinde bulunuyordu.

Varlıkların alt başlıklarına göre Doğrudan Yatırımlar 53,5 milyar dolar, Portföy Yatırımları 1,7 milyar dolar, Diğer Yatırımlar (hisse senedi, katılım payları, mevduat, krediler, ticari krediler, TCMB) 90,7 milyar dolar, rezerv varlıklar 82,7 milyar dolar seviyesinde bulunuyor.

Yükümlülükler tarafında ise Doğrudan Yatırım yükümlülükleri 197,1 milyar dolar, Portföy Yatırımları yükümlülükleri 110,0 milyar dolar, Diğer Yatırım yükümlülükleri (mevduat, krediler, ticari krediler, SDR tahsisatları) 307,4 milyar dolar seviyesinde bulunuyor.

Kaynak: TCMB, TDM

Dr. Fulya Gürbüz

Ocak ayında talepte daralma sürdü, sanayi üretimini dış ticaret destekledi

Sevgili Ekonomi Okuryazarları, 8-12 Şubat 2021 haftasında açıklanan Aralık 2020 ayına ait talep ve üretime ilişkin verilerin cari işlemler dengesine nasıl yansıdığını, Ocak 2021 ayına ait ön göstergelerin talep, üretim ve cari işlemler dengesinde nasıl bir etki yarattığını sizlere aktarıyorum.

8-12 Şubat haftası: İşsizlik, dış ticaret, sanayi üretimi, perakende satış, beklenti anketi ve cari işlemler dengesi

10 ŞUBAT 2021, ÇARŞAMBA

KASIM 2020 DÖNEMİ İŞGÜCÜ VERİLERİ – TÜİK

Eylül-Ekim-Kasım dönemini kapsayan Ekim 2020 döneminde işsizlik oranı aylık %0,07 puan artışla %12,73’e yükselmiş, tarım dışı işsizlik oranı %14,79 olarak tahmin edilmişti. Sektör bazında sanayi ve inşaat sektörlerinde önceki aya göre istihdam artışı kaydedilirken tarım ve hizmet sektörlerinde azalma görülmüştü. Genç işsizlik oranı ise %0,55 puan artışla %24,87’ye yükselmişti. Ancak bu hesaplamalarda iş aramayıp çalışmaya hazır olan 4 milyon 348 bin kişi hesaba katılmamaktadır. Ekim döneminde normal işsiz sayısı aylık 11 bin kişi azalışla 4 milyon 5 bin kişiye gerilemiş olsa da iş aramayıp çalışmaya hazır olan kişi sayısı aynı dönemde 212 bin artarak 4 milyon 348 bin kişiye yükselmişti. Dolayısıyla “geniş tanımlı işsiz sayısı” 8 milyon 353 bin kişiye yükselmiş, “geniş tanımlı işsizlik oranı” ise Eylül dönemindeki %22,73’ten Ekim döneminde %23,33 seviyesine yükselmişti. İSO imalat sektörü PMI verileri Kasım, Aralık ve Ocak aylarında imalat sektörü istihdamındaki artışın devam ettiğine işaret ediyor.  

ARALIK 2020 DIŞ TİCARET ENDEKSLERİ – TÜİK

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat miktar endeksi 2020 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre %0,9 azalmış, ithalat miktar endeksi ise %1,3 artış kaydetmişti. Aşağıdaki grafik 2010 baz yılına göre Kasım ayında ihracatta düşüşe, ithalatta ise artışa işaret ediyor.

Kaynak: TÜİK

Kasım ayında 105,2 değeri ile dış ticaret haddi 100 seviyesinin üzerinde kalmayı başardı. Merkez Bankası, dış ticaret haddinin 100 üzerindeki seviyelerini “dış ticarete konu malların baz yılına göre pahalıya satılıp, ucuza satın alındığını gösterdiği için ülke lehine bir durum” olarak nitelendirmektedir. Aşağıda eklediğim dış ticaret haddi grafiği ise enerji dışı dış ticaret haddinin (yeşil çizgi) Kasım ayında 100,5 seviyesine kadar gerilediğini gösteriyor. Bu şu anlama geliyor: Enerji dışı ürün ihracatçıları sert rekabet ortamında zorlanarak da olsa ayakta kalabilmekteler.

Kaynak: TDM

11 ŞUBAT 2021, PERŞEMBE

TCMB VE BDDK, 5 ŞUBAT 2021 TARİHLİ HAFTALIK PARA VE BANKA VERİLERİ – BDDK, TCMB

29 Ocak itibariyle piyasadaki likiditeyi gösteren parasal göstergelerde (M1, M2, M3, TCMB’nin sıkı para politikasının bir sonucu olarak önceki haftaya göre gerileme var. Tüzel kişilerin döviz tevdiat hesaplarında ise 0,5 milyar dolarlık azalma kaydedildi. Uluslararası rezervler (altın ve döviz cinsi rezervler) önceki haftaya göre 2,2 milyar dolar artışla 95,5 milyar dolar seviyesine yükseldi. Yabancı yerleşiklerin mülkiyetindeki hisse senedi ve DİBS portföyü bir önceki haftaya göre 1,0 milyar dolar azalışla 38,4 milyar dolara geriledi.

Kaynak: BDDK, TCMB, TDM

12 ŞUBAT 2021, CUMA

ARALIK AYI SANAYİ ÜRETİMİ ENDEKSİ – TÜİK

2020 yılı Kasım ayında sanayi üretimi bir önceki aya göre %1,3, bir önceki yılın aynı ayına göre %11 artış kaydetmişti. Aralık ayına ilişkin öncü veriler sanayi üretiminin önceki aya göre artışını sürdüreceği işaretini veriyor: İhracat ve ithalat hacmi ile Reel Kesim Güven Endeksi alt endeksi olan mevcut siparişlerde önceki aya göre kaydedilen artışlar, kapasite kullanımının yatay kalması. Öte yandan AA Finans Sanayi Üretimi Beklenti Anketi’ne göre takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksinin Aralık 2020’de bir önceki yılın aynı ayına göre %8,8 artması bekleniyor.

Kaynak: TUİK

ARALIK AYI PERAKENDE SATIŞ ENDEKSİ – TÜİK

2020 yılı Kasım ayında perakende satış hacmi bir önceki aya göre %2,2, bir önceki yılın aynı ayına göre %11,9 artış kaydetmişti. Sanayi üretimindeki gerekçeler ve kredi hacmindeki iyileşme Aralık ayında perakende siparişlerde de artış ihtimalini ortaya koyuyor.

ARALIK AYI ÖDEMELER DENGESİ – TCMB

2020 yılı Kasım ayında 4,1 milyar dolar cari işlemler açığı kaydedilmişti. Bunda en büyük faktör 3,8 milyar dolar açık veren dış ticaret dengesi olmuştu. Aralık ayında ihracatta bir önceki aya göre 1,8 milyar dolarlık artış, ithalatta 1,1 milyar dolarlık artış kaydedilirken, turizm gelirlerinde 0,2 milyar dolarlık azalma var. Söz konusu gelişmeler cari işlemler dengesinde bir önceki aya göre 0,5 milyar dolarlık artışa işaret ediyor ki bu hesap bizi 4,6 milyar dolarlık cari açık büyüklüğüne ulaştırıyor. Ancak cari işlemler hesabı tablosunda altın dış ticareti ile ilgili gelişmeler cari işlemler dengesi tahminimi etkileyecek önemli faktör olduğunu eklemek isterim. Nitekim AA Finans Anketi’ne göre de Aralık ayı cari açık beklentileri 2,8 milyar dolar ile 6,0 milyar dolar arasında geniş bir aralıkta yer alıyor. Kasım ayında 12-aylık toplam cari işlemler açığı 38,0 milyar dolar olarak gerçekleşmişti, AA Finans Ödemeler Dengesi Beklenti Anketi’ne göre cari işlemler hesabının 2020’de 39 milyar dolar açık vermesi bekleniyor.

ŞUBAT AYI TCMB BEKLENTİ ANKETİ SONUÇLARI – TCMB  

Ocak ayı Beklenti Anketi beklentilerine göre yıl sonu TÜFE %11,15, gelecek 6 ayda TCMB politika faizi %15,92, gelecek 12 ayda TCMB politika faizi %13,28, yıl sonu Dolar/TL kuru 8,090, yıl sonu cari işlemler açığı 24 milyar dolar, yıl sonu yıllık GSYH büyüme oranı %3,91, 2022 yılı GSYH büyüme oranı %4,27 seviyelerinde bulunuyor.

Dr. Fulya Gürbüz

Zamlar enflasyonu şahlandırdı, tüketici ve üreticinin belini büktü

Döviz kurlarında düşüşe (Türk lirasında değer artışı) rağmen yurt içi üretici maliyetleri ve tüketici fiyatları artmaya devam ediyor.

TÜİK verilerine göre yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) Ocak ayında yıllık %26,16, aylık %2,66 artış kaydetti. Aylık bazda sert yükselişler var: Ham petrol ve doğal gaz maliyetleri %10, diğer ulaşım araçları %10,2 tütün ürünleri %15,4 su ve suyun arıtılması ve dağıtılması %15,6 artış kaydetti.  Aşağıdaki grafiklerden üstteki Yİ-ÜFE endeksinin bir önceki yılın aynı ayına göre değişimini, altındaki ise üretici fiyatlarını oluşturan alt kalemlerin aylık değişimlerini göstermektedir.

Kaynak: TÜİK

Üretici maliyetlerinin artışında yurt dışından ithal edilen hammadde fiyatlarındaki artışa ek olarak Ocak ayında yapılan zamların da etkisi var. Sözcü gazetesi haberine göre Ocak ayı zam ayı oldu: Elektriğe %6, doğal gaza %21 ve %1 olmak üzere iki kere artış, alkollü içeceklere %17,0’lik ÖTV zammı, köprü ve otoyol ücretlerine %26, özel iletişim vergisine %2,5 puan zam yapıldı.

Söz konusu zamlar tüketici fiyatlarında da artışları beraberinde getirdi. TÜİK verilerine göre tüketici fiyat enflasyonu (TÜFE) Ocak ayında önceki aya göre %1,68 artış kaydetti. Böylece TÜFE bir önceki yılın aynı ayına göre %14,97 artış kaydetmiş oldu. Gıda fiyatları aylık %2,48, yıllık %18,1 artış kaydetti. Aşağıdaki grafiklerden üstteki TÜFE’deki yıllık değişimi, alttaki grafik ise ana harcama kalemlerinde aylık değişimleri göstermektedir.

Kaynak: TÜİK

Dr. Fulya Gürbüz

Siz karar verin: Türkiye imalat sektörü Ocak ayında büyüdü mü, küçüldü mü?

Türkiye’de “üretim yapılıyor” ve “üretim yapılmıyor” diye farklı yorumlar, tartışmalar gündeme gelebiliyor. Bu yazımda sizlere imalat sektörüne ilişkin Ocak ayı verilerine ait raporları sunacağım. Yazının sonunda imalat sektörü Ocak ayında büyüdü mü, küçüldü mü sizler karar vereceksiniz.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), İstanbul Sanayi Odası (İSO), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) ile uluslararası bir kuruluş olan IHS Markit yayınladığı Ocak ayına ilişkin raporları sırasıyla aktarmaya başlayayım:

TCMB: İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (KKO) – Ocak 2021’de yüzde 75,4 seviyesine yükseldi

Not: “Kapasite kullanım oranının %80-85 aralığında olması yüksek bir düzey olarak kabul edilmekte, %90 üzerinde olması ekonominin çok canlı olduğu anlamına gelmektedir. %70-80 aralığındaki kapasite kullanım oranı ise ülkede yeni yatırımlar yapılmasa bile gelişme potansiyelinin bulunduğunu göstermektedir.” Koç, E., Şenel, M. C., Kaya, K., 2017, Türkiye’de Ekonomik Göstergeler – İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı, Mühendis ve Makina cilt 58, sayı 689, s. 1-22

İmalat sanayi genelinde kapasite kullanım oranı (KKO), bir önceki aya göre 0,2 puan azalarak yüzde 75,4 seviyesinde gerçekleşmiştir. Mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı (KKO-MA), bir önceki aya göre 0,2 puan artarak yüzde 75,6 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Üretilen mallar özelinde hem dayanıklı tüketim malı hem de ara malı üretiminde kapasite kullanımı Ocak ayında önceki aya göre 0,2’şer puan artış gösterdi. Dayanıksız tüketim malı üretiminde kapasite kullanımı önceki aya göre 0,4 puan düşüş kaydetti. Yatırım malı üretiminde kapasite kullanımı ise önceki aya göre değişiklik göstermedi. Dayanıklı tüketim malları ve ara malları üretiminin Türkiye’nin en büyük ihracat sektörü olan otomotiv sektörüyle doğrudan ilişkili sektörler olduğunu eklemek isterim.

Aşağıdaki grafikte KKO’nun 2020 yılı ortasından itibaren %75 seviyelerinde hareket ettiğini, söz konusu seviyenin iç talepte daralmanın yaşandığı 2014 yılındaki seyre paralel bir seyir ortaya koyduğunu görüyoruz. Hatırlatmak gerekirse 2014 yılı, ABD Merkez Bankası Fed’in Amerikan ekonomisinin ısınmaya başlaması sebebiyle faiz artırma sinyallerini verdiği bir dönemdi. Söz konusu dönemde Türkiye’nin dış borç stokundaki hızlanmada bir duraksama olmuş, faiz oranlarındaki artış iç talebi dolayısıyla da üretimi olumsuz etkilemişti. 2015 yılında TL faizlerindeki artışın etkisiyle düşük faizli dış borçlanmaya tekrar ağırlık verilmesi imalat sektöründeki kapasite kullanımının da artmasında etkili olmuştur.

Kaynak: TCMB

TCMB: Reel Kesim Güven Endeksinde (RKGE) mevcut aya ilişkin değerlendirmeler – Ocak 2021’de 107 seviyesine yükseldi

Not: RKGE’nin 100 üzerindeki değerler iyimser görünüme, aşağısındaki değerler kötümser görünüme, 100 değerine eşit olması ise istikrarlı görünüme işaret etmektedir.

2021 yılı Ocak ayında RKGE, bir önceki aya göre 0,2 puan artarak 107,0 seviyesinde gerçekleşmiştir. Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, gelecek üç aydaki üretim hacmi, gelecek üç aydaki toplam istihdam, genel gidişat ve mevcut mamul mal stokuna ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde etkilerken, son üç aydaki toplam sipariş miktarı, mevcut toplam sipariş miktarı, sabit sermaye yatırım harcaması ve gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarına ilişkin değerlendirmeler endeksi azalış yönünde etkilemiştir.

Kaynak: TCMB

Mevcut toplam siparişlerin ve mevcut mamul mal stokları seviyesinin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir önceki aya göre güçlendiği görülmektedir.

RKGE verileri “son üç ay”, “mevcut durum” ve “gelecek üç ay” için değerlendirmeleri içermektedir. Aşağıdaki tabloda hem iç piyasa hem de ihracat siparişlerinin bir önceki aya göre (kısa kırmızı oklar) mevsim normallerinin daha da altında kaldığını gösteriyor. Raporda siparişlerle ilgili söz konusu yorum sektörün ortalamasını vermekte; tüketim malı, ara malı ve yatırım malı siparişleri özelinde bir detay ortaya koymamaktadır.

Kaynak: TCMB

İSO: İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) – Ocak 2021’de 54,4 seviyesine yükseldi

Not: Endeksin 50 üzerindeki değerler sektörün önceki aya göre büyüdüğünü, altındaki değerler ise önceki aya göre küçüldüğünü göstermektedir.

İstanbul Sanayi Odası ve IHS Markit’ten elde edilen PMI® anket verileri, 2021 yılı başında Türk imalat sektöründeki büyüme hızının iyileştiğine işaret etti. Üretim, yeni siparişler ve ihracat büyüme bölgesine geri dönerken istihdam artış hızı 3 yıldan uzun bir sürenin en yüksek düzeyine çıktı.

Türk lirasındaki göreli istikrar, hem girdi maliyetlerinin hem de nihai ürün fiyatlarının daha düşük oranlarda artmasını sağladı. Bununla birlikte ham madde yetersizlikleri enflasyonist baskıların yüksek kalmasına yol açarken teslimatlarda da gecikmeler kaydedildi.

Aralık’ta 50,8 olarak ölçülen manşet PMI endeksi Ocak’ta 54,4’e yükseldi ve faaliyet koşullarında Temmuz 2020’den bu yana en güçlü iyileşmeye işaret etti. Böylelikle, sektörün performansı üst üste sekiz ay güçlenmiş oldu.”

Aşağıdaki grafik kırmızı renkli çizgi ile gösterilen PMI endeksi ile mavi renkli çizgiyle gösterilen sanayi üretimi arasındaki yakın ilişkiyi ortaya koymaktadır.

Kaynak: ISO

MÜSİAD: Sanayi Sektörü SAMEKS Endeksi – Ocak 2021’de 53,8 seviyesine geriledi

Not: Endeksin 50 üzerindeki değerler sektörün bir önceki aya göre büyüdüğünü, altındaki değerler ise küçüldüğünü göstermektedir. İlgili rapora MÜSİAD’a başvurarak ulaşılabilmektedir.

“Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış Sanayi Sektörü SAMEKS Endeksi, 2021 yılı Ocak ayında, bir önceki aya göre 2,2 puan azalarak 53,8 seviyesine gerilemiştir.

Yeni siparişler alt endeksinin önceki aya göre 11,6 puan birden azalarak 51,0 seviyesine gerilemesi, bu dönemde sanayi sektöründe yaşanan ivme kaybında belirleyici rol oynamıştır.

Önceki aya göre 4,8 puan artarak 57,9 seviyesine yükselen üretim alt endeksi ise Aralık ayında başlayan artışını sürdürmüş ve olumlu bir görünüm arz etmiştir.

Geçtiğimiz iki ay boyunca hızlı bir şekilde düşüşe geçen girdi alımları, Ocak 2021 dönemi itibariyle yeniden ivme kazanmış ve 15,3 puanlık artışla 53,8 seviyesine yükselmiştir.

Girdi alımları ve üretimdeki artışa karşın yeni siparişlerin ivme kaybetmesi, bu dönemde firmaların mevcut stoklarını eritmeye yönelmesine neden olmuş ve nihai mal stoku alt endeksi 6,8 puan azalarak 44,7 seviyesine gerilemiştir.

Sektöre yönelik işgücünde ise üretim ve girdi alımlarındaki artışın olumlu etkisi hissedilirken, istihdam alt endeksi önceki aya göre 13,9 puan birden artarak 57,1 seviyesine yükselmiştir.

Böylece önceki aya göre 2,2 puan azalmasına karşın 53,8 puanla referans değerin üzerinde seyreden Sanayi Sektörü SAMEKS Endeksi, yeni yılın ilk ayında sanayide çarkların dönmeye devam ettiğine işaret etmektedir.”

Kaynak: MÜSİAD

IHS Markit: Küresel İmalat Sektörü Satın Alma Yöneticileri Endeksleri (PMI) – Ocak 2021

Not: Endeksin 50 üzerindeki değerler sektörün bir önceki aya göre büyüdüğünü, altındaki değerler ise önceki aya göre küçüldüğünü göstermektedir.

IHS Markit her ayın ilk iş gününde bir önceki ayın imalat sektöründeki gelişmeleri gösteren PMI endekslerini yayınlamaktadır. Türkiye ihracat hacminin %53’ünü oluşturan Euro Bölgesi imalat sektörü PMI verileri Hollanda’da 58,8, Almanya’da 57,1, İtalya’da 55,1, Avusturya’da 54,2, İrlanda’da 51,8, Fransa’da 51,6 olarak gerçekleşti. PMI seviyelerinin 50’nin üzerinde olması söz konusu ülkelerdeki imalat sektörlerinin bir önceki aya göre büyümesini sürdürdüğü anlamına geliyor. Almanya imalat sektöründeki büyüme hızı önceki ayın altında kalmış olsa da halen Euro Bölgesinin en hızlı büyüyen ikinci ülkesi. İspanya’da ise imalat sektörü PMI Covid-19’un olumsuz etkilerinin yansıması olarak 49,3 değerini alarak bir önceki aya göre küçülme kaydetti. İhracatımızın en yüksek olduğu Almanya’da ihracat siparişleri, Çin ve ABD’den gelen taleplere bağlı olarak artışını sürdürdü.   

Türkiye’nin ihracat gerçekleştirdiği ikinci en büyük ülke konumundaki İngiltere’de de imalat sektörü PMI endeksi 54,1 değeri ile önceki aya göre büyümesini sürdürdü. Ancak büyüme hızı, Brexit ve Covid-19 kaynaklı olumsuzluklar sebebiyle Aralık ayında kaydettiği 57,5 seviyesindeki PMI değerinin altında kaldı. Bir diğer önemli detay ise ara mallar (hammadde) ve yatırım malları üretimindeki büyümenin Ocak ayında da sürmesi.

Türkiye’nin ihracatında üçüncü sırayı alan ABD’de ise imalat sektörü PMI Ocak ayında 59,2 seviyesine yükseldi. Raporda, özellikle aşılamaya dair olumlu beklentiler sebebiyle stokları iyileştirme eğilimi ihracat siparişlerinde artışa sebep olduğu kaydediliyor.

Türkiye’nin olmasa da özellikle ABD ve Almanya’nın en önemli ticaret ortaklarından Çin’de ise yeniden baş gösteren Covid-19 vaka sayılarındaki artışın etkisiyle kapatmaların tekrar gündeme gelmesi imalat sektörü PMI endeksinin Aralık ayındaki 53,0 seviyesinden Ocak ayında 51,5 seviyesine gerilemesine sebep oldu. İmalat sektörünün Ocak ayında daha yavaş büyümesinin ardında yatan sebepler olarak üretim ve yeni siparişlerdeki artışın hız kestiği ve ihracat siparişlerindeki düşüş not edildi. Uzak Doğu PMI raporlarında ise Güney Kore, Hindistan ve Tayvan’da ihracat siparişlerindeki artışın imalat sektörlerindeki büyümede etkili olduğunu okuyoruz. Güney Kore özelinde hem yurt içi hem de ihracat siparişlerinde otomobil ve teknoloji ürünlerine yönelik talep artışı olduğu kaydedilirken, Hindistan’da tüketim ve yatırım mallarında talep artışına dikkat çekiliyor. Tayvan’da ise siparişlerdeki artışta müşterilerin tedarik zincirindeki aksamalardan olumsuz etkilenmemek adında stok mevcutlarını artırma istemlerine vurgu yapılıyor.

Maliyet tarafında ise küresel bazda hem girdi maliyetlerinin hem de çıktı fiyatlarının (yani tüketiciye yansıtıldığı fiyatın) artış eğilimini sürdürdüğünü de ülke raporlarında okuyoruz. Girdi maliyetlerinin artışında özellikle Covid-19’un etkisiyle tedarik zincirindeki kısıtların ve taşımacılık tarafındaki yetersizlik ve aksamaların hammadde fiyatlarını yukarı çekmesinin etkisi var.

İmalat sektöründe istihdamın Türkiye dahil küresel olarak Ocak ayında artmaya devam ettiğini de ekleyelim.

Dr. Fulya Gürbüz