2019 yılında ekonomimiz %0,9 büyüdü

TÜİK’in açıkladığı Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) verilerine göre 2019 yılının 4. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %6,0 büyüme kaydetti. Böylece GSYH 2019 yılı genelinde ortalama %0,9 büyüme kaydetmiş oldu.

2019 yılı genelinde hanehalkı tüketimi yıllık ortalama %6,5, devlet harcamaları %4,6, mal ve hizmet ihracatı %6,6 artış kaydetti; mal ve hizmet ithalatı yıllık ortalama %2,3, gayri safi sabit sermaye oluşumu ise %12,2 daralma yaşadı.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH ise bir önceki çeyreğe göre %1,9 artış kaydetti.

2018 yılında cari fiyatlarla 3,72 trilyon TL mal ve hizmet üretilmişken bu değer 2019 yılında 4,28 trilyon TL seviyesine yükseldi. ABD doları cinsinden bakıldığında GSYH 2018 yılında 789,0 milyar dolar iken 2019 yılında 753,7 milyar dolar seviyesine geriledi.

2019 yılının ilk yarısında ihracat desteğiyle büyüyen Türkiye ekonomisi özellikle son çeyrekte artan hanehalkı harcamalarının tetiklediği ithalatın desteğiyle büyüme kaydedildi. Yılın ilk üç çeyreğinde ortalama %4,2 daralan hanehalkı tüketim harcamaları son çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %6,8 artış kaydetti. Bu artışta 2018 yılı son çeyreğindeki düşük baz etkisinin rol oynadığını belirtelim. Mal ve hizmet ithalatı son çeyrekte %29,3, mal ve hizmet ihracatı %4,4 artış kaydetti.

Net uluslararası yatırım pozisyon açığı Aralık 2019’da aylık 1,9 milyar dolar artışla 348,9 milyar dolar oldu

Merkez Bankası, 2019 yılı Aralık ayı Uluslararası Yatırım Pozisyonu verilerini yayınladı.

Uluslararası yatırım pozisyonu, Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışındaki yerleşik kişiler ile finansal alacakları ve yükümlülüklerin yanında, rezerv varlık olarak tutulan altın şeklindeki finansal varlıklarının belli bir tarihteki stok değerini gösteriyor.

Yurt içi yerleşiklerin uluslararası varlıkları (doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları, diğer yatırımlar ve rezerv varlıklar) Aralık 2019’da bir önceki aya göre 2,4 milyar dolar artışla tarihi yüksek seviyesi olan 250,6 milyar dolar seviyesine yükseldi.

Yurt içi yerleşiklerin uluslararası yükümlülükleri (doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları, diğer yatırımlar) ise önceki aya göre 4,3 milyar dolar artışla 599,5 milyar dolar seviyesine yükseldi. Ocak 2018’de 715,5 milyar dolar rekor seviyesine yükselen uluslararası yükümlülükler Ağustos 2018’de 551,1 milyar dolar seviyesine gerilemişti. Yükümlülükler Ağustos-Aralık 2019 döneminde nispeten yatay bir seyir izledi.

Uluslararası varlıklar ile yükümlülükler arasındaki farkı gösteren Net Uluslararası Yatırım Pozisyonu ise Aralık 2019’da bir önceki aya göre 1,9 milyar dolar artışla 348,9 milyar dolar seviyesine yükseldi.

Yükümlülüklerin en büyük kalemini krediler, varlıklarda ise efektif ve mevduatlar oluşturuyor. Mart 2018’den itibaren bankalarda daha hızlı, diğer sektörlerde daha düşük ölçekte olmak üzere kredi yükümlülüklerindeki azalma; varlıklar tarafında ise efektif ve mevduatlarda artış net uluslararası yatırım pozisyonu açığının azalmasında etkili oldu.

Dr. Fulya Gürbüz

İmalat sektörü yatırım ve ara mallarında kapasitesini düşük tutarken, tüketim mallarındaki artış yavaşladı

Merkez Bankası verilerine göre 2020 yılı Şubat ayında reel kesim güven endeksi (RKGE), bir önceki aya göre 2,8 puan artarak 106,9 seviyesinde gerçekleşti. Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi (RKGE-MA) bir önceki aya göre 0,3 puan artarak 106,7 oldu. Endeksin 100 üzerindeki değerleri anket katılımcılarının güveninde iyileşmeye, altındaki değerler ise kötümserliğe işaret ediyor. Endeks 2019 Ekim ayından bu yana yükseliş eğilimini koruyor.

Son üç aydaki ve mevcut durumdaki ihracat sipariş miktarlarındaki artış ile mevcut durumdaki iç piyasa siparişlerindeki artış RKGE’yi bir önceki aya göre yukarı taşıdı. Toplam sipariş miktarına ilişkin beklentilerdeki kötümserlik azalmaya devam etti. Söz konusu olumlu gelişmeler katılımcıların gelecek üç aya yönelik üretim, sipariş, istihdam, ortalama birim maliyet ve satış fiyatlarında bir önceki aya göre iyimserliklerinin artmasına sebep oldu.

Öte yandan son üç aylık dönemde üretim hacmi, iç piyasa sipariş miktarları ve ortalama maliyetlerde bir önceki aya göre iyimserliğin azaldığını görüyoruz.

Raporda yer aldığı üzere mevcut stopların mevsim normallerinin üzerinde olması endeksi olumsuz etkiledi.

Gelecek on iki aydaki sabit sermaye yatırım harcamasına ilişkin artış yönlü beklentiler ise güçlendi.

Merkez Bankasının yayınladığı bir diğer veri de imalat sektörü kapasite kullanım oranı (KKO) oldu. Şubat ayında KKO bir önceki aya göre 0,5 puan artarak %76,0 seviyesinde gerçekleşti. Mevsimsel etkilerden arındırılmış KKO, bir önceki aya göre 0,8 puan artarak %76,6 seviyesinde gerçekleşti.

Tüketim malları KKO bir önceki aya göre azalırken, ara mallar ve yatırım malları KKO artış kaydetti. Bu gelişmeler RKGE verilerini destekliyor. 2019 yılının son çeyreğinde tüketim malları KKO %75 seviyesinin üzerinde seyrederken Ocak-Şubat 2020 döneminde düşüş eğilimine girdi. Ara malları ve yatırım malları KKO ise son 5 yılın düşük seviyelerini koruyor.

Kaynak: TCMB, TDM

Son iki ay hariç tüketim malları KKO’larda son dönemde yaşanan iyileşme hem iç hem de dış talepteki artışı destekliyor. Ancak küresel büyümeye ilişkin beklentilerdeki bozulma yatırım ve ara mal üretimi KKO’larını 2014 sonu 2015 başı seviyelerine geriletmiş durumda. Dolayısıyla imalat sektöründe istikrarlı bir güven artışı sağlanana kadar -ki bu küresel ticaret ve jeopolitik gelişmelere bağlı- yatırım harcamaları ve ara mal üretiminde yatay yönlü seyrin devam etmesini bekliyoruz.

Dr. Fulya Gürbüz

Hizmet sektöründe güven arttı, perakende ticaret ve inşaat sektörlerinde azaldı

TÜİK verilerine göre mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Şubat ayında bir önceki aya göre; hizmet sektöründe %3,4 arttı, perakende ticaret sektöründe %2,0 ve inşaat sektöründe ise %5,7 azaldı.

Yukarıdaki grafik ve tablodan;

. Son 3-aylık dönemde hizmet sektöründe yaşanan iyileşmenin gelecek 3-aylık dönem beklentilerinde iyimserlik getirdiğini,

. Perakende ticaret sektöründe son 3-aylık dönemde iş hacmi-satışlardaki düşüşün ve mevcut mal stoklarındaki artışın geleceğe yönelik beklentilerinde bozulma getirdiğini,

. İnşaat sektöründe ise alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyindeki azalmanın gelecek döneme ilişkin beklentilerde bozulma getirdiğini anlıyoruz.

Haftanın ekonomi gündemi: GSYH büyümesi, güven endeksleri ve dış ticaret verileri

24 Şubat 2020, Pazartesi

Şubat ayı reel kesim güven endeksi verileri açıklanacak. (Ocak 2020: 106,4)

Şubat ayı sektörel güven endeksleri verileri açıklanacak. (Ocak 2020: Hizmet sektörü 86,4, Perakende ticaret sektörü 96,6, İnşaat sektörü 77,1)

Şubat ayı imalat sektörü kapasite kullanım oranı açıklanacak. (Ocak 2020: %75,5)

27 Şubat 2020, Perşembe

Şubat ayı ekonomik güven endeksi açıklanacak (Ocak 2020: 97,1). Koronavirüs salgını ve Suriye sınırına ilişkin gelişmelerin Türk lirasında değer kaybına sebep olması ekonomik güven endeksinde gerileme görme ihtimalimizi artırıyor.

28 Şubat 2020, Cuma

2019 yılı dördüncü çeyrek (4Ç2019) GSYH verileri açıklanacak. 3Ç2019’da bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %0,9 artışla 1,15 trilyon TL (201,85 milyar dolar) GSYH elde edilmişti. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre %0,4 artış kaydetmişti. 4Ç2019’da artan iç talep paralelinde sanayi sektöründeki toparlanma ve baz etkisinin etkisiyle bir önceki yılın aynı dönemine göre %5,8, bir önceki çeyreğe göre %2 civarı bir büyüme bekleniyor. Böylece GSYH’nin 2018 yılında yıllık ortalama %2,8 büyümesinin ardından 2019 yılı ortalaması %0,7 seviyesine gerilemiş olacak.

MÜSİAD Şubat ayı satın alma müdürleri endeksini (SAMEKS) açıklayacak. Ocak ayında hizmet sektörü SAMEKS 46,7 seviyesine gerilemiş, sanayi sektörü SAMEKS ise 50 seviyesine yükselmiş böylece bileşik endeks 47,7 seviyesine gerilemişti. Endeksin 50 üzerindeki değerler sektörde büyümeye, altındaki değerler ise daralmaya işaret ediyor.

Ocak ayı dış ticaret verileri açıklanacak. Aralık 2019’da ihracat 14,7 milyar dolara gerilemiş, ithalat ise 19,0 milyar dolara yükselmişti. TİM (tim.org.tr) verilerine göre ihracat Şubat ayında bir önceki aya göre %4 gerilemişti. Merkezi yönetim bütçe verileri ise ithalatta aylık bazda gerilemeye işaret etmişti. Dolayısıyla dış ticaret dengesinde 2019 yılı Ağustos ayından Aralık ayı sonuna kadar devam eden bozulmanın 2020 yılı Ocak ayında da sürmesini bekliyoruz.

Finans dışı özel sektör, ticari krediler hariç yurt dışı kredi borcunu azaltmaya devam ediyor

TCMB verilerine göre, özel sektörün uzun vadeli dış borcu 2019 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre 2 milyar dolar azalışla 191,5 milyar dolar seviyesine gerilerken ticari krediler hariç kısa vadeli dış borcu 0,7 milyar dolar azalışla 9,5 milyar dolar oldu.

Özel sektörün ticari krediler hariç hem uzun vadeli hem de kısa vadeli kredi borcu 2018 yılı başından beri azalıyor.

Şubat 2018’de rekor seviyedeki 228 milyar dolar büyüklüğündeki uzun vadeli kredi borcu son 22 ayda %16 küçülerek 191,5 seviyesine geriledi. Özel sektör kısa vadeli yurt dışı kredileri ise aynı dönemde %52’lik düşüşle 9,5 milyar dolara geriledi. Ağustos 2019 yılında yaşanan Türk lirasındaki sert değer kaybı söz konusu eğilimi hızlandıran bir faktör oldu.

Sektörler bazında baktığımızda finans sektörü uzun vadeli yurt dışı kredi borcunun Kasım-Aralık 2019 döneminde arttığını görüyoruz. Finans sektörü uzun vadeli yurt dışı kredi borcunu 0,9 milyar dolar artırırken sanayi sektörünün 1,1 milyar dolar, hizmet sektörü 1,3 milyar dolar azalttı.

Sadece Aralık ayında finans dışı özel sektör, uzun vadeli kredi borcunu 2,3 milyar dolar azaltarak 103 milyar dolara düşürürken, ticari krediler hariç kısa vadeli kredi borcu 0,9 milyar azalarak 2,0 milyar dolara geriledi.

Finans dışı özel sektörün ticari krediler dahil yurt dışı kredi borcu Aralık ayında ithalat borçlarındaki aylık 2 milyar dolar artışın etkisiyle 53,6 milyar dolar seviyesine yükselmişti.

Özel sektörün uzun ve kısa vadeli yurt dışı kredi gelişmelerinden, finans dışı özel sektörün ticari krediler hariç yurt dışı kredi borcunu 2019 yılı son çeyreğinde azaltmayı tercih ettiğini, iç talebi karşılamak amacıyla da ithalat girdilerini artırdıklarını anlıyoruz.

Özel sektörün ithalat borcu artıyor, Merkez Bankası kısa vadeli dış borcu 8,4 milyar dolara yükseldi

TCMB verilerine göre 2019 yılı Aralık ayında kısa vadeli dış borç stoku Kasım ayına göre 3,7 milyar dolar artarak 118,2 milyar dolar seviyesine yükseldi. Merkez Bankasının dış borcu Aralık ayında bir önceki aya göre 2 milyar dolar artarak 8,4 milyar dolar ile tarihi en yüksek seviyesine ulaştı.

52,4 milyar dolar büyüklüğündeki özel sektörün kısa vadeli dış borç stokunun 45,3 milyar dolarını ithalat borçları oluşturuyor. Grafiksel olarak baktığımızda ithalat borçlarındaki artış 2019 yılının son çeyreğinde hızlandı ki bu, aynı dönemde iç talepteki iyileşmeyi destekleyen bir gelişme:

Kamunun kısa vadeli dış borcu 2019 yılının son çeyreğinde 21,8 milyar dolar ile yatay kalırken özel sektörün kısa vadeli dış borcu 88 milyar dolar seviyesine yükseldi. Finans dışı özel sektör kuruluşlarının kısa vadeli dış borcu 2019 yılı son çeyreğinde 52, 4 milyar dolar seviyesine yükselirken özel sektör finansal kuruluşların borcu 35,6 milyar dolar ile yatay kaldı. Aşağıdaki grafikte kısa vadeli dış borç gelişmelerini görebilirsiniz:

Tüketici güveni azalıyor

TÜİK, Şubat ayı tüketici güven endeksini açıkladı. Endeks 57,3 seviyesine geriledi.

Tüketicinin güveni düşüyor çünkü riskler artmaya başladı. Başlıca sebep Türk lirasında yaşanan değer kaybı:

Türk lirasındaki değer kaybı enflasyon üzerinde baskı yaratınca bütçe giderleri ağır basan hükümet ek vergileri devreye aldı. Bu da özelikle düşük gelirli hane halkının alım gücünü düşürdü, düşürmeye devam ediyor.

Tüketicinin güvenini artırabilecek bir faktör var mı?

Var demek isterdik ama şimdilik yok. Riskler artıyor. Virüs salgınından dolayı can kayıpları yükseliyor. Dahası, koronavirüs salgınının dünya ticaretini daha da aşağı doğru bastırması özellikle ihracatçı şirketlerin gelirlerini baskı altına alıyor. Firmalar Çin’den siparişlerini alamıyor, teslimatlar öteleniyor. Dünya ticaretinde önemli paya sahip olan şirketler ilk çeyrek gelir tahminlerini düşürüyor. Hammadde ihtiyacının karşılanamaması üretim maliyetlerini yukarı çekecektir. Bu da üretimde azalma ve istihdamda düşüş göreceğiz anlamına geliyor. Gıda tedarikinde aksama ve azalma, ise gıda enflasyonu açısından alarm çalmaya başlayabilir.

Koronavirüs, GSYH büyüme tahminlerini aşağı çekiyor

Çin’de patlak veren koronavirüsün etkileri hissedilmeye başlandı.

Hava yolu şirketlerinin rotalarına sınır getirmesi, Çin’de kapalı kalan fabrikalar, uluslararası ticarette yavaşlamanın ardından şirketlerden bilançolarının zarar göreceğine dair haberler gelmeye başladı.

. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s 2020 yılı küresel büyüme beklentisini %2,4’e, Çin büyüme beklentisini %5,2’ye düşürdü.

. Oxford Economic 2020 yılı küresel büyüme beklentisini %2,5’ten %2,3’e, Çin büyüme beklentisini %5,4’e düşürdü. 2020 yılı büyüme tahminleri ABD için %1,6, Euro Bölgesi için %0,8, Japonya için %0,5, İngiltere için %1, Hindistan için %5,5 seviyelerine çekildi.

. Apple, Çin’de iPhone fabrikasının açılmasına rağmen üretimin bekledikleri hızda gerçekleşmemesi ve Çin’de talepteki zayıflamaya bağlı olarak ilk çeyrekte gelir tahminlerine ulaşamayacaklarını açıkladı.

. Singapur Hava Yolları, talepteki gerilemeye bağlı olarak bazı uçuşlarını iptal ettiklerini, bazı rotaları durdurduklarını açıkladı.

Merkez Bankası politika faizini %10,75 seviyesine düşürdü

Merkez Bankası bugün yaptığı aylık olağan toplantısında politika faizini %11,25’ten %10,75 seviyesine düşürdü.

Merkez Bankasının yayınladığı basın bülteninde yurt içinde iktisadi faaliyetin toparlandığı konusunda hem fikirim. Ancak;

. “Net ihracatın büyümeye katkısı gerilerken…” deniyor, doğru, ama koronavirüs salgınını göz ardı etmemeliyiz. Ekonomik faaliyetleri kısmen de olsa başlayan Çin’de 2020 yılı için büyüme beklentisi %5,2’ye düşürüldü. Çin ile ekonomik ilişkileri güçlü olan Almanya’dan ise tedarik sorununa yönelik işaretler gelmeye başladı. Almanya, Türkiye’nin en büyük ticari ortağı. Bu sebeple ihracat performansımız üzerinde kara bulutlar dolaştığını söylemek yanlış olmaz.

. Dolayısıyla “Son dönemde belirgin bir iyileşme kaydeden cari işlemler dengesinin önümüzdeki dönemde ılımlı bir seyir izlemesi makro politika bileşimi açısından önem arz etmektedir” denilse de cari açıktaki eğilim ithalat artış hızına bağlı olacak. Evet, havaların ısınmasıyla turizm gelirlerinde iyileşme olması halinde cari açık üzerindeki baskı azalacaktır ancak virüsün etkisinin turizm üzerindeki etkileri göz ardı edilmemeli.

. “ Enflasyon başta olmak üzere makroekonomik göstergelerdeki iyileşme ülke risk primindeki düşüşü desteklemekte ve maliyet unsurları üzerindeki baskıların sınırlanmasına katkıda bulunmaktadır” yorumuna yönelik olarak koronavirüs salgınının arz tarafında oluşturduğu sıkıntılar enflasyon üzerinde baskı oluşturabilir. Çünkü, Çin kaynaklı arz sıkıntıları haberleri gelmeye devam ederken dünyanın geri kalanında hammadde fiyatlarının yukarı gelme ihtimali var.

. “Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını değerlendirmektedir” yorumu için bütçe performansındaki gelişmeler dikkate alınmaya değer. İç talepteki artış son dört aydır vergi gelirlerine olumlu yansıdı ancak virüs salgınının iç tüketim ve şirket gelirleri üzerindeki etkilerini aylık bütçe verilerinde ve ilk çeyrek bilançolarında göreceğiz.